Esas çelişkinin çözülmesi için yoğunlaşmalıyız / Mazlum Ceylan

Toplumsal gelişmeler çok karmaşık süreçlerde geçerek ilerliyor Tek bir çelişki üzerinde toplumsal gelişme dinamiği sağlanmıyor Onlarca yüzlerce çelişki üzerinde gelişmeler sağlanır

Mazlum Ceylan (15-08-2019) Her çelişkinin bir var oluşu ve bitişi gerçeği vardır. Kalıcı, denge çelişkiler söz konusu değildir. Her çelişki objektif somut gelişmeler sonucu değişir. Dolaysıyla her çelişkinin esas ve tali yönü vardır. Esas yön belirli koşullar içine tali yöne, tali yön çelişki, esas yöne geçer. Kendi nesnel sürecini bitirince başka bir çelişkiye evrilir, başka biçim ve öz alır. Süreç değişince esas çelişki  başka  çelişkiyle yer değiştirir. Bugünkü süreçte proleterya ve burjuvazi arasındaki çelişki esas baş çelişkidir. Süreç değişince bu çelişkinin esas ve tali yönü de değişir.

Bu çelişkiler evrensel ve nesneldir, kişilerin iradesinden bağımsızdır. Siyasi ve politik hareketlilik bu nesnel çelişkilerin üzerinde yükselir. Nesnel çelişkiler olmazsa, hareket de olamaz.

Her aşamada bir esas çelişki mevcuttur, iki baş çelişki veya iki esas çelişki olamaz.  Türkiye ve K. Kürdistanında yükselen toplumsal gelişme, Kapitalist üretim tarzı üzerinde şekillenen çelişkiler karmaşık gibi görünmesi, bu çelişkilerin içinde bir tanesi esas çelişki veya baş çelişki olduğu gerçeği yadsımıyor. Bu inkar edilemez.

Esas çelişkinin dışında başlıca çelişkiler de vardır. Başlıca çelişkilerden kaynaklanan onlarca yüzlerce çelişkiler mevcuttur. Çelişki olmazsa yaşantı olmaz. Dolaysıyla yaşantının kendisi çelişkilerle doludur. Yaşantı olduğuna göre çelişkide vardır veya tersi söylersek çelişki olduğuna göre yaşantıda vardır.

Fakat tüm bu çelişkiler, yani başlıca çelişkiler, günlük hayatımızda karşılaştığımız Emperyalist kapitalist ve Komprador tekkelci burjuvazi üretim tarzından kaynaklanmaktadır, dolaysıyla temel  çelişki budur. Yani Empeyalizm, komprador tekelci burjuvazi tali biçimde feodalizm v.s ezilen halklar arasındaki çelişkidir. Bu temel çelişkinin bugünkü süreçte çözülmesi baş çelişki olan işçi sınıfı ve burjuvazi arasındaki çelişkinin çözülmesi anahtar rolünü oynamaktadır. Diyer çelişkilerin çözümü, bu esas çelişkinin çözümüne bağlıdır.

Bu esas çelişkinin çözülmesi ilkesel olarak şiddet/savaşla olacağı açıktır. Komprador tekkelci burjuvazi üretim araçları üzerindeki mülkiyetini barışçıl bizimde emekçilere bırakmaz. Devlet aygıtını terk etmez. İktidarını korumak içinde her tür katliama baş vurur. Dolaysıyla emekçiler siddet uygulamadan iktidara gelemezler.

Bu bir süreçtir. Sürecin değişik halkaları ve evreleri vardır. Her süreçte örgüt biçimleri değişmesi, mücadele biçimleri değişmesi diyalektik olarak imkan dahilindedir. Ancak nesnel durum doğru tahlil edilmeden subjektif etmenlerle   mücadele biçimleri sürece indirgemeci biçiminde yapıştırılamaz.

İndirgemecilik idealist yaklaşımdır. Kişinin kendi düşencesini, nesnel olgular yerine koymadır. Veya doğmatikçe, tarihsel olarak meydana gelen olaylardan elde edilen tecrübeleri koşulları gözetmeden şaplon gibi sürece indirgemedir. Genel olarak her kurum bu yanlış politikadan çektiğini belirtmiştir. Kendi açılarında belirli tecrübe ve dersler çıkarmıştır.

