Derya Koca: ‘Ovacık deneyimi çok büyük umutları beraberinde getiriyor’

Sosyalist Emekçiler Partisi(SEP) Genel Başkan Yardımcısı Derya koca, “Her şeyin parayla, rantla, çıkarla özdeşleştiği böyle bir dönemde bu küçük, mütevazı Ovacık deneyimi çok büyük umutları beraberinde getiriyor” ifadelerini kullandı

HABER MERKEZİ (17-03-2019) 2014 yerel seçimlerinde Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) öncülü Demokratik Haklar Federasyonu(DHF) belediye başkan adayı Fatih Mehmet Maçoğlu, Türkiye Komünist Partisi (TKP)’den yerel seçimlere girerek Ovacık’ta belediye başkanı seçilmişti. Böylece SMF’nin daha önce Hozat ve Mazgirt’te ortaya koymuş olduğu devrimci, halkçı yerel yönetimler perspektifiyle genişleyen bir model Ovacıkta yaratmış oldu.

Bugün gelinen süreçte ise, Dersim Demokratik Halk Dayanışması(DDHD) adı altında bir araya gelen birçok sol, sosyalist kurum Dersim ve ilçelerinde 31 Mart yerel seçimlere dair çalışma yürütüyor. Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP)’de bu çalışmaların içerisinde yer alan sol, sosyalist, devrimci kurumlar arasında yer alıyor. Devrimci, halkçı yerel yönetimler programını destekleyen, bu sürece dahil olan SEP adına SEP Genel başkan yardımcısı Derya Koca ile yerel seçimlere dair sohbet gerçekleştirdik.

‘Sosyalistlerin sosyalist bir anlayışla örgütlenmesi gerektiğini düşünüyoruz’

SEP’in iki bin on altı yılında kurulduğunu fakat öncesinde on yıllık bir mücadele tarihi olduğunu belirten Koca, “Biz temel meselenin bu ülkede emekçilerin, işçi sınıfının birliğinin sosyalizm programı etrafında kenetlenmesiyle değişeceğini düşünüyoruz. Buradan hareket ederek toplumdaki kutuplaşmayı, AKP rejiminin bu denli güçlü olmasının sebebini  işçi sınıfı içerisindeki kutuplaşma ve bölünme olduğunu düşünüyoruz. Bunu aşmak için de bugün sosyalistlerin elinden gelen her şeyi yapması, somut mücadeleler etrafında ve sosyalist bir anlayışla örgütlenmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

‘En büyük özelleştirmeler, en büyük emek düşmanı yasaları AKP rejimi sayesinde gerçekleşti’

Derya Koca daha sonra, “Türkiye de kapitalizm iflas eder aşamaya gelmiştir. Bundan yirmi sene öncesine bakarsak ülkenin egemen sınıfları yüzünü Avrupa Birliğine dönmüştü. Demokratik değerlerden uluslararası bir güç olmaktan bahsediyorlardı. Ama kapitalizm öğlesine çuvalladı ki, tüm dünya da olduğu gibi bırakalım medeniyetler seviyesine çıkmayı gelişmiş kapitalist bir ülke olmayı bile başaramadı. En temel burjuva demokratik değerlerin bile yok edildiği; baskıcı, tek adam diktatörlüğüne kol kanat gerdi.  Bu yüzden Türkiye’de kapitalizmin emekçilere verebilecek artık hiçbir şeyi yok. Bundan fazlası da beklenemez. Çünkü egemen sınıflar tarihsel olarak gericidir. Türkiye ’de de bu eğilimin yansımasını görüyoruz.  AKP rejimi işte tam burada kapitalizmin çıkarlarını çok iyi, amansızca ve acımasızca savunabildiği için bu kadar güçlü bir iktidar oldu. Unutmayalım patronlar kendi iktidarlarını AKP rejimiyle birlikte kurdu. En büyük özelleştirmeleri, en büyük emek düşmanı yasaları AKP rejimi sayesinde gerçekleşti. Bununla beraber Erdoğan’ın diktatörlük kurma hevesi buna eklenince, kendinden başka hiç kimseyi, hiçbir sesi tanımayan kadın düşmanı, halk düşmanı, işçi sınıfı düşmanı, her türlü demokratik haktan nefret eden rejimle karşı karşıya kaldık” ifadelerini kullandı.

