ADHF; Birliğimiz 3 Ekim’de değil sosyalizmde!

3 Ekim, iki Almanyanın birleşme günü, Wieder Vereinigung adıyla milli bayram olarak kutlanan bu gelişmenin üzerinden 29 yıl geçti Geçen zaman gösterdi ki, yaşananlar ezilen halkların  çıkarından ziyade, Alman tekelci burjuvazisinin işine yaradı

ADHF (01-10-2019) Duvar yıkıldı ama Emperyalist  kapitalist duvarlar Dünyanın çeşitli ülkelerinde yükseldi. 61-91 yılları arasında sınırı geçmeye çalışırken 200 kadar insan öldü. Bugün ise bölgesel savaşlardan, açlık, yoksulluk ve emperyalist kıyım ve yıkımdan ötürü ülkelerinden kaçarak Almanya‘ya ulaşmaya çalışan  binlerce yoksul- emekçi  insan denizlerde boğularak can verdi.

Duvarların yıkılmasının altında özgürlük çıkmadı. Yoksulluk, barbarlık, ölüm ve zulüm çıktı.

“Birleşme” olarak sunulan şey, Batı Alman Emperyalizminin, kapitalist bürokratik doğuyu yutması ve Almanya’nın, dünya sahnesine militarist bir güç olarak çıkmasını sağladı. Artık Alman burjuvazisinin eli kolu güçlenmiştir. Ülke içinde polisiye yasalar, aşırı sağcı grupların önünün açılması, sosyal haklar konusunda her geçen gün atılan geri adımlar, Almanya’yı bir sosyal devlet olma görünümünden çıkarmış, nato görevi adı altında uluslararası asker konuşlandırma konusundaki çabaları öne çıkmıştır.

Geçen 30 yıllık surede ırkçılık ve halklar arası düşmanlık arttı. Sosyalist “tehdit”e karşı korunan sosyal haklar yok edildi. Afganistan’da, Afganistan savaşın bittiği söylenerek insanlar sınır dışı edildi. Göçmen şantajı  karısında Türkiye’nin Suriye’deki işgal girişimlerine örtülü şekilde destek sağlandı.

Almanya, Avrupayı (Finans hareketleri ve sanayi gücüyle) kendine bağlı hale getirdi, diğer AB ülkeleri üzerindeki hegoman eğilimlerini artırdı. Birleşme halka barış ve refah getirmedi, yoksulluk, şiddet, ırkçılık, toplumsal huzursuzluk getirdi.

Duvar sonrası Almanya AB içinde liderlik rolünü üstlendi ve Avrupa Kapitalizminin başat gücü haline geldi. Bugün Avrupa’nın genelinde sürdürülen siyasi ve ekonomik tüm kararların arkasında Almanya’nın ağırlığı vardır. Yaşananlar gösterdi ki yeniden birleşme değil, Doğu’nun, Batı’yı yutması ve kendine iltihakıdır.

Bugün büyük sanayi markaları ve savaş bölgelerine satılan ağır silahlar dışında Almanya, kendi halkına ve dünyaya ne sunmaktadır? Irkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve her geçen gün  giderek daha çok büyüyen gelir eşitsizliği.

Birleşmeden hemen sonra sağcı ırkçