Mulhouse’da TTE dayatması ve Efrin işgali paneli yapıldı

Tek Tip Elbise ve faşist Türk devletinin, Efrin işgaline karşı; Mulhouse‘ta düzenlenen panele ilgi büyüktü

Mulhouse (20-02-2018) Panele Avukat Ahmet Cihan katıldı Pazar günü saat: 14’te Mulhouse ACOTF derneğinde başlayan panel, açılış konuşması ve saygı duruşuyla başladı

Daha sonra söz alan Avukat Ahmet CİHAN ise, Ceza İnfaz Rejimi, Ceza evlerinin dünü ve bugünü üzerinde durdu Avukat Ahmet CİHAN; Ceza İnfaz Rejimi, bireyin haklarını merkeze alan bir düşünce ile değil, devletin “gücünü” hissettirmeyi esas alan bir düşüncenin ürünüdür, belirlemesinde bulunarak, devamla: Fatih Kararnamesi ile başlayan Cumhuriyet Döneminde devam eden, bugün daha görünür hale gelen yönetim kültürü, Ceza İnfaz rejimine doğrudan yansımaktadır. Bu kültür, Ceza İnfaz kurumlarında bulunan kişilerin eğitim ile topluma kazandırılmaları yerine, tecrit etme, hücre hapsi verme, yaşamsal ihtiyaçlarından yoksun bırakma, dayak, korkutma, sindirme, dışarısı ile ilişkisini kesme vb.dir. 1996 yılında, Ceza İnfaz kurumlarındaki baskılara karşı ölüm orucuna başlayan siyasi hükümlü-tutuklulardan 12 si hayatını kaybetti. 2000 yılında ise, 1, 2 ve 3 kişilik odaları bulunan F Tipi Ceza İnfaz Kurumlarının ve Cezaevlerinde keyfi uygulamaların kaldırılması yönünde taleplerle ölüm orucuna başlayan hükümlü ve tutuklulara 19-22 aralık 2000 yılında dönemin hükümeti tarafından müdahale edilmiş, 32 hükümlü-tutuklu yaşamını yitirmiş, yüzlercesi yaralanmış ve sakat kalmıştır. İnsan Haklarına aykırı olması nedeniyle büyük tepkiler alan F Tipi Ceza İnfaz Kurumları ise kapatılmadığı gibi, bugün sayıları 14’e çıkmıştır.

Bugün de Ceza İnfaz Kurumlarında yaşan keyfi uygulamalar devam ediyor. Bu uygulamaların yanında, Tek Tip Elbise uygulaması da yeniden gündeme gelmiştir. Tek Tip Elbise, 24 Aralık 2017 tarihinde yayınlanan 676 sayılı KHK ile getirilmiştir, ancak uygulama yönetmeliğinin çıkarılmaması nedeniyle henüz uygulanmamıştır. Geçmişte Tek Tip Elbise uygulamasının büyük tepkiler ile karşılaşmış olması nedeniyle bir süre beklemeye alınmış olabilir, ama, bu durum uygulamaya geçilmeyeceği anlamına gelmemektedir. Cezaevlerine yapılan ziyaretler, İHD gözlemleri bugün de yaygın bir şekilde keyfi uygulamalar, dayak,falaka, yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanmaması, kötü koşullar nedeniyle hastalıkların yayılması, hastaların zamanında tedavi edilmemesi, %96 ağır özür raporlarına rağmen tahliye edilmemeleri, vb. gibi uygulamalar yaşanmaktadır, diyerek herkesin yaşanan bu keyfi uygulamalara karşı duyarlı olması gerektiğini söyledi. Soru, konuşmalar ve cevaplardan sonra panel sonuçlandı.