Açıklama hep aynı: Siviller hedef alınmadı

HABER MERKEZİ – (28-01-2019) Federal Kürdistan Bölgesi’ne 23 Ocak’ta yapılan hava saldırısında 4 sivil hayatını kaybetti  Halk Şêladizê’de bulunan Türk askeri üssüne yürüdü, araçlar ateşe verildi Müdahalede 2 kişi daha hayatını kaybetti Türkiye, sivillerin hedef alınmadığını iddia etse de Solin bebeğin yaşamını yitirdiği Kortek ve Zergele katliamları hala hafızalarda.

TSK’ye ait savaş uçaklarının 23 Ocak günü Federal Kürdistan Bölgesi’nin Duhok kentinin Amediye ilçesine bağlı Dêralok kasabası kırsalını bombalaması sonucu 6 sivil hayatını kaybetti. Yaşanan bu olay, son yıllarda gerçekleştirilen benzer hava saldırılarında birçok sivilin hayatını kaybetmesi nedeniyle bölge halkı için bardağı taşıran damla oldu.

26 Ocak günü Duhok’a bağlı Şêladizê kasabasında Türkiye’ye yönelik kalabalık bir protesto yürüyüşü düzenlendi. Gerçekleştirilen yürüyüşün ardından Türkiye’nin burada yer alan Sirê Askeri Üssü’ne yönelen halk, telleri aşarak girdikleri askeri üste yer alan askeri araçları ve çadırların bir bölümünü ateşe verdi. Yaşanan olaylarda 2 kişi hayatını kaybederken 16 kişi de yaralandı. Bu durum üzerine Diyarbakır’dan havalanan savaş uçakları da bölgeye giderek protestocuların üzerinde alçak uçuş yaptı.

Sirê Askeri Üssü’ne yönelik gerçekleştirilen protesto eyleminin ardından Türkiye, Federe Kürdistan Bölge Yönetimi ve Irak Merkezi Hükümeti’nden açıklamalar yapıldı.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, üs bölgesine yönelik saldırının PKK’nin provokasyonu neticesinde gerçekleştiği belirtildi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da açıklamasında, “Sivillerin arasına sığınan saldırganların halk ile Türk askerlerinin arasını bozmaya çalıştığını” savundu.

BARZANİ PKK’Yİ SORUMLU TUTTU

Bölge Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani de, bölgeye yapılan hava saldırılarında sivillerin hayatını kaybetmesine rağmen Türkiye’ye tepki göstermek yerine, yaşanan ölümlerden PKK’yi sorumlu tuttu.

IRAK HÜKÜMETİ’NDEN TÜRKİYE’YE NOTA

Bölge Hükümeti’nden bu yönde açıklama gelirken, Irak Dışişleri Bakanlığı ise Şêladizê’de meydana gelen protesto olaylarında sivillere ateş açılmasını kınayarak, Türkiye’ye nota verdi. Yayınlanan bildiride, Türk askerlerinin sivil vatandaşlara ateş açarak müdahale etmesine şiddetle tepki gösterildi. “Irak’ın egemenliğinin herşeyin üstünde tutulduğu, bu egemenliği ihlal eden her türlü tavır ve davranışın kabul edilemez olduğu” vurgulanan açıklamada, yine TSK’ye ait savaş uçaklarının Amediye halkına korku saçmak için alçak uçuş girişiminde bulunması da kınandı.

Yapılan bu yönlü açıklamalara rağmen, askeri üssün bölge halkının protestolarının hedefi olmasının nedeni olan Türkiye’nin gerçekleştirdiği hava saldırısı ve yaşanan 6 sivil ölümün üzerinde durulmadı. Oysa ki, yaşanan bu ölümler ilk değildi.

KORTEK KATLİAMI VE SOLİN BEBEK

17 Ağustos 2011’de, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçakları Kandil’in Zergele köyünü bombalamış, bir ev isabet alarak yerle bir olmuştu. Bu olaydan sadece 4 gün sonra, 21 Ağustos 2011’de ise, Kortek-Ranya karayolu üzerinde seyir halinde olan iki araç Türk savaş uçakları tarafından hedef alındı. Araçta bulunan 4’ü çocuk 7 kişi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren çocuklar arasında henüz 8 aylık olan Solin bebek de vardı.

Yaşanan bu sivil ölümler, yapılan resmi açıklamalarla Türkiye tarafından yalanlandı. Nitekim bu olaydan sadece 4 buçuk ay sonra, Roboski’de gerçekleştirilen bombardıman sonucu 17’si çocuk 34 sivil hayatını kaybedecek, olaya ilişkin saatlerce resmi açıklama yapılmayacaktı.

Dönemin Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise, Roboski’de bunca ölümle sonuçlanan hava bombardımanı hakkında konuşurken Kortek katliamını da itiraf edecekti. Atalay, gerçekleştirilen hava saldırıları için o dönem şu cümleleri sarf etti: “Ağustos’tan bu yana operasyonlar sürüyor, sınır ötesinde. Ama sivil vatandaşla ilgili bi defa bir tartışma gündeme geldi, Irak tarafında bi kaç kişiyle ilgili olarak, onun dışında hiçbir şey olmadı. Bu defa böyle bir olay gündeme geldi.”

