Tek tipleştirilmeye karşı farklılıkların zenginliğiyle güçlenen kömünal bir yaşam örgütleyelim

Hapishanelerden sokaklara tek tipleştirmenin, emperyalist ve ırkçı saldırıların artığı Ya Barbarlık Ya Sosyalizm  sloganın yükseldiği bugünlerde  Ludwigsburg Demokratik Kültür Merkezinde  Avrupa Demokratik Kadın Hareketi (ADKH) 10. Dönem kampanya şiarıyla   “Irkçılığa emperyalist saldırganlığa ve yaşamın tek tipleştirilmesine karşı örgütlü gücümüzle direneceğiz”  paneli düzenlendi.

LUDWIGSBURG (12-11-2018) ADKH aktivisti yaptığı sunumda  ” Tek tipleştirilme sınıflı toplumlardan önce cinsiyetçilikle başlamıştır. Ulus devletlerin ortaya çıkışıyla birlikte Cinsiyete, sınıfa ve dine bağlı tekçilik de şekillenerek günümüze kadar gelmiştir” diyerek tek tipleştirilmenin tarihsel gelişimi“kapitalist medeniyetlerin” ulus devlet çıkarları için Asya, Afrika, Güney Amerika da katliamlar yaptığını , Hitlerin iktidara gelişinden sonra Ari ırkının varlığı için Yahudileri yakarak, yok etmeye çalıştığını, Çingenelere ve ötekileştirilen uluslara yönelik yapılan kanlı operasyonlar örnek verildi.

Tek tipleştirilmeye karşı farklılıkların zenginliğiyle güçlenen kömünal bir yaşam örgütleyelim.

Türkiye Kuzey Kürdistan da yapılan Ermeni ve Dersim katliamının tek ulus, tek bayrak, tek din, tek dil anlayışının ürünü olduğu vurgulandı. Tek tipleştirmenin günümüze kapitalizmle bağının şekillenişi günlük hayatımıza nasıl yansıdığını, teknoloji, medya, reklam, moda ve pazarlama aracılığıyla yaşamımıza nasıl şekil verdiğini ve toplumsal cinsiyet rollerine nasıl büründüğünü vurguladı. “Tek tipleştirilme toplumsal  kontroldür. Sistem kontrol edemediği farklılıklardan, denetleyemediği bilgiden korkar. Bunun için sistemini sürdürebilmek için hem emeğini sömürdüğü hem de kendisine biat eden bireyler yaratmak ister. Kontrol edemediğinde hapishanelere kapatarak hizaya getirmeye çalışır” diyerek içerde ve dışarda tek tipleştirmeye karşı örgütlü , bilinçli mücadele sürdürmek gerektiği vurgulandı. Tek tipleştirmeye karşı farklılıkların zenginliğiyle güçlenen çoğulcu, komünal bir yaşam örgütleyelim denildi. Katılımcıların fikir ve sorularıyla canlı bir tartışma ile paneli gerçekleştirildi.