ADHK; Baskı ve zulme karşı başkaldırı meşrudur!

7 Ekim Cumartesi günü islamcı Hamas’ın silahlı kanadı Kassam Tugayları’nın yanı sıra FHKC ve FDKC gibi çok sayıda Filistinli örgütün abluka altındaki Gazze Şeridi’nden İsrail’e yönelik olarak ‘’Aksa Tufanı’’ ismiyle başlattığı operasyon, İsrail’in uzun yıllardır Filistin topraklarında sürgit devam eden zulmüne karşı yükseltilen silahlı direniş hamlesi olması özelliğiyle ezilen Filistin halkının siyonist işgalciliğe karşı yanıtı niteliğinde olmuştur.

On yıllardır Filistin halkına her türlü zülmü yaşatan, “teröristler barınıyor” bahanesiyle; her defasında onlarca binayı bombalayarak yerle bir eden, yüzlerce sivilin katline sebep olan İsrail devletine karşı herhangi bir kınama mesajı bile vermeyen, Amerika başta olmak üzere bütün emperyalist devletler, her zaman olduğu gibi bugün de İsrail ile dayanışma içerisinde olduklarını açıklıyorlar. Filistin ulusunun kendi kaderini kendi tayin etme hakkını kullanmasına engel olan emperyalistler, kendilerinin Orta Doğu’daki karakolu olan faşist İsrail devletinin Filistinlilerin direnişini bahane ederek 2 gündür Gazze ve Batı Şeria’yı yerle bir ederek yüzlerce insanı katletmesine göz yumdukları gibi, destek vermektedirler.

Yanı sıra Faşist T.C’nin Rojava bölgesine dair saldırıları yeni bir boyut kazanmıştır. Rojava’daki demokratik hak kazanımlarını tasfiye etme yönündeki kararlılığını sürekli olarak gösteren Faşist T.C’nin halkın en önemli gereksinimlerinin sağlandığı tesisleri özel olarak bombalaması bölgenin insansızlaştırılmak istendiğinin açık göstergesidir. Faşist T.C devletinin Kürdistan üzerinde uçuşuna kolaylık sağlayan Rusya ve ABD, Rojava‘ya karşı geliştirilen saldırılarda yaşamını yitiren sivilleri katletmesine ve insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan lojistik alanları, sağlık merkezlerini, hastaneleri bombalayan Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı hiçbir şey söylediklerine tanık olmuyoruz. Bu zulme ortak olan bütün devletleri kınıyoruz.

Ortadoğu’da emperyalistler eliyle süren bu katliam düzenini reddediyor, emperyalistler ve onların özel savaş aparatlarına karşı sürdürülen mücadeleyi meşru görüyoruz. Uzun yıllardır fiili işgal altında tutulan Filistin topraklarındaki kanlı katliamlara, işkencelere ve yargısız infazlara karşı gelişen halkın haklı isyanının yanında olmayı her devrimcinin ortak sorumluluğu addediyoruz.

Ortadoğu’da emperyalizmin faşist, siyonist, dinci ve benzeri siyasal egemenliklerine karşı demokratik mahiyetteki direnişler desteklenmelidir. Bu tür direnişler ezilen halkın ezen ulusa karşı verdiği haklı mücadelelerdir. Bu bağlamda Rojava ve Filistin halklarının direnişi tartışmaya yer bırakmaksızın meşrudur.

Biz sosyalistler, ezilen sınıfların ve ezilen ulusların haklı ve meşru direnişleri ve başkaldırıları esnasında, bilinçli olarak ezen sınıfların ve ezen ulusların egemen sınıflarının suç ortağı olmayan hiç bir kimsenin hedef olarak alınmasına ve zarar verilmesine karşı çıkar ve bunun tersini yapanları onaylamadığımızı ilan ederiz.

Devrimci, demokrat ve yurtsever güçleri, faşist Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Siyonist İsrail devletinin saldırılarına karşı çıkmaya, Filistin ve Kürdistan halklarının sürdürdüğü haklı direniş savaşının yanında olmaya çağırıyoruz!

Kahrolsun Faşizm, Siyonizm ve Her Türden Gericilik!

Yaşasın Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı!

ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)