Hamburg’da Kaypakkaya anması gerçekleştirildi!

Enternasyonal proletaryanın Türkiye-Kuzey Kürdistan kolunun temsilcisi olan komünist devrim çizgisinin kuramcısı, komünist önder Kayapakkaya’ nın, Amed zindanlarında, faşist diktatörlük tarafından en vahşi işkencelerle katledilişinin 45 yılı, Almanya’nın Hamburg kentinde düzenlenen bir etkinlikle anıldı Etkinlikte Kaypakkaya şahsında devrim ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleşenlerin devrimci komünist mirasları sahiplenildi

HABER MERKEZİ(23.05.2018)- Her yıl Avrupa’da geleneksel olarak düzenlenen, Komünist Önder Kaypakkaya şahsında “ Parti ve devrim Şehitlerini Anma” etkinliği, bu yıl Stutgart  (Merkezi) ve Hamburg (Bölgesel) merkezli olarak planlanmış ve bu planlama gereği, anma etkinliklerinin ilki Hamburg’da gerçekleştirildi. Başından sonuna, Kaypakkaya’ nın ardılları ve yoldaşlarının sürdürdüğü devrimci kolektif emek ve çalışmanın, devrimci bir disiplinle, anma etkinliğine katılan kitle ile buluşturulması ve Kaypakkaya şahsında, tüm devrim-komünizm davasında yitirilenlerin kitle ile birlikte sahiplenilmesi, anma etkinliğinin ayrı bir anlam ve önemiydi ve etkinlik bu emek ve coşku ile başladı.

Anma etkinliği, “Teslim Olmak Yok, Başlar Dik Namlular Kızıl Olsun Yoldaşlar” şiirinin okunduğu, Dünyada, Türkiye-Kuzey Kürdistan’da, Bağımsızlık, Halk demokrasisi, Sosyalizm ve yüce Komünizm davasında yitirdiklerimiz için yapılan saygı duruşu ile başladı. Türkiye Kuzey-Kürdistan siyasal-devrimci mücadele tarihi, Kaypakkaya’nın çıkışı ile temsil ettiği komünist nitelik, bu niteliğin ideolojik, siyasal,  örgütsel ve askeri planda temsili,  ısrar ve cesaretle sürdürülen mücadelede köşe taşı olmuş, devrim-komünizm neferlerinin ifade edildiği açılış konuşmasının ardından, etkinliğin siyasal bölümü ekseninde planlanan sempozyuma geçildi.

Komün Gücü dergisi temsilcisi, HDP eski Van milletvekili ve HDK Avrupa MYK üyesi Kemal Aktaş, Araştırmacı Yazar Ragıp Zarakolu ve Sınıf Teorisi temsilcisinin konuşmacı olarak katıldığı sempozyum, moderatörün sempozyumun gündemi hakkında yaptığı konuşma ile başladı.

Sempozyumda ilk sözü alan Komün Gücü temsilcisi, dünyada ve Türkiye’de, 68 hareketi süreci, bunun yarattığı devrimci dalga ve bu devrimci dalganın sonucu olarak, Deniz, Mahir, İbrahim’lerin önderliğinde gerçekleşen 71 devrimci kopuşu üzerine, tarihsel örneklerle bir değerlendirme yaptı. TKP nin, reformist-revizyonist çizgisi ve hatalı politik-teorik tespitlerinde, Komüntern’in payını, konuşmasında ifade eden Komün Gücü dergisi yazarı, güncel süreçle ilgili bir değerlendirme yaparak sunumunu tamamladı.

Ardından söz alan araştırmacı yazar Ragıp Zarakolu, tanığı olduğu tarihsel verilerle, 68 hareketi süreci, bu süreçte yaşanan politik ayrışma ve tartışmalar ve 71 devrimci çıkışı ile yaşanan kopuş üzerine, somut yaşanan örneklerle zenginleştirdiği bir sunum yaptı.

Sempozyumun bir diğer konuşmacısı olan Kemal Aktaş, 71 devrimci çıkışının, Kürt Ulusal Hareketi ve Kürt Ulusal mücadelesine önemli  katkılar yaptığını ve Kürt Ulusal hareketi önderliğinin, özgürleşme mücadelesinde, Deniz-Mahir- İbrahim’leri rehber edindikleri, özellikle Kaypakkaya’nın çizgisinin önemi üzerine vurgular yaparak başladığı sunumuna, Türkiye-Kuzey Kürdistan ve Bölgede var olan bazı güncel gelişmelere değinerek, devrimci-demokrasi güçlerinin birlikte hareketi üzerine yaptığı vurgularla konuşmasını tamamladı.

Kaypakkaya, statik- dondurulmuş bir tarihsel an değil, nitel bir çığırdır!

