MKP: Efrin’deki askeri işgale karşı mücadele devrimci görevdir

MKP SB yazılı bir açıklama yaparak, “‘’TC’’ Devleti/Erdoğan iktidarının Efrin’deki askeri işgaline karşı mücadele devrimci görevdir!” dedi

MKP (23-01-2018) Maoist Komünist Partisi (MKP) Siyasi Büro (SB) tarafından yapılan açıklamada, “Türk hakim sınıflarının Efrin saldırganlığı askeri işgaldir. Bu işgal, uluslararası hukuk ve bu hukuk bağlamında Suriye’ye devletinin egemenlik hakkı, bu hakkın tanımayarak başka ülkelerin iç işlerine karışma bakımından suç olduğu kadar, özellikle Batı Kürdistan Kürt yönetimi şahsında Kürt düşmanlığından beslenen ırkçı-faşist bir suçtur. İşgal hareketinde sivil halk ve çocukları katleden Erdoğan ve iktidarı insanlık suçu işleyerek suçlarına devam etmektedir.” ifadelerine yer verildi.

“Devrimci ve komünistler doğrudan mücadele göreviyle işgale karşı savaşmalıdır”

Açıklamada “Partimiz tartışmasız olarak faşist işgalin karşısında, Efrin ve Kürt ulusunun yanındadır!” ifadelerine yer verilerek şunlar söylendi;

“Türk hakim sınıflarının Erdoğan iktidarı eliyle yürüttüğü ırkçı-faşist askeri işgal saldırganlığına karşı direniş ve mücadele devrimci sorumluluk ve görevdir. Bütün halklarımız ve ilerici güçler bu işgale karşı seslerini yükseltmeli, devrimci ve komünistler doğrudan mücadele göreviyle işgale karşı savaşmalıdır. Bu, devrimci ve komünistler için ertelenemez tarihsel tutum ve sorumluluktur. Kürt ulusunun her alandaki direniş ve mücadelesiyle birleşmek ve savaşlarını destekleme pratiği bu sorumluluğun somut tavrıdır.

Demokratik kurumlar kitlelerle birlikte demokratik tepki ve demokratik mücadelesini sergilemeli, illegal örgüt/örgütlenmeler silahlı eylem alanında işgale karşı mücadele etmelidirler!”

Gerici savaşa girenler, devrimci savaşlarla yanıt alacaklardır

Açıklamanın devamında, Efrin katliamının birinci derece sorumlusunun Erdoğan iktidarı ve ÖSO, ikinci derece sorunlusununsa Putin Rusya’sı olduğu belirtilerek şunlar ifadeler yer aldı; “Elbette ABD gibi emperyalist haydutlar da bölge stratejileri ve gerici çıkarları uğruna bölgeyi kaos ve savaşlara sürükleyerek aynı suçun diğer ortaklarıdır.

Osmanlı’nın talancı-tartalacı- askeri ilhak geleneği, yeni Osmanlıcılığa öykünen tekçi-faşist Erdoğan tek adam sultası tarafından günümüz şartlarına uyarlanarak sürdürülmesidir bu işgal saldırganlığı. Putin’den hayırhah tutum gören Erdoğan iktidarı Efrin’e askeri işgal saldırganlığına cüret etmiştir.

Faşist işgal hareketinin askeri nitelikte kalacağı açıkken, nispeten sınırlı ve dar-süreli olacağı anlaşılmaktadır. Zira, Putin Rusya’sından alınan iznin bu sınırda olduğu görülmektedir. Rusya’nın asker bulundurarak kontrol ya da varlığını sürdürdüğü Efrin’i boşaltarak başka inisiyatif ve gerici çıkarlarını riske sokmayacağı açıktır. Dolayısıyla, Türk hakim sınıflarının askeri işgaline sınırlı izin tanıyıp PYD-YPG’nin askeri merkez ve silah depolarına dönük bir saldırıya müsaade ettiği muhtemeldir. Ne ki, askeri işgal saldırganlığının kapsamı sınırlı olup belli bir süreye sığması onun faşist niteliğini, katliam ve suçlarını sınırlamaz, hafifletmez.

Erdoğan iktidarı Kürt kabusuyla giriştiği işgal ve katliamların karşılığını mutlaka alacaktır. Gerici savaşa girenler, devrimci savaşlarla yanıt alacaklardır. Putin Rusya’sı ise emperyalist karakter ve gerici çıkarları temelinde işgale izin vererek katliama ortak olmuş, Kürtlere karşı işlediği bu suçla emperyalist barbarlık tarihine yeni bir halka daha eklemiştir. Her türden emperyalizm ve Rusya emperyalizmi döktüğü kanda, kışkırttığı savaş ve yürüttüğü saldırganlığının girdabında boğulacaktır…”

“Tüm dünya Efrin’le birleşmeli”

Açıklamada son olarak tüm ilerici dünya Efrin’le birleşmeye çağırılarak şunlar söylendi;

“Emperyalist dünya gericiliğine karşı mücadele şartken, bu mücadelenin somutta yerel gericilikleri hedeflemek zorunludur. Ki, bu iki mücadele biçimi birbirinden koparılamaz. En nihayetinde Efrin’de yaşanan askeri işgale karşı mücadele, Erdoğan iktidarı şahsında yerel gericilik ve dolaylı olarak Rusya emperyalizmi şahsında anlam kazanan mücadele emperyalizme karşı mücadeledir.

Efrin ve Kürt ulusunun direnişini selamlıyor, yoldaşlarımız ve devrimci sınıf güçleri başta olmak üzere, tüm yoksul-aydın-ilerici dünyayı Erfin’le birleşmeye çağırıyoruz! Efrin’de ağır silah ve uçaklarla bombalanıp katledilen sivil halk ve çocukların kıyımına seyirci kalınamaz, kalmayalım! Efrin ve Kürt ulusunun yanında olduğumuzu yinelerken, Efrin askeri işgal hareketi ve katliamlarını sınıf tavrımızla lanetliyoruz.”

Gazete Patika