Emperyalistler, birinci Dünya savașı sonrası bölüp parҫalayıp ve ikinci Dünya savașı sonrasında yapay devletler olușturarak Orta-doḡu’yu fașist, gerici, totaliter rejimler aracılıḡıyla yönettiler. Bölgenin halklarının zaman zaman bu baskıcı rejimlere karșı geliștirdiḡi özgürlük ve demokrasi mücadeleleri kanla bastırıldı. Bu rejimler, 40 yılı așkın bir süre varlıklarını sürdürdü, ama bunlar emperyalist kapitalist sistemin öngördüḡü günün koșullarına uygun yapılanmalara da sahip deḡillerdi, dolayısıyla; yeniden dizayn edilmesi gerekiyordu. ABD yöneticileri tarafından yazılan Büyük Orta-Doḡu Projesi 2000’li yılların bașında uygulamaya sokuldu. Bu projenin eșbașkanlıḡını yürütenlerden biri de, bugünkü TC Cumhurbașkanı Recep Tayyip Erdoḡan’dır. Irak’ın ișgali, Kuzey Afrika ülkelerinin iҫișlerine müdahale ve Suriye’de örgütlenen iҫ savaș zinciri, gündemdeki Efrin ișgaline kadar gelmektedir. Bunun daha ne kadar süreceḡi de bir anlamıyla Efrin ve Rojava’daki halkların, fașist ișgalci Türk ordusu ve devșirme ҫetelerine ve dolaylı olarak emperyalist güҫlere karșı kazanacakları zafere baḡlıdır.
Hükümet olarak devleti yönettikleri 15 yıllık süre iҫinde AKP ve Șefi Recep Tayip Erdoḡan, Orta-Doḡu’da ișgal, kaos, savaș ve katliamlarda rol aldılar. ABD tarafından, bölgede kaosun, güvensizlik ortamının yaratılması ve bölgedeki egemenliḡinin güҫlendirilmesinde kullanacaḡı bir vurucu güҫ olarak örgütlenen İȘİD (DAEȘ)‘in eḡitilmesinde, müdahale bölgelerine tașınmasında, silahlandırlması ve barındırılmasında Recep Tayyip Erdoḡan yönetimindeki TC devleti hep rol aldı. Irak ve Suriye’deki halkların canına, malına, tarihine ve kültürüne karșı geliștirilen her türlü vahși saldırının failleri olan İȘİD, El-Nusra, El-Kaide ve benzeri gerici-fașist devșirme ҫetelerin korumacılıḡını ve organizatörlüḡünü üstlendi. ABD ve Avrupalı emperyalist devletleri tarafından Suriye’deki rejime karșı örgütlenen ÖSO (Özgür Suriye Ordusu)‘nu olușturanların önemli bir kısmı da bu fașist ҫetelerden olușmaktadır.
Ve șimdi bu ҫetelerin artıkları Türk ordusunun geliștirdiḡi Efrin’i ișgal girișiminde yeralmaktadır. Öncesinde; Kürt ulusal demokratik hareketinin Rojava’da kendi kaderini kendi belirleme yönünde geliștirdiḡi ulusal devrim ve burada yașayan bütün kültürlerden halkların temsiliyetine, kadınların toplumsal rolünün öne ҫıkarılmasına, doḡanın korunmasına dayanan bir düzenin inșaasına ve yașatılmasına rıza göstermeyen bașta Rusya ve Amerika olmak üzere; bütün emperyalist güҫler ve onların bölgedeki ușaḡı rejimler, aralarındaki ҫelișki ve ҫatıșmaları geҫici olarak bir yana bırakıp Türk devletinin Efrin’i ișgal yoluyla Rojava devrimini boḡmaya teșvik ettiler.
