Kadınların canı pahasına nakşettiği mücadelenin kazanımı olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlar, kadın mücadelesinin yenilmez iradesini selamlıyoruz. Direnişleriyle günümüz mücadelelerine armağan ettikleri dayanışma ve mücadelenin kendisi olan, 129 Kadın işçiyi ölümsüzlüklerinin 164. yılında saygıyla anıyoruz!
ABD’nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisi kadın, ağır çalışma koşullarının düzeltilmesi, iş günü ve çalışma saatlerinin uzunluğu, düşük ücrete karşı eşit iş, eşit ücret talepleriyle greve çıktı. Kadın işçilerin grevi dalga dalga yayılarak diğer kentlere ve fabrikalara sıçradı. Erkek egemen devlet patronların yardımına koşarak kadın işçilerin direnişine saldırdı. Fabrikanın kapıları kilitlendi ve fabrikada çıkan yangın sonrası 129 dokuma işçisi kadın katledildi… 8 Mart’ı tarihe yazan, kadın emeği sömürüsüne karşı bilinçli başkaldırılar ve büyük direniş gösteren kadınlardır. Yıllar sonra 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonal’e bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın İnternationaler Frauentag (İnternational Women‘s Day- Dünya Kadınlar Günü ) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oy birliğiyle kabul edildi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, dokuma işçisi kadınların grev taleplerinde de görüldüğü gibi, emek ve kadın bileşkeli mücadelede ödediği ağır bedelin kazanımı olarak tarihte yer aldı. Kadının ucuz iş gücü olarak emeğinin ve bedeninin sömürülmesi, amansız baskı altında hayatlarının tecrit edilmesi ve kadın kırımına karşı başkaldırıyı ifade eden 8 Mart, kadın düşmanı egemenlerin saldırı ve yok etme politikalarıyla engellenemez. 8 Mart direnişi kadın emeği sömürüsüne karşı direnişi örgütleyen karakteriyle mücadelenin ta kendisi olmuştur. Tarihsel olarak kadın mücadelesinin yazıcısı ve devamcısı olan kadınlar yaşamlarının tüm alanlarına sirayet eden erkek egemenliğe karşı verdiği mücadelede ağır bedeller ödemiş bugün kadın mücadelesinin mimarı olmuştur.
O tarihlerde işçi kadınları diri diri yakan egemenler bugün hala Ortadoğu’da ve Dünya’nın her yerinde kadınlara yönelik sürdürülen kadın düşmanlığıyla katlediliyor, fabrikada emeği sömürülüyor, taciz-tecavüze uğruyor ve kadınların üzerine bombalar yağdırılıyor. Fabrika yangınında işçi kadınları diri diri yakanların sırtını dayadığı erkeklik ideolojisi bugün Ortadoğu’da süren savaşta kadınların katledilmesine, köle pazarlarında satılmasına, sokakta öldürülmesine sonrasında faillerinin aklanmasına, eşcinsellerin yaşam alanlarının tecrit ve yok edilmesine hizmet etmektedir. O tarihlerde katliamı yapan ve buna çanak tutan kadın düşmanı zihniyet bugün Ortadoğu’da halklara, kadınlara ve çocuklara savaş açan onları katleden katil İŞİD zihniyetinin aynısıdır. Türkiye-Kürdistan’da egemenler girdikleri ekonomik krizin faturasını dolaylı yollardandı kadınlara ödetmektedir.
AKP-MHP faşist iktidarının tüm saldırganlığına, kadın düşmanlığından bağımsız olmayan çağ dışı baskılarına karşı meydanlarda mücadelelerdeyiz. Kadınların yürüttüğü özgürlük ve eşit yaşayabilme mücadelesinden güç alarak 8 Mart coşkusuyla iktidarı kuşatıyoruz…
Bugün kendi özgürlüğü için sokaktan bir adım geri adım atmayan direnişlerini tüm alanlara taşıyan ve birleşik mücadele hattını esas alan yerden dünya tüm coğrafyalarında baş eğmez kadın hareketinin yükselişine; uyandırarak kuşatan ve kazanımlarla ilerleyen kadın mücadelesine tanık olmaktayız. Kadın mücadelesi, her türden esaretin paslı zincirlerini ve kölelik saltanatının prangalarını parçalamak üzere, bilenen öfke ve inancın bayrağı olarak yükseliyor. Hiç şüphesiz kadınlar birbirinden güç almaktadır. Dünyayı değiştirecek olan gücün kadınlar olduğunun bilince çıkması kadınlara güç ve moral vermektedir. Dünya’nın güncel şartlarından beslenen egemenlerin kendi içlerindeki hesaplaşması bugün kadınların katledilmesinde ve kadınların hayatlarında yarattığı tahribatların eseridir. Toplumun kadına biçtiği rolün ve yazılan tarihi yeniden yazmayı reva görülen kadınlar, kendi hayatlarının kaderini tayin etmek ve değiştirmek için 8 Mart’ta kızkardeşliğin güçlü sesiyle bölük bölük ilerliyor kadın mücadelesi…
8 Mart’ı salon etkinlikleri, resmi devlet kutlamaları gibi etkinliklere hapsederek, ağır bedeller ödenerek elde edilen tüm kazanımların mücadele ve dayanışma eylemleriyle geliştirip büyütmeleri engellenmek istenmektedir. Aksine sokak direnişleri devrimci coşkuyla sahiplenilip, kadın mücadelesinin birlik hattında direniş sokaklara, mahallelere, fabrikalara ve üniversitelere taşınmalıdır.
Kadının evrensel mücadelesinin bir parçası olan coğrafyamız Kadın hareketi ve bu hareketin ileri mevzilerini temsil eden Halkların Birleşik Kadın Hareketi kurumsal yapısı ve bileşenleriyle toplumsal mücadelenin kararlı dinamiği olarak rol olmaya adaydır. Bugün daha güçlü, daha kararlı ve çok daha örgütlü itirazla faşist iktidar ve eril sisteme karşı mücadele ediyor, mücadelemizi KBDH bayrağıyla yükseltiyoruz!
Yaşasın Kadınların 8 Mart Direnişi!
HBDH – Avrupa