DHF: Sosyalizmi eksen alan bir kurultay örgütlüyoruz

dhf-kurultay-roportajYapacağımız kurultay esas olarak bir program kurultayı mahiyeti taşımaktadır Çünkü DHF’nin mevcuttaki programı toplumsal çelişkiler ve sorunlara cevap olamamaktadır Hâlihazırda var olan program demokratik devrim eksenli şekillenen bir muhteva taşımaktadır Gelinen aşamada bu programın üzerinde yükseldiği toplumsal çelişkilerin tali duruma düştüğünü savunmaktayız Somutta ise bütün üretim ilişkileri ve toplumsal çelişkilere kapitalist üretim ilişkilerinin damgasını vurduğunu ve bu çelişkileri çözecek olan stratejinin sosyalizm olduğunu doğru bulmaktayız. Bu bağlamda yeni öreceğimiz ve kitlelerle birlikte göndere çekeceğimiz programımız sosyalizmi eksen alan bir program olacaktır. Toplumsal kurtuluş mücadelesinin ancak ve ancak sosyalizmle mümkün olacağını yeni programımızla kitlelere taşıyacağız. Bununla birlikte tüzük ve diğer bütün örgütlenme biçimlerimiz ve mekanizmalarımız kitleleri merkeze koyan, mücadelenin her aşamasında kitleleri özneleştiren ve bunun somut mekanizmaları olan meclisler, sovyetler, konseyler ve komünler perspektifini merkeze koyan bir içerikle ete kemiğe bürünecektir. Keza program tartışmasının içeriğine uygun olarak DHF’nin isim tartışması da yürütülecektir. Yani içerikle biçim arasında diyalektik bir bağ olmak durumundadır. Diğer tüm meselelerde olduğu gibi isim de kesinlikle sosyalizmi eksen alan bir düzlemde ele alınacaktır

HABER MERKEZİ (22-09-2016)-Yoğun bir şekilde merkezi kurultay çalışmaları yürüten Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) ile kurultay sürecine dair bütünlüklü bir röportaj gerçekleştirdik. Yaptığımız röportajı okurlarımız başta olmak üzere devrimci, demokratik kamuoyu ile paylaşıyoruz.

DHF kurultay sürecinin planlanması, hazırlıkları ve çalışmaları hakkında okurlarımızı bilgilendirir misiniz?

Kurultaylar süreci aslında uzun zamandır gündemimizdeydi. Özellikle son iki yıldır DHF ve bileşenlerinin kurultay tartışma süreci somut olarak başlamış durumdaydı. Ki bu bağlamda DHF’nin önemli bir bileşeni olan Demokratik Kadın Hareketi (DKH) Şubat 2016’te kendi kurultayını başarılı bir şekilde gerçekleştirdi, programını yenileyerek kadın ve LGBTİ’ler konusunda önemli siyasal belirlemeler ve kararlar aldı. Yapılan planlama doğrultusunda DHF ve DGH kurultaylarının 2016’nın Mayıs-Haziran aylarında yapılması kararlaştırılmıştı. Fakat esasta kendi kurumsal gerçekliğimiz ve hazırlıklar anlamında istenilen düzeyde bir süreç geliştiremediğimiz için yapılan planlamayı gözden geçirmek zorunda kalarak ve eksikliklerimizi görerek yeni bir planlama yapmak zorunda kaldık. Tabi ki bu sürecin istenilen düzeyde ve belirlenen zaman dilimi içerisinde gerçekleşmemesinde tali anlamda da olsa ülkede gelişen siyasal süreç ve topyekûn savaş gerçekliği de etkili olmuştur. Durumu değerlendiren Federasyonumuz daha nitelikli ve belirlenen siyasal perspektife uygun bir kurultay süreci örgütlemek için yeni planlama yaparak somut adımlar atmıştır. Bu bağlamda gerekli hazırlıkları örgütleyerek DHF kurultay tarihini 5-6 Kasım 2016 olarak belirlemiştir.

Kurultayın bütün belgeleri ve hazırlıkları Temmuz ayında sonuçlandırılarak tartışma süreci resmen başlatıldı. Bu bağlamda program, tüzük, genelge ve kurultay sürecinin örgütlenmesine dair yöntem içeren bir metin bütün komisyon ve bileşenlere yollanarak belirlenen merkezi planlama çerçevesinde kurultay örgütleme sürecinin adımları atıldı. Kurultay belgelerinin komisyonlara ve yerellere ulaşmasından sonra merkezi olarak planlanan bölge toplantıları yapılarak kurultay sürecinin bütünlüklü içeriği ve nasıl bir siyasal yönelimle ele aldığımızı kitlemizle tartışarak kavratmaya ve birlikte süreci örmeye çalışıyoruz. Türkiye-Kuzey Kürdistan’ da örgütlü olduğumuz Marmara, İç Anadolu, Ege, Çukurova ve Kuzey Kürdistan’da Temmuz ayı içerisinde bu düzlemde toplantılar gerçekleştirildi. Yine yapılan bu toplantılarda bütün yerellerde geniş katılımlı kurultay örgütleme komisyonları oluşturuldu.

