Avrupa Demokratik Kadın Hareketi 10. Kurultayı Gerçekleştirildi

Almanya, İsviçre, Fransa, İngiltere ve Avusturya’dan gelen delegelerin ve misafirlerin katılım gösterdiği kurultay, siyasal ve örgütsel tartışmalar eşliğinde iki günlük program çerçevesinde planlandığı şekliyle yürütüldü

ADKH (02-10-2017) – “Ekim devriminin 100. yılında kadın mücadelesinin özgünlüğü ve zorunluluğu, Ya Sosyalizm ya Barbarlık” şiarıyla 10.yıl kurultayını geçtiğimiz haziran ayında gerçekleştirmeyi planlayan ADKH, her üyesinin -kadının doğrudan temsiliyeti perspektifiyle- aynı zamanda delege olduğu iradesinin salt çoğunluğunu saylayamaması sebebiyle ikinci bir çağrı yaparak 30 Eylül -1 Ekim tarihinde Almanya’nın Ludwigsburg kentinde gerçekleştirdi.

Almanya, İsviçre, Fransa, İngiltere ve Avusturya’dan gelen delegelerin ve misafirlerin katılım gösterdiği kurultay, siyasal ve örgütsel tartışmalar eşliğinde iki günlük program çerçevesinde planlandığı şekliyle yürütüldü.

Kurultayın başlangıcında salonda bulunan delegeler, dönem komisyonu tarafından Ankara’nın Yüksel caddesinde devam eden ve tutsak edilmelerine rağmen 200 günü aşan Nuriye ve Semih’in açlık grevi direnişi selamlandı. Selamlamanın ardından kurucu önder Berna Saygılı Ünsal başta olmak üzere, Dersim’de ölümsüzleşen Sevda Serinyel ; yıldönümü vesilesi ile 26 Eylül 1999 tarihinde Ulucan hapishanesinde katledilen on komünist-devrimci ; geçtiğimiz günlerde ölümsüzleşen Kaypakkaya geleneğinin emekçilerinden Serdar Can ; Güzel Ana ; Hatun Tuğluk şahsında halk demokrasisi,devrim,sosyalizm ve komünizm mücadelesinde yitirdiklerimiz adına bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi.

Saygı duruşunun ardından delege tespiti ve divan seçimi yapılarak ADKH 9.dönem komisyonu adına dönem temsilcisi tarafından açılış konuşması gerçekleştirildi.

Yapılan konuşmada Ekim devriminin 100. yılında Kadın Mücadelesinin Özgünlüğü ve Zorunluluğu  Ya Sosyalizm Ya Barbarlık temalı 10. Kurultayı selamlanarak

„…Kadınların kurtuluş mücadelesi günümüz dünyasında daha da zorlaşırken, herşeye rağmen mücadeleyi bulundukları her alanda yükselten, cüret eden, öne çıkan kadınlarımızı Meral Yakar, Berna Ünsal, Aycan Tato ve Sevda Serinyel özgülünde selamlıyor ve saygıyla anıyoruz. „ denildi.

Genel-güncel gelişmelere de değinilen konuşmada kurultay gündemine ilişkin olarak ise „ Ekim devriminin 100. yılındayız. İnsanlığın kurtuluş mücadelesinin mihenk taşlarından olan, proleterya birçok deney, tecrübe ve dersler bırakan tarihsel bir kesittir Ekim devrimi. Emekçilerin ve özelde de kadınların özel mülkiyet dünyası ve onun tüm araçlarının ve kültürünün alaşağı edilmesiyle gerçek kurtuluşun olacağı bilincini  öğretti bize. Kölelerin kölesi olan kadının kurtuluş mücadelesinde yeni nitel bir çığır açtı. Dünya kadınlarına Başka bir dünyanın mümkün olduğunu gösterdi.“ ifadelerine yer verildi.

Sovyetlerde Kadının Durumu ve Günümüzde Kadın Mücadelesinin Özgünlüğü ve Zorunluluğu

Açılış konuşmasının ardından, tarihsel süreçte kadınların değişen durumuyla beraber 100.yıldönümü vesilesi ile özelde Ekim Devrimi’nde kadınların kazanımları,deneyimleri ve kadın mücadelesinin özgünlüğü ve zorunluluğu temelinde onuncu mücadele yılını geride bırakan ADKH’nin ideolojik-politik-örgütsel süreci olmak üzere iki bölümde planlanan kurultay sunumları gerçekleştirildi.