ÇÖZÜM SÜRECİ BİTTİ, ZERGELE KATLİAMI YAŞANDI

Hem Kortek hem Roboski katliamlarının ardından hükümetin politik kimi amaçlarla başlattığı ‘çözüm süreci’ döneminde Federal Kürdistan Bölgesi’ni hedef alan hava saldırıları durdu. Ancak 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’nin kurulan sandıklardan tek başına iktidar olarak çıkamaması üzerine çözüm süreci bozuldu ve 24 Temmuz’dan itibaren bölgeye yönelik yeniden hava saldırılarına başlandı. Girişilen bu hava saldırıları beraberinde yine sivil ölümleri de getirdi.

1 Ağustos 2015’te, Zergelê köyüne yönelik gerçekleştirilen hava saldırısında biri hamile 2 kadın ile birlikte toplam 8 sivil insan hayatını kaybetti, 27 sivil de ağır yaralandı.

Olaydan saatler sonra Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Sivillerin vurulduğu iddiaları üzerine araştırma ve soruşturma başlatılmıştır” demekle yetindi.

‘SİVİL YERLEŞİM YERİ DEĞİL’ DENMİŞTİ !

TSK tarafından yapılan açıklamada da şöyle dendi: “Bazı basın yayın organlarında Irak Kuzeyine icra edilen hava harekâtı esnasında bir köyün bombalandığı ve sivil şahıslardan ölen ve yaralananların bulunduğu iddiası yer almıştır. Konu ile ilgili olarak Dışişleri Bakanlığımız bir açıklama yapmıştır. Irak Kuzeyindeki ve yurt içindeki Bölücü Terör Örgütü mensubu teröristlere ait hedefler, çok titiz ve detaylı bir çalışma sonucunda, görüntülü verilere dayalı olarak teyit edilmiş şekilde, ehil personel tarafından belirlenmektedir. Basında yer alan iddia yeniden değerlendirilmiş, vurulan hedefin bir köy olmayıp Bölücü Terör Örgütü mensubu teröristlerin barınma alanı olduğu, bombanın tesir alanı içinde ve yakınında sivil yerleşim alanı bulunmadığı belirlenmiştir.”

Hükümete yakın gazetelerce de Zergele köyünün “PKK’nin uyuşturucu paralarının saklandığı köy olduğu” ileri sürülüp, “Parayı vurduk” ve “Zergele tam isabet” manşetleri atıldı.

Benzer şekilde dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, “Sivillerin hedef alındığı alçakça bir yalandır” diyecekti. Dönemin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Arınç’a yanıtı ise, şu olacaktı: “Biz oraya heyet gönderiyoruz, Arınç da buyursun heyetimize dahil olsun ve alçaklığı yerinde görsün.”

Zergele katliamı konusunda Mesud Barzani’nin başkanı olduğu Bölge Hükümeti yaptığı açıklamada, tıpkı Şêlazidê’de yaşanan son ölümlerden sonra olduğu gibi, yine Türkiye’ye tepki gösterilmek yerine PKK’nin bölgeden çekilmesini istedi.

ARAŞTIRMA ÖNERGESİ REDDEDİLDİ

Nitekim Zelgele katliamının araştırılması konusunda Meclis’e verdiği Araştırma Önergesi reddedilen HDP, bölgeye bir heyet gönderdi ve yapılan incelemelerin sonuçları rapor olarak kamuoyu ile paylaşıldı. Sunulan raporda, hava saldırısının “Hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde bir sivil katliamı olduğunu” vurgulandı.

AF ÖRGÜTÜ: SİVİLLERİN HAYATINI GÖRMEZDEN GELİNDİ

Uluslararası Af Örgütü’nün incelemeler sonucunda hazırladığı rapor da HDP’ninki ile aynı içerikte oldu.

AKP hükümeti ve TSK’nin iddia ettiğinin aksine bombardımanda PKK savaşçılarının değil, sivil köylülerin vurulduğunu teyit eden Af Örgütü raporunda, “Zergele’de köy sakinlerinin hedef alınması uluslararası hukuka göre yasadışıdır” denildi.

Raporda gerçekleştirilen sivil katliamına dair şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Hava saldırısının gerçekleştiği çevrede belirgin bir askeri hedefin olmaması, Türkiye ile PKK arasında hukuki anlamda silahlı bir çatışma olsun ya da olmasın bu saldırıların yasadışı olduğunu ortaya koymaktadır. Türk hükümeti bölgedeki köy sakinlerinin hayatını açık bir şekilde görmezden gelmiştir. Köy sakinlerinin görebileceği zararı en aza indirmek için gerekli tedbirleri almamış, siviller ile PKK savaşçıları arasında ayrım yapmamıştır.”

Birleşmiş Milletlerin (BM) Cenevre Sözleşmesi’ne göre, silahlı çatışmalarda sivil yerleşim alanlarının hedef alınması savaş suçu. Ancak Türkiye soykırım, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları işlemekle suçlanan kişileri yargılama yetkisine sahip Uluslar arası Ceza Mahkemesi (UCM) Roma Statüsü’ne taraf değil.

MA / Ömer Çelik