“Bu Çelik Aldığı Suyu Unutmayacak”

Kırk dördüncü ölümsüzlük yıldönümünde Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’yı anmak isteyen kitleye devletin kolluk kuvvetleri saldırdı

ADHK (22-05-2017) “Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor; belki biz olmayacağız ama bu çelik aldığı suyu unutmayacak” diyen Kaypakkaya’nın bu sözün üzerinden  kırk dört yıl geçmesine rağmen bugün halen güncelliğini korumaya devam ediyor.

1973 tarihinde Diyarbekir işkence hanelerinde ser verip sır vermeyen Kaypakkaya düşman tarafında en tehlikeli siyasal düşünceleri savunan örgüt kurucusu olarak belirtilmiş ve Kaypakkaya savunduğu komünist düşüncelerinden dolayı düşman tarafından hunharca işkencede katledilmiştir.

Türkiye devriminde siyasal ve ideolojik tespitlerle nitel çığır açan Kaypakkaya’nın anılması halen yasak. Devletin kolluk kuvvetleri Kaypakkayayı anan devrimci, demokrat, sosyalistlere saldırmakta, insanlık  dışı  işkencelere, gözaltılara tabi  tutmakta ve  zindanlara  hapsederek  halkla  ilişkilerini  koparmaya  çalışmaktadır.

‘Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor. Komünizm hayaleti. Eski Avrupa’nın bütün güçleri bu hayaleti defetmek üzere kutsal bir ittifak içine girdiler: Papa ile Çar, Metternich ile Guizot, Fransız radikalleri ile Alman polis ajanları, ” Bir asır sonra Türk burjuvazisi Kaypakkaya’nın „hayaletin“ den korkarak, Kaypakkaya’nın ortaya koyduğu komünist siyasal düşüncelere karşı, devletin tüm klikleri birleşti. Onu 1973 yılında işkencede katlettiler, ancak fikirleri ezilen halkın elinde kızıl  bir  kurtuluş  meşalesi olmaya devam etti, etmeye devam ediyor. Burjuvazinin esas korkusunun sebebi de yukarıda özetle ifade etiğimizdir.

Dün İstanbul’da Kaypakkaya’nın ölümün 44. yılında  komünist  önderi anmak isteyen kitleye, devletin  faşist kolluk kuvvetleri saldırarak Mahir Gürz, Dersim Konak, Tahir Demirtaş, Özlem Halisdemir, Ali Bölükbaş, Burak Tokmak, HDP yöneticisi Bulent Uluer ve 1 kişiyi daha gözaltına aldılar. Polisin saldırısında DHF üyelerinden bazıları yaralandı.

Yine, Çorum’da Kaypakkaya’yı  mezarı başında anmak isteyen kitleye Jandarma izin vermeyerek  devletin  Kaypakkaya  korkusu  bütün  çıplaklığıyla  gözler  önüne  serilmiştir. Ama  korkunun  ecele  faydası  yok. Bu  çelik  aldığı  suyu  unutmadıkça, faşist  devletin  yıkılması da  kaçınılmazdır.

Komünist  önder  Kaypakkaya’nın  yol  göstericiliğinden  korktuğu  kadar, bu  faşist  devletin  en  ufak  bir  demokratik  muhalefete  bile  tahammülü  yok. Bugün  haksız  ve  hukuksuz  bir  biçimde  işleri  ellerinden  alınan  on  binlerce  kamu  emekçilerinden  sadece  iki  kişinin, NURİYE  GÜLMEN ve SEMİH  ÖZAKÇA’nın  başlattıkları  haklı  direniş  kitlelerin  desteğini  bulunca, devletin  sistematik  şiddet  aracı  olan  işkence  sokağa  taşırıldı  ve  gözaltılarla  kitleler  ve  eylemciler  yıldırılmaya, kaorkutulmaya  çalışılıyor.

Haykırıyoruz; Nuriye  Gülmen  ve  Semih  Özakça  yalnız  değiller

Ve  yine  haykırıyoruz; Kaypakkaya’yı anmak suç değildir onurdur. Bu onuru her tarafta temsil edeceğiz..

Bu onurlu mücadelemizi hiçbir gerici odak durduramadı bundan sonrada durduramayacaktır…

ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)

22 Mayıs 2017