Somut durum analizi doğru yapılmadan toplumsal çelişkiler sentezlenerek esas baş çelişki doğru tesbit etmede ki eksiklik, esas mücadelenin ana okunu hedefine atmada uzaklaştırmaktadır.  Ana çelişkiler üzerinde gelişen sınıf mücadelesinin değişik parçaları görülmeli,harekete aktif katılmalı ancak tesbit edilen ana çelişkinin çözülmesi yönünde mücadelenin örgütsel ayakları  hazırlanmalı tüm faliyetler buna tabii tutmalıdır. Örneğin inanç sorunu,  Milliyetler sorunu, Kürt ulusu sorunu, kadın sorunu, doğa sorunu ekseninde gelişen hareketler sınıf mücadelesinin çeşitliliğidir bu hareketler ana çelişkinin çözülmesi doğrultusunda ele alınmaldır. Bu hareketler sınıf mücadelesinin birer parcasıdır, ancak bütünü değildir. Kapsamı sosyalist mücadelenin tüm taleplerini çözen hareketler değildir, ancak sosyalist hareket talepleri içinde bunlar vardır. Yani bu hareketlerin başarısı sosyalist devrimin başarısına bağlıdır. Sosyalist devrim toplumda cerayan eden tüm haksızlığı, eşitsizliği çözme veya asgarıya indirme devrimidir.

Sosyalist kurumlar, tek tek sorunlar üzerine tüm gücünü yoğunlaştırması esas sorunu gözardı edilmesi düşünülemez. Esas sorunu ana merkezine koyarak, bu sorunlarıda kapsayan, milliyetler, uluslar, kadın, gençlik v.b özgül programlarla Sosyalist devrime tabii biçimde mücadeleyi sürdürmelidir.

Dolaysıyla  var gücümüzle nesnel çelişkinin çözülmesi için tüm faliyetlerimizi, çalışma tarzımızı baş çelişkinin çözülmesi doğrultusunda sürdürmeliyiz. Esas halka bu çelişkinin çözülmesidir. Tüm çalışmanın ana merkezi budur. Sosyalistlerin siyasal, ideolojik, örgütsel yörengesi içinde olan tüm kurumların şekillenmesi, çalışma tarzı, Sosyalist mücadelenin yükselmesi için Komprador  tekkelci burjuvazinin tüm organlarına  karşı mücadele etmeliler. Bu benim görevim değildir, başkaların görevidir gibi argümanlar sınıf mücadelesindeki konumunu görmemektir. Sınıf mücadelesi bir avuç ‘baldırı çıplakların’ yürütüğü kanlı mücadele değildir.  Devrim cephesinde yer alan tüm kurum ve partilerin görevidir. Başta Sosyalist kurumların siyasal ve ideolojik ekseni içinde olanların görevidir bu.

Kısaca üstte açmaya çalıştığımız iki sınıf arasında var olan esas çelişki üzerinde süren  mücadele toplumsal çelişkilerin siyasal arenadaki yansımasıdır. Toplumsal çelişkiler ise üretim karekterinden kaynaklanmaktadır. Üretim tarzı değişmesi değişik çelişkilerin de gündeme gelmesine sebebiyet verir. Ancak bugün temel sorun, Sosyalist mücadeleyi geliştirme ve güçlendirmedir. Gelişmeler sosyalist mücadelenin gelişmesi için önemli fırsatlar ve imkanları sunmaktadır. Sosyalist mücadelenin nesnel zemini genişlemektedir.

Çünkü, Türkiye ve K. Kürdistanda proleterya dışında ezilen horlanan değişik katmaların sayıca varlığı, baş çelişkinin bir kutubu yanlızca işçi sınıfı oluşturmamaktadır, aynı kaderi paylaşan değişik katmanlar da ezilenler cephesinde  yer almaktalar. Sistemin tekçi faşist yapısı ve üretim araçları üzerinde özel mülkiyet sonucu sistemle çelişkiler tüm ezilenler sürdürmektedir. Üzerinde şekillendikleri sorunların çözülmesi için çeşitli örgütsel politik oluşumlara gitmişlerdir. Siyasi, politik, inanç, yöre ve doğa dernekleri, demokratik akademik ve ekonomik talepler düzleminde  kısmı refah elde edilmesi mücadelesi vermekteler. Bu durum sosyalist hareketin siper yoldaşlığı acısında önemli kazanımdır.

