DHF: Selam olsun 90 gün direniş ve cüreti yaratana; Kaypakkaya’ya!

kaypakkaya aklama“Bundandır ki hakim sınıfların Kaypakkaya’nın fikirlerinden “ülkedeki ihtilalcı komünizmin en tehlikeli fikirleri’’ diyerek bahsetmesi, dün olduğu gibi bugünde; Kaypakkaya’nın bilimsel sosyalist fikirlerini günümüz koşullarına uygun ilerleten sosyalist toplumsal dönüşümünü savunup mütevazi ama sağlam adımlarla pratikleştiren ardıllarından korkması boşuna değildir Kaypakkaya korkusunun faşist hakim sınıflarda, ölümsüzlüğünün 43. yılında da halen devam etmesi nedensiz ve anlamsız değildir”

HABER MERKEZİ (16.05.2016)- Demokratik Haklar Federasyonu(DHF)’nun Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın ölümsüzlüğünün 43. yıldönümü vesilesi ile yaptığı açıklamayı öneminden dolayı olduğu gibi yayınlıyoruz:

“Ölümsüzlüğünün 43. yılında her türden faşist baskıya, teröre ve gerici saldırılara inat, Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’nın kızıl anısı önünde saygıyla eğilirken, Kaypakkaya şahsında tüm demokrasi, devrim, sosyalizm ve komünizm şehitlerini anıyor, ölümsüz mücadelelerini Mayıs coşkusuyla selamlıyoruz!

18 Mayıs 1973 Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’nın aylarca süren işkenceler karşısında direnişi ardından hunharca katledilmesinin tarihi olarak büyük anlam taşır. Bu anlam Kaypakkaya’nın bilimsel, sosyalist, devrimci fikirleriyle pratikleştirdiği ve gelecek toplum projesi temelinde mücadele ederek ölümsüzleşen kök salıp filizlenen ardıllarıyla derinleşir. Bu anlam, yoksul dünyanın kurtuluşu uğruna ülkemiz ve dünya coğrafyasında verilen mücadelelerde toprağa düşenlerin ortak anısında, devrimci dünyanın evrensel değeriyle bütünleşir.

Çünkü Kaypakkaya dünya proletaryası ve halklarının, gerici sınıf düzeni ve iktidarlarına karşı yürüttüğü MLM sınıf mücadelesini coğrafyamızda temsil ederek, dünya ölçeğindeki sınıf mücadelelerinin bir parçası olarak konumlanıp, bu evrensel davayı temsil ederek ölümsüzleşti. Kaypakkaya, evrensel olan bilimsel sosyalizmin coğrafyamızdaki önderlik kurmayı durumundadır.

Kaypakkaya, Kemalizm’in devrimci olarak değerlendirildiği ve bu anlayışın devrimci harekete sirayet ettiği kuşatma koşullarında, Kemalizm’in sınıf niteliği ve faşist karakterini tahlil etmekle birlikte, bugün dahil Kürt ulusuna uygulanan milli baskıya açıktan kararlı proleter tutumla tavır alan bilimsel cüretiyle, ülke devrimci önderleri içinde komünist niteliğiyle özel bir yer tutmaktadır.

Bundandır ki hakim sınıfların Kaypakkaya’nın fikirlerinden “ülkedeki ihtilalcı komünizmin en tehlikeli fikirleri’’ diyerek bahsetmesi, dün olduğu gibi bugünde; Kaypakkaya’nın bilimsel sosyalist fikirlerini günümüz koşullarına uygun ilerleten sosyalist toplumsal dönüşümü savunup mütevazi ama sağlam adımlarla pratikleştiren ardıllarından korkması boşuna değildir. Kaypakkaya korkusunun faşist hakim sınıflarda, ölümsüzlüğünün 43. yılında da halen devam etmesi de nedensiz ve anlamsız değildir.

Kaypakkaya temsil ettiği bilimsel çizgisiyle mücadelemize ışık tutmaya devam etmektedir. O’nun tereddütsüz olarak uğruna ölümsüzleştiği değerler ve mücadele, bizlerin de değer ve mücadelesidir. Nitekim onlarca DHF üyesine, Kaypakkaya’yı andığı ve sahiplendiği için ağır hapis ‘cezaları’ verilmesinin nedeni de Kaypakkaya’nın fikirleri ve pratiğinin ileriye taşınarak devam ettirilmesidir. Ancak hiçbir faşist baskı bizleri değerlerimizden, sosyalizm mücadelemizden koparmaya yetmeyecektir. Dolayısıyla O’nu anmayı devrimci bir görev ve sorumluluk olarak telakki ediyor, O’nu anmanın faşizme karşı direnmek ve savaşmak olduğunu bir kez daha haykırıyoruz!

Kaypakkaya; yalnız ser verip sır vermeyen tavrıyla değil, bunun yanında proletarya ve halkın kurtuluş davasına sonsuz bağlılığın ve devrimci dayanışma ruhuyla hesap sormanın adı olarak tarihe kazındı. Bu bilinçle, Kaypakkaya’yı anmak, devrimci dayanışma bilincini açığa çıkartıp birleşik mücadele hattını oluşturmak, emperyalist/kapitalist dünya gericiliğine ve coğrafyamızdaki şuan ki temsilcisi AKP iktidarına karşı halkların devrimci birleşik mücadelesini örgütlemek devrimci bir sorumluluktur!

Kaypakkaya’yı anarken işçi katliamlarının, doğa talanlarının, kadın katliamlarını kadın fıtratı olarak gören gerici anlayışın ve Kuzey Kürdistan‘daki katliamların tarihsel öfkesini kuşanarak katliam ve sömürünün hesabını sormak cüreti ve bilinciyle demokratik haklar mücadelesini daha da büyüteceğimizi, tüm bu saldırı ve olumsuzluklara rağmen direniş hattında ısrarcı olacağımızı ifade ediyoruz.

Ve yineliyoruz! Soma’da katledilen 301 madencinin, Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de hendeklerin ardında direnen Kürt halkının cüreti ve Kaypakkaya’nın öğretisi mücadele ısrarımız ve rehberimizdir.

Bu vesileyle, Kaypakkaya şahsında tüm dünya ve coğrafyamız demokrasi, devrim ve sosyalizm,  şehitlerini bir kez daha anıyor,  kurtuluşun sosyalizm bayrağını yükseltmekten geçtiği bilinciyle anılarını mücadelemizde yaşatacağımızı beyan ediyoruz.

 Kaypakkaya’yı anmak savaşmaktır!

Selam olsun 90 gün direniş ve cüreti yaratana; Kaypakkaya’ya!

  1. yılında bu çelik aldığı suyu unutmayacak!

 Devrim şehitleri ölümsüzdür!   

 Demokratik Haklar Federasyonu