Yine kurultay sürecinin belirlenen merkezi perspektif ve devrimci siyasal bir kampanya düzleminde ele alınması için merkezi bir kurultay örgütleme komisyonu oluşturmuş durumdayız. Oluşturduğumuz bu merkezi komisyon belirlenen siyasal perspektif ve somut planlama doğrultusunda örgütlü olduğumuz beş bölgede çalışma yürütecektir. Kurultay sürecinin olgunlaşacağı ve ete kemiğe bürüneceği platformlar olan alt kurultay tarihleri de belirlenmiş durumdadır. Ekim ayı içerisinde bütün alt kurultayları yaparak sonuçlandıracağız. Kurultayımızı aynı zamanda devrimci siyasal bir kampanya olarak ele almaktayız. Bundan dolayı da kapsamlı bir faaliyet süreci olarak değerlendiriyoruz. Bu bağlamda kurultayımızın ana şiarı olacaktır. Bu şiar güncel-siyasal gelişmeleri öne plana çıkaran bir anlayıştan ziyade DHF’nin merkezi siyasal anlayışını yani sosyalizmi merkeze koyan bir şiar olacaktır. Keza yine kurultay sürecinin kitlelere daha etkin kavratılması ve taşınması bağlamında bir çağrı videosu hazırlanacaktır.

Bildiğimiz ve takip ettiğimiz kadarı ile DHF ilk kez bir kurultay gerçekleştiriyor.  Yapılacak kurultayda program ve tüzük başta olmak üzere bütünlüklü değişikliklerin olacağı öngörülüyor, bu konudaki tartışmalar ve yeni yönelim hakkında neler söylemek istersiniz?

Doğru, DHF ilk kez bir kurultay gerçekleştiriyor. Aslında DHF’yi oluşturan bileşenler (DGH, DKH) sistematik bir muhtevaya kavuşmasa da kendi kurultaylarını yaptılar. DKH üçüncü kurultayını Şubat 2016’da gerçekleştirdi. DGH ise 2012’de bir kurultay gerçekleştirmişti. Somutta ise DGH ikinci kurultay sürecini örgütlemektedir. DHF ise kurultaydan ziyade genelde merkezi konferanslarla bugünlere kadar geldi. Şunu açık olarak belirtmek gerekiyor, bu aynı zamanda kitlelere karşı özeleştirimizdir, DHF gibi kitle çizgisi ve demokrasi anlayışı oldukça şeffaf ve ileri bir noktada duran devrimci bir kurumun şimdiye değin kurultay vb demokratik mekanizmaları işletmemesi büyük bir eksikliktir. Bunu koşullayan belli kurumsal ve objektif nedenler olsa da kabul edeceğimiz ya da meşru göreceğimiz bir durum olarak görmüyoruz kesinlikle. Belli meseleler bizler açısından ilkeseldir. Bütün kurumsal mekanizmalarımız ve örgütlenme anlayışımız kesinlikle ilkelerimize ve genel siyasal perspektifimize uygun olarak biçimlenmek zorundadır. Dolayısı ile gerçekleştireceğimiz bu ilk kurultayımızla bu anti demokratik kurumsal düzleme son vererek federasyonumuzu olması gereken demokratik kurumsal çerçeveye oturtacağız. Ki tüzük tartışma taslağımızda buna uygun olarak ele almaktayız.

Yapacağımız kurultay esas olarak bir program kurultayı mahiyeti taşımaktadır. Çünkü DHF’nin mevcuttaki programı toplumsal çelişkiler ve sorunlara cevap olamamaktadır. Hâlihazırda var olan program demokratik devrim eksenli şekillenen bir muhteva taşımaktadır. Gelinen aşamada bu programın üzerinde yükseldiği toplumsal çelişkilerin tali duruma düştüğünü savunmaktayız. Somutta ise bütün üretim ilişkileri ve toplumsal çelişkilere kapitalist üretim ilişkilerinin damgasını vurduğunu ve bu çelişkileri çözecek olan stratejinin sosyalizm olduğunu doğru bulmaktayız. Bu bağlamda yeni öreceğimiz ve kitlelerle birlikte göndere çekeceğimiz programımız sosyalizmi eksen alan bir program olacaktır. Toplumsal kurtuluş mücadelesinin ancak ve ancak sosyalizmle mümkün olacağını yeni programımızla kitlelere taşıyacağız. Bununla birlikte tüzük ve diğer bütün örgütlenme biçimlerimiz ve mekanizmalarımız kitleleri merkeze koyan, mücadelenin her aşamasında kitleleri özneleştiren ve bunun somut mekanizmaları olan meclisler, sovyetler, konseyler ve komünler perspektifini merkeze koyan bir içerikle ete kemiğe bürünecektir. Keza program tartışmasının içeriğine uygun olarak DHF’nin isim tartışması da yürütülecektir. Yani içerikle biçim arasında diyalektik bir bağ olmak durumundadır. Diğer tüm meselelerde olduğu gibi isim de kesinlikle sosyalizmi eksen alan bir düzlemde ele alınacaktır.