Toplumlar tarihinde kadının evrimleşmesi sürecinin ikinci cins konumuna düşürülmesinin , kadının üretimle olan ilişkisiyle olan doğrudan bağı ve özel mülkiyetin tahakküm ilişkilerine değinilerek sosyalist toplumla gerçekleşecek değişime kısaca vurgu yapılan sunumda, dünya devrimci hareketleri ve halkları açısından en ileri pratikleri deneyimleme laboratuarı olan SSCB’de kadın eksenli hayata geçirilen uygulamalara yer verildi.Çarlık Rusyası dönem koşullarına da değinilerek devrimle beraber kadınların toplumsal yaşama eşit koşullarda katılmalarına dair Üretim, Politika, Hukuk ve aile, Sağlık, Kültür-Sanat gibi kimi alanlarda hayata geçirilen pratiklerin kısaca anlatıldığı sunumda sosyalizm deneyiminin kadın cephesinden anlam ve önemine yer verildi. Bu deneyimler içerisinde devrim sonrası kadınların karşılaştığı bazı yasaklama ve objektif olarak geri olan uygulamaları bilimsel sosyalistler olarak hata ve yanlış olarak ders çıkarabilmek adına sahip çıkılmasının deneyimleri ilerletmek açısından önemine vurgu yapılarak sonlandırıldı.

Yapılan ilk sunumun ardından ikinci sunuma geçilerek sosyalizm ve kadın mücadelesi deneyimleri ışığında, 10.mücadele yılında nasıl bir ADKH sorusuna yanıt aranarak dünden bugüne gelinen süreç kısaca değerlendirildi.Aynı zamanda örgütlenme olarak kadının doğrudan temsiliyeti deyince ne anlaşıldığı ve yıllardır uygulanmaya çalışılan her üyenin delege olmasıyla kadınların yaşamda ve siyasette özne olabilmesinin,söz-yetki-karar sahibi olabilmesinin anlamına vurgu yapıldı. Faaliyet alanlarındaki çalışma tarzına yönelik kimi anlatımların da yapıldığı sunumda kadın çalışmalarında kitlelerle bütünleşmek için eğitim, birleşik mücadele ve enternasyonal ilişkilere dair perspektifler de ifade edildi.

Sunumların ardından tartışmaya geçilerek kurultay delegeleri söz alarak konuya dair çeşitli görüşler ifade etti. Kurultay konusunun kapsamının oldukça geniş olduğu ifade edilerek değinilemeyen bir çok meselenin eksikliğine dikkat çekildi. Eksik bulunulan kimi konular da tamamlanılarak bu anlamıyla bu konunun kadın hareketi tarafından geniş olarak kampanya şeklinde bölgelerinde işleyebileceği önerisi getirildi.Kadınların yaşamlarında birer özne olma ihtiyacına da vurgu yapılan görüşlerde kadın mücadelesinin kadınlar açısından örgütlenme olduğu kadar aynı zamanda bir yaşam biçimi olması gerektiği de belirtildi. Örgütsel anlamda ADKH üyelerinin rolüne ve etkinliğine de değinilen görüşlerde daha nitelikli bir hareketi yaratmak için getirilen ideolojik-politik-örgütsel öneriler de oldu.

Sibel Özbudun: Dünyayı ve yaşamımızı değiştirmeye azimli kadınlar olarak yolumuz uzun ve çetin

Yapılan planlama doğrultusunda faaliyet raporu ve denetim raporunun okunup oy birliğiyle kabul edilmesinin ardından kurultayın ilk günü tamamlanarak ikinci güne geçildi. Akademisyen, Antropolog, sosyalist yazar Sibel Özbudun’un kurultaya göndermiş olduğu mesajın okundu. Kadınların gözünden dünyadaki gelişmelere ve sınıf mücadelesine değinilen mesajda son olarak „…Kapitalizm, bütün sömürü ve tahakküm biçimlerini, çözülemez bir biçimde kendi varlığını sürdürmede vazgeçilmez olan tekil bir sömürü biçimiyle, sermayenin emek üzerindeki sömürüsüyle bağlantılandırdı. Her türlü ezme/ezilme ilişkisini yeniden biçimlendirerek kendi varlığına içkinleştirdi. Bu nedenledir ki, küresel kapitalizme karşı mücadeleyi öngörmeyen, gündemine almayan bir kadın mücadelesi, kof bir oyalanmadan ibaret kalmaya mahkumdur.

Çünkü bugünün ataerkisi, kapitalizmdir… Kadınların emeğini de, bedenini de,

kimliğini de hiçleştirdikçe semiren, yeryüzünü devasa bir ahtapotun kolları gibi sarıp sarmalayan kapitalizm….Dünyayı ve yaşamımızı değiştirmeye azimli kadınlar olarak yolumuz uzun ve çetin.Kurultayınızın bu yolda önemli bir dönemeç olması dileğiyle, hepinizi yürekten selamlıyor, kucaklıyorum.Öfkeniz, umudunuz ve coşkunuz hiç eksik olmasın!“ denildi.
Mesajın okunmasının ardından ADHK temsilcisi de kurultayı selamlama konuşması gerçekleştirdi.

Bir önceki gün delegeler tarafından getirilen delegelik anlayışı ve ilgili tüzük maddesine ilişkin konu tartışmaya açılarak, yeni dönem komisyonunun önüne görev olarak konularak meseleyi ele alıp sonuçlandırması kararına varıldı. Ardından mali raporun okunup oylanması ve yeni dönem komisyonunun seçimi yapılarak kurultay sonlandırıldı.