‘Yerel seçimlerde sosyalistlerin kendi farkını, kimlik kutuplaşmalarının üzerine çıkartması gerekiyor’

Koca, bu toplumun değişime açık olduğunu vurgulayarak, “Önemli olan bunu nasıl örgütlü güç haline getirebileceğimizdir. O yüzden şu an sosyalistler açısından çok büyük avantajlar var. O fırsatlardan sadece biri bu içerisinden geçtiğimiz seçim süreci. Yerel seçimlerde sosyalistlerin kendi farkını, kimlik kutuplaşmalarının üzerine çıkartıp emekçilerin, yoksulluğa itilmiş olanların yeniden kendi hayatlarını tayin edebilecek güce sahip olmasını sağlaması gerekiyor. Sosyalistlerin yeniden bu ülkenin siyasetinde tayin edebilecek bir yere gelmesi için başarı öyküsüne ihtiyaçları var. Sosyalistler solun bu birlikte bu başarı öyküsünü yeniden yazarak ülkenin yoksullarının, özellikle şu an ciddi bir kriz içerisindeyiz. Bir pazar alışverişi yapmak bile bir sıradan bir emekçi halk için kambur haline gelmiş durumda. Bunu tam da bu dönemde aşabiliriz” diyerek sözlerine devam etti.

 ‘Burada ki başarı öyküsü genişletilmesi ve desteklenmesi gerekiyor’

AKP rejimine karşı mücadele etmenin genel geçer sloganları yeterli olmadığı düşündüğünü belirten Derya Koca, “Bugün somut, muhafazakâr AKP’ye bu zamana kadar oy vermiş geniş kesimlere de hitap edecek bir dil ve bir politikayla sosyalistlerin yeniden merkez olması gerektiğini düşünüyorum. Somutlaştırmak gerekirse Ovacık bir vesiledir. Burada ki başarı öyküsü genişletilmesi ve desteklenmesi gerekiyor. Halktan, yoksuldan, ezilenden yana olduğunu ve istendiği zaman bu ülkede bir fark yaratabileceğine dair iyi bir örnek yarattı. Bu iyi örneğin ülkede sosyalistler adına yüz akı olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden Dersim belediyesinde Fatih Mehmet Maçoğlu’nun kazanması gerekiyor. Bu sadece Dersim halkının değil, bütün bir ülkenin geleceğini, kadınların gençlerin ortak geleceğinin sosyalist mücadele ile yoğrulması için bir vesile. Bu yüzden biz de bugün Dersim’deyiz. Bu yüzden İstanbul’da bağımsız olan aday, KHK ile ihraç edilen aday Savaş Karabulut’ u, Manisa’ daki bağımsız işçi adayını destekliyoruz” dedi.

‘Ovacık’ta bir deneyim var’

Daha sonra Derya Koca halkın Dersim’deki yerel seçimlere dönük tutumunu değerlendirerek, “Halk burada DDHD’ yi biliyor. Destekliyor. Ovacık’ta bir deneyim var. Eksik olabilir. Ama halkın başka türlü bir iktidar biçimi, başka türlü yaşama biçiminin mümkün olabileceğine dair sahip olduğu o umut her şeyden önemli ve bu umut altı boş bir umut değil. Ortada somut bazı başarılar var. Bunlara dayandığı için ayakları yere basıyor. Bu güne kadar hiçbir belediye böyle bir şey yapmadı. Evet, bu topraklarda Terzi Fikri’lerken gelen bir gelenek var. Şüphesiz burada ki bu deneyimde ayağını buralara basarak kendini var ediyor. Her şeyin parayla, rantla, çıkarla özdeşleştiği böyle bir dönemde bu küçük, mütevazı şeyler çok büyük umutları getiriyor. Bu yüzden Dersim’de merkezi almak çok önemli bir yerde duruyor” şeklinde konuştu.

‘Kayyum atanan bütün yerlerde halkın iradesi ayaklar altına alınmıştır’

Sosyalistlerin belediyeye alması bugün Kürt halkının kazanımı olduğunu belirten Derya Koca sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kayyum bu ülkede kurulan rejimin özetidir. Benden olmayanın oyuna, iradesine, en temel demokratik hakkının bile ben başını ezerim mantığıdır. Kayyum, ‘vatandaş bana tamam derse, oy vermezse giderim. Demokratik seçimdir, milli iradedir’ sözlerinin altının ne kadar boş olduğunu biliyoruz. AKP için sadece kendisi için oy verildiği sürece seçimler bir araç. Onun dışında onlar için başka bir şey ifade etmiyor.  Kayyum atanan bütün yerlerde halkın iradesi ayaklar altına alınmıştır. Ve bunların yeniden geri alınması AKP’ yi yenilgiye uğratmaktır”