Kurultay sürecini siyasal olarak nasıl ele alıyorsunuz? Yani bildiğimiz rutin bir kurultay çalışması mı olacak yoksa devrimci siyasal bir kampanya biçiminde mi ele alacaksınız?

Aslında bir önceki soruya verdiğimiz cevaplarda kurultay sürecini ve nasıl bir muhtevada ele aldığımızı da özet olarak açıklamaya çalıştık. Kısaca değinecek olursak rutin ya da gelenekselleşmiş bir kurultay süreci olarak ele almıyoruz kesinlikle. Örgütlemeye çalıştığımız kurultay sürecini program tartışması başta olmak üzere bütünlüklü yeni perspektifimizi, demokrasi anlayışımızı, kitle politikamızı, sosyalizm anlayışımızı, ulus-inanç-cinsiyet kimliklerine bakış açımızı, ekoloji anlayışımızı, DKÖ anlayışımızı, birlik ve eylem birlikleri anlayışımızı yani programda ete kemiğe büründürmeye çalıştığımız bütün toplumsal meselelere yaklaşımımızı, nasıl bir örgütlenme ve DKÖ anlayışı savunduğumuzu yakın kitlemiz başta olmak üzere geniş kitlelerle tartışmayı ve kitleleri bu sürecin birebir öznesi yapmaya çalışıyoruz. Bu anlamda kurultay tartışma ve örgütleme sürecini sadece örgütlü güçlerimizle sınırlı değil, bütün çevre çeper ilişkilerimizi ve geniş kitleleri dâhil ederek örmeye çalışıyoruz. Ki hem yerellerde hem de merkezi oluşturduğumuz kurultay örgütleme komisyonları tamamen bu anlayış zemininde somutlaştı. Kısacası kurultay sürecinin her aşamasında kitlelerin öznesi oldukları bir düzlemde örgütlemeye çalışıyoruz. Bununla birlikte kurultay sürecini tabi ki devrimci siyasal bir kampanya olarak ele alıyoruz.

Kurultayı önemli siyasal gelişmelerin yaşandığı bir konjonktürde örgütlüyorsunuz. Darbe girişimi hemen ardından devreye sokulan OHAL ve toplumsal güçler üzerinde estirilen devlet terörü… Bu olağanüstü sürecin kurultay çalışmalarına etkisi nasıl olur? Ya da olası engelleme vs durumunda nasıl bir hazırlık ve süreç işleteceksiniz?

Evet, kurultayımızı önemli siyasal gelişmelerin yaşandığı tarihsel bir kesitte örgütlemeye çalışıyoruz. Bunun kendisi kurultayımızı daha anlamlı ve önemli kılmaktadır. İçinden geçmekte olduğumuz tarihsel sürecin tabi ki kurultay çalışmalarımıza da birebir etkisi olmaktadır. Sistem OHAL düzleminde her türlü demokratik çalışmayı bastırmaya ve engellemeye çalışmaktadır. Mesela kurultay için yer bulmakta ciddi engellerle karşılaşmaktayız. Onlarca yere başvuru yapmamıza rağmen OHAL gerekçe edilerek verilmemektedir. İç İşleri Bakanlığı bütün belediyeler ve kurumlara genelge yollayarak toplantılara vs yasak getirmiş durumdadır. Bizlerde tabi ki her türlü gelişmeyi göz önünde bulundurarak bir hazırlık yapmaktayız. Bununla birlikte devlet kurultayımızı terörize etmek ve engellemek için her türlü girişimde bulunacaktır. Fakat bizler devrimci meşruluğumuzu esas alarak her ne pahasına olursa olsun kurultayımızı belirlediğimiz merkezi planlama ve perspektif doğrultusunda yapmaya çalışacağız.

Burjuva faşist diktatörlük tüm gerici klik ve türevleri ile halklarımıza topyekun gerici bir savaş açmıştır. Ezilen Kürt ulusu başta olmak üzere bütün toplumsal muhalefet bastırılmaya çalışılıyor. Toplum üzerinde korku imparatorluğu yaratılmak isteniyor. Fakat buradan bir kez daha açıkça ifade ediyoruz; burjuva faşist diktatörlüğün hiçbir saldırısı ve çabası halklarımızın özgürlük ve kurtuluş mücadelesini engellemeyecektir. Halklarımız tarihsel bütün devrimci ve demokratik birikimlerini ve direniş geleneğini kuşanarak bu faşist ve gerici kuşatmayı yaracaktır.

http://www.halkingunlugu.org/