Komünist Önder Kaypakkaya şahsında, sömürülen ve ezilen halkların, mazlum ulus ve inançların özgürlük mücadelesinde bayraklaşanların anıları önünde saygıyla eğilerek konuşmasına başlayan Sınıf Teorisi temsilcisi, “ dönemin ruhuna uygun ulaştığı sentezlerle, işkencedeki direniş tavrıyla Kaypakkaya’yı sınırlamak, Kaypakkaya’yı anlamak değildir. Bu tek yanlı hatalı sahiplenme, hem Kaypakkaya’nın, ideolojik-teorik-politik duruşunda boşluklar bırakır, hem de O’nun, komünist çıkışıyla mahkum ettiği, cumhuriyetçi, ilerlemeci, kalkınmacı, modernist “Marksist”  anlayışlara alan bırakır. Burjuva ideolojiye bulaşık tüm anlayışlarla, uzlaşmasız bir şekilde hesaplaşan Kaypakkaya, resmi ideolojiden, resmi tarihten ve burjuva feodal devletin tüm kurumlarından, geri dönüşümsüz ve net bir kopuş gerçekleştirirken, üzerinden yükseldiği ve politik çizgisinde sistemli hale getirdiği ideolojik  zemini görmemek, Kaypakkaya’yı, sadece yıllar öncesine bazı şeyleri fark etmiş bir devrimci düzeyine indirger. Oysa kavranması gereken, Kaypakkaya, bu sonuçlara ulaşırken, benimsediği yol, yöntem ve ideolojik olarak tuttuğu saftır. Her dönemsel proleter devrimler sürecinde Marksizm, sadece gerici-eskiyen sınıf ve sınıf ilişkilerini yıkmadı, aynı zamanda her devrim döneminde kurduğu paradigmaları yıkarak gelişti. Bu gelişimin sonucu olarak, Marksizmin, toplumsal ilerlemelerin sonucu olarak ulaştığı 3. Nitel aşama Maoizm Kaypakkaya’nın, bastığı ideolojik zemindir. Bu zemin kavranmadan Kaypakka’ya anlaşılmaz. Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci hareketi açısından, Kaypakkaya sahiplenilmesinde bu gerçeklik hala derin bir boşluktur, kavranamamıştır.”

68 hareketi, bunun 71 devrimci kopuşuna dair ortaya çıkardığı devrimci toplumsal-sosyal-siyasal olanaklar, 71 devrimci çıkışının, devrimci silahlı mücadele ve 50 yıllık reformist-parlamenterist anlayışların parçalanması üzerine yapılan değerlendirmelerle konuşmasını sürdüren sınıf teorisi temsilcisi, “Deniz’ler, Mahir’ler, devrim ve sosyalizm perspektifi ile yola çıkmışlardır. Bu tartışmasız bir durumdur. Ama geçmişin bazı hatalı yanlarından kurtulamamışlardır. Özellikle Kemalizm ve Ulusal sorun konusunda, geçmişin hatalı yaklaşımlarından kopamamışlardı. Mirasını sahiplendiğimiz Mustafa Suphi’nin TKP si dahil, Türkiye-Kuzey Kürdistan devrim mücadelesinin anlayış bağlamındaki çok önemli çıkmazlarına Kaypakkaya son vermiştir” değerlendirmesini, II. Enternasyonalin durumu, III. Enternasyonalin özellikle Lenin sonrası hataları, bunun uluslarası komünist harekete sirayeti, Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci-komünist hareketinin bu merkezlerden doğrudan etkilenmesi kapsamında yaptığı vurguların ardından, güncel politik gelişmelere, ve somut olarak gündemde olan seçimlere ilişkin alınması gereken stratejik ve taktik siyaset üzerine yaptığı değerlendirmelerle konuşmasını tamamladı.

Devrimci savaş siperlerinden TKP/ML-TİKKO Rojava komutanlığı, DKP( Devrimci Komünarlar Partisi), MLKP Rojova komutanlığı, Komalên Ciwan, Komalên Jinên Ciwan ve PKK Konsey üyesi Duran Kalkan’ın Kaypakkaya anma gecesine gönderdikleri video görüntülü mesajları geceye katılan kitle tarafından ilgi ve coşkuyla dinlendi. Görüntülü mesajların ardından sahne alan Sinan Şanlı nın ardından, etkinliğe yarım saat ara verildi.

Devrimci-dost kurum ve örgütlerden, hapishanelerdeki kadın tutsaklardan gelen mesajların okunmasıyla başlayan anma etkinliğinin ikinci bölümü, sinevizyon gösterimi ile devam etti. Kitlenin, sinevizyon da kesitler halinde sunulan devrimci tarihe ve devrimci tarihi yaratan yitirdiklerimize slogan ve alkışlarla eşlik etmesi, etkinliğe ayrı bir devrimci coşku kattı. Kadının emeği, sesi ve devrimci itirazının kolektif emeği olan Anka kadın korosunun sahne almasıyla devam eden anma etkinliği devrimci coşku ve kitlenin, etkinliğin ruhuna uygun ortak tutumu, Gurup Munzur’un sahne almasıyla, Türkülerle, marşlarla, sloganlarla birleşti ve Abdal-Haluk Tolga nın yorumlarıyla, anma etkinliği, doğal bir disiplin altında başarıyla sonuçlandı.

Kaypakkaya’yı anma etkinliğinin ikincisi, merkezi olarak 26 Mayıs 2018’de Almanya’nın Stutgart kentinde gerçekleştirilecek.