İşsizlik ve  yoksulluğun büyümesi, geçim sorunun ön plana geçmesi, sosyalist mücadelenin sosyal dayanaği olan işçi sınıfın sosyal tabanında genişleme olmuştur,oluyorda. Köylülük, esnaf, çiftçi,  yani kısmi düzeyde özel mülküyete sahip olanlar, kapitalist sömürü altında her gün iflasa süreklenmektedir. İşsizlik ordusu her gün büyümektedir. İşçi sınıfının nicel ve nitel gücü çoğalmaktadır.

Dolaysıyla Kapitalist tekkelci burjuvazi ile işçi sınıfı arasındaki çelişki her gün sertleşerek sürmektedir. Ekonomik siyasal mücadelenin yönü tekkelci Komprador burjuvaziye karşı gelişmekte, ezilen halk politik olarak biliçlenmektedir.

Türkiye ve K. Kürdistanda yapılan istatisiklerde, geçim sorunu ve issizlik sorunu ön planda seyir ettiği göstermektedir. Geçtiğimiz dönemde eve ekmek götüremediği için, iş bulmadığı için kendisini intihar edenlerin sayısı medyada mevcuttur. Ekonomik kriz ve işci sınıfın politik bilinçliliği sonucu, gelecek dönemde sosyalist mücadele yükselecektir.

Türkiye ve K. Kürdistan topraklarında  açığa çıkmamış, ezilen halkın ve ezilen horlanan azınlık inaçların kin ve hoşnutsuzluğu had safhadadır.  Devletin halkı zorla bastırması sonucu gizlenen, açığa çıkmayan altta gelen gizli devrimci dalganın emareleri yeşermektedir. Altta gelen dalga halkın eskisi gibi yaşamama isteği mevcuttur, siyasal ve ekonomik sisteme itirazları olduğu, ancak korku ve sindirme sonucu bu itirazlar  güçlü çıkmamaktadır. İleriki dönem tünelin öbür ucunda görecekleri küçücük bir ışık bu dalgayı hareketlendirir. Bu günde AKP iktidarın baş aşağı yuvarlanma  sürecine girmesi korku cenderesi kırmıştır. Türk  devletin şiddet ve baskı poltikası adım adım geri tepmiştir, mevcut politikalarla yönetemez duruma gelmiştir.

Üstte ortaya koyduğumuz tablo,  belirtiğimiz esas çelişkinin üzerinde şekillenen sınıf mücadelesinin ivme kazanmasıdır. Sosyalist kurum, esas çelişkinin çözülmesi doğrultusunda  harekete yön verebilirse bir anlam kazanır. Bu hareketin dışında gelişen değişik mücadele biçimleri,  sosyalist mücadeleği geliştirdiği sürece desteklenir yanında yer alınır. Gelişen hareket Sosyalist mücadeleyi köseklemesi veya geriletmesi durumunda karşısında yer alınmaz, ancak Sosyalist hareketin güçlenmesi yönünde poltik tavır alınır.

Bu sorunda kısmi bazı zayıflıkların olduğu görünüyor. Sosyalist mücadeleyi bazı ekonomik demokratik veya düzen sınırları  içine çeken veya popülist düzeye düşüren kırılmalar mevcuttur.  Her iki eksen kaymasına karşı siyasi uyanıklığı elde bırakılmamalıdır.

Üste belirtmek istediğimiz öz şudur, Komprador tekkelci kapitalizim ile işçi sınıfı arasındaki çelişkinin  çözülmesi tüm faliyetlerin esas damarı olmalıdır. Bu çelişkiden kaynaklanan başlıca çelişkiler üzerinde gelişen politik hareketlilik es geçilmemeli, ancak Sosyalist kurum, esas çelişki üzerinde  kısa ve uzun vaadeli siyasal hazırlıklarını yapmalıdır.