ADHF’den Almanya’daki seçimlere ilişkin açıklama!

adhf-logo-1Bizler biliyoruz ki hangi parti seçimleri kazanırsa kazansın devletin temel politik ekseninde herhangi bir değişiklik olmayacaktır Bunun bilinciyle hareket ederek vurgu yaptığımız gerçekleri görmekte ve bu gidişata sesiz kalmamaktayız Seçimlerin ezilen halkların kurtuluşu olamayacağını bilmekte ve ezilen halklarının kendi taleplerini haykırdığı siyasi kampanya dönemi olarak ele almaktayız Seçimleri taktiksel olarak ele almakta ve çalışmalarımızı bu gerçeklik üzerinden yürütmekteyiz. Bu seçimlerde imkan ve olanaklarımızı kullanarak Alman devletinin emperyalist, işgalci ve rantçı karekterini, ülke içinde karşı-devrimci burjuva partilerin uygulamalarını, özellikle neo-nazi parti ve hareketleri teşhir ederken, insanlığın kurtuluşunun ancak sosyalizimle mümkün olacağını vurgulayarak, devrim ve sosyalizmin propagandasını yapmalıyız

ALMANYA (28-10-2016)- 2017 yapulacak olan Almanya Federal seçimlerine ilişkin Alamnaya Demokratik Haklar Federasyonu(ADHF) bir bildiri yayınlayarak tavrını açıkladı. Öneminden dolayı yapılan açıklamayı olduğu gibi yayınlıyoruz.

‘’Almanya’da Federal Parlamento seçimleri 2017’de yapılacaktır. Seçim kampanyasına start verilerek seçime giren partiler seçim çalışmalarına zaman kaybetmeden başladılar.

Almanya’da yaşayan göçmenleri ve Alman halkını direk ilgilendiren genel seçimler sonucunda hangi burjuva kliğin halkı yöneteceğine karar verilecektir. Demokrasicilik oyunu ile halklara vaatler sunularak göstermelik olarak kurulan sandıklar ise sandık başına giden halkın demokrasi hakkını tesis ettiği oyunuyla maskelenecektir.

Emperyalist-kapitalist sistemdeki seçim ve seçim sandıkları halkı aldatmaktan başka bir şey değildir. Kapitalist büyük tekeller her seçimde hangi partinin hükümette çoğunluk sağlayacağına karar vermekte ve biz ezilen halklara buna boyun eğerek uymamız gerektiği dayatılmaktadır.

Yaşanan son seçim sonrasını doğru değerlendirirsek önümüzdeki seçimler sonrası neler ile karşılaşacağımızı ön görmek zor olmasa gerek. Hatırlayacak olursak seçimlerde büyük koalisyona ihtiyacın olduğu ve bu ihtiyaç temelinde merkez sağ ve merkez “sol” aynı yerde buluşturularak SPD ve CDU’dan oluşan birliktelik kurulmuştu. Bu birliktelik sayesinde Alman devleti uluslararası alanda pazar rekabetine güçlü girerek silahlanma yarışında dünyada üçüncü sırada yer almıştı.

Yine ülke içerisinde yerli ve göçmen halkların ekonomik, sosyal, kültürel ve demokratik haklarına saldırılar artmış, güvenlik önlemleri adı altında getirdikleri yeni uygulamalarla başta göçmenler olmak üzere emekçi halklar bir cendereye alınarak sindirilmeye çalışılmıştı.Yine ülke içerisinde göçmenlere karşı geliştirdikleri yalan ve iftiralar ile oluşturdukları manipülasyonla ırkçılık artarak AFD gibi faşist partilerin güçlenmesinin önünü açarak bu partinin parlamentoya girmesini sağlamışlardır.

2017’de yapılacak seçimlerde de AFD’nin üçüncü büyük parti olacağı tahmin edilmektedir. Gökten zembille inmeyen bu faşist parti diğer faşist partiler gibi büyük tekeller tarafından yaratıldığı bilinmektedir. Çünkü büyük tekellerin bir bölümü kendi isteklerini AFD gibi faşit partilerin vasıtasıyla uygulamak istemekteler. Bu faşist partinin gelişmesinin esas nedeni de hakim sınıfların uyguladığı ekonomik ve siyasi politikaları bu parti üzerinden hayata geçirmek istemeleri ve AFD’ye duydukları ihtiyaçtır.