Dünyaya düzen vermekle kendilerini görevli sayan ve halkların katliamı, yer ve yurtlarının talan edilmesi üzerinden düzenlerini yașatan emperyalist-kapitalist haydutlar, dünyanın herhangi bir bölgesinde ve özellikle de insanlık tarihinin olușmasında ҫok önemli bir yere ve doḡal zenginliklere sahip olan Orta-Doḡu’da kendilerinden baḡımsız ve kendi ҫürümüș sistemlerine muhalif herhangi bir olușuma izin vermek istemezler. Bu nedenledir ki; Efrin direniși, Rojava’nın savunulması, tarihi bir öneme sahiptir. Bütün dünya halklarının bu meșru savunma ve direnișe destek sunmaları bir görevdir.
Daha önce Suriye’nin bașkenti Șam’da Cuma namazını kılmaya heveslenen ve bu hevesle binlerce insanın katledilmesinde rol alan ama hevesi kursaḡında kalan Recep Tayyip Erdoḡan, „bir haftada Efrin’i teröristlerden temizleyeceḡiz“ diyerek; 20 Ocak’ta fașist ordusu ve devșirme fașist ҫeteleriyle birlikte Efrin’i ișgal hereketini bașlattı. O terörist dedikleri, kendi topraklarını, inșa ettikleri düzeni korumak iҫin yüreklerini ve bedenlerini ortaya koyan ve korkusuzca her türlü teknik üstünlüḡe karșı bașarılı direniș sergileyen Efrin halkının kendisidir. Bașta Kürtler olmak üzere, burada yașayan halkların görkemli direniși, NATO’nun en güҫlü ikinci ordusunun haftaları așan isgal girișimini sınır bölgesinde durdurdu. Bu direnișle, bütün hayalleri yıkılan Tayyip, iҫerdeki saldırganlıḡını daha da geliștirdi ve her türlü savaș karșıtı söylemi, direniși yansıtan görüntü ve yazıyı, gösteriyi yasakladı. Ülkenin her köșesinde devlet terör estirmektedir. Korkunun ve bașarısızlıḡın sebep olduḡu bu saldırganlık, O’nun ve temsil ettiḡi rejimin ömrünü uzatmayacaktır.
Baskı, zulüm, aҫlık ve sefaletle, korku ve kaos ortamı yaratarak yönetmeye ҫalıștıḡı sessiz ҫoḡunluk, birgün bu sessizliḡini ayaḡa kalkarak bozacak ve sarayların saltanatını yıkacak görkemli direnișleri yaratacaktır. Ama böyle bir günü beklemeden yaratılacak en ufak bir karșı koyuș eylemi, geleceḡin bu görkemli gününün hazırlayıcısı olacaktır.
Efrin’deki direnișin bașarısı, emperyalistlerin ve ușaklarının perde arkasındaki oyunlarının ve bölge halklarının kaderi üzerine yaptıkları kirli hesaplarının boșa ҫıkarılmasına hizmet edecektir.
Efrin’de elde edilecek zafer, bașta Orta-Doḡu halkları olmak üzere: dünya halklarına moral üstünlüḡü ve özgüven saḡlayacaktır.
Kürt ulusunun kendi kaderini kendi belirleme yönünde saḡlayacaḡı bașarı, Orta-Doḡu tarihinde yeni bir sayfa aҫacaktır.
Efrin’de elde edilecek zafer, emperyalist devletler ve bölgenin sömürücü egemen güҫleri tarafından bölünüp parҫalanarak yönetilen bölge halkları artık eskisi gibi yașamayı kabul etmeyeceklerdir.
Öyleyse, bu sonuҫları alabilmek iҫin; bütün güҫlerimiz ve enerjimizle Efrin halklarının direnișine katılmalı, destek olmalı ve daha fazla insanı harekete geҫirmeye ҫalıșmalıyız!
Zafer, direnenlerin, emperyalizme ve fașizme karșı güҫlerini birleștirenlerin olacaktır!
Yașasın Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakkı!
Yașasın Halkların Birleșik Devrim Mücadelesi!
ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)
11 Şubat 2018