Burjuva karşı devrimci düzen partileri halkın oylarını potalarına almak için Almanya’da ve özellikle Ortadoğu’da gelişen konjoktürel süreci kendi sınıf cephelerinden değerlendirerek seçim süreci döneminde bazı kirli oyunlarını teşhir ederek birbirlerinin parti siyasetini eleştireceklerdir. Avrupa birliğine karşı politik tavır sergileyen AFD seçimlerde göçmenlik politikası üzerinden çalışmalarını sürdürecektir. Son dönemde İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılması Avrupa Birliğine karşı olan düzen partilerin manevra alanını genişletti. SPD ve CDU gibi büyük partiler ise Avrupa Birliği’nin sağlamlaştırılması gerektiğini seçimlerde argüman olarak kullanacaklardır.

Yaşanan deneyimlerden biliyoruz ki bu seçim sürecinde de burjuva karşı devrimci partiler tüm toplumsal kesime özgün programlar çıkararak seçim çalışması yürüterek kitlelere vaatlerde bulunacaklar. Seçim çalışması bittikten sonra verilen vaatler tüm seçimlerde olduğu gibi çekmecelere kaldırılacaktır. Parlamento karekteri gereği hakim sınıfların ihtiyaçları temelinde görevini yerine getirerek düzeni korumaya ve ezilen halkları azgınca sömürmeye devam edecektir.

Almanya‘nın da içerisinde yer aldığı emperyalist güçler Ortadoğu’da var olan yeraltı ve yerüstü kaynaklarını daha fazla sömürebilmek için IŞİD gericiliği üzerinden özellikle Suriye’de çıkarttıkları savaşla insanları zorunlu göçe mecbur etmişlerdir. Seçim çalışmaları devam ederken düzen partilerinin tümü, Almanya’ya göç etmek zorunda bırakılan göçmenler üzerinden politika yürütmekteler. Özellikle başta AFD olmak üzere tüm ırkçı-gerici partiler bu insanların yurtdışı edilmelerini istemekte ve çalışmalarını bu minvalde yürütmekteler. Almanya’ya zorunlu göç eden herkesin yerleşme, barınma hakkının verilmesi bir tercih değil zorunluluktur ve bu demokratik bir haktır. Özellikle bugün savaş ortamında Alman silahlarının altında ölmemek için Almanya’ya sığınan göçmenlerin bu hakkı red edilemez. Alman devleti başta olmak üzere emperyalistler orada oldukları için onlar da buradalar.

Bizler biliyoruz ki hangi parti seçimleri kazanırsa kazansın devletin temel politik ekseninde herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Bunun bilinciyle hareket ederek vurgu yaptığımız gerçekleri görmekte ve bu gidişata sesiz kalmamaktayız. Seçimlerin ezilen halkların kurtuluşu olamayacağını bilmekte ve ezilen halklarının kendi taleplerini haykırdığı siyasi kampanya dönemi olarak ele almaktayız. Seçimleri taktiksel olarak ele almakta ve çalışmalarımızı bu gerçeklik üzerinden yürütmekteyiz. Bu seçimlerde imkan ve olanaklarımızı kullanarak Alman devletinin emperyalist, işgalci ve rantçı karekterini, ülke içinde karşı-devrimci burjuva partilerin uygulamalarını, özellikle neo-nazi parti ve hareketleri teşhir ederken, insanlığın kurtuluşunun ancak sosyalizimle mümkün olacağını vurgulayarak, devrim ve sosyalizmin propagandasını yapmalıyız.

ADHF olarak geçmiş kongrelerimizde Almanya’da var olan siyasi partileri değerlendirerek yürüttüğümüz tartışmalar sonucunda kararlaştırdığımız politik tavrımız geçerliliğini korumaktadır. Almanya’da başta MLPD olmak üzere devrimci, demokrat aday ve partileri destekleme ve ortak ittifaklara girme anlayışımızdan hareketle; Almanya`da 2017 de yapılacak olan federal parlamento secimleri için devrimci ve ilerici güçlerle birlikte seçim ittifakını oluşturduk. Seçimlere “Enternasyonalist Liste/MLPD“ olarak katılınılacak.

Başta üye ve taraftarlarımız olmak üzere halkımızı oluşturduğumuz listeyi desteklemeye ve çalışmalarına katılmaya çağırıyoruz.‘‘

ALMANYA DEMOKRATİK HAKLAR FEDERASYONU

27 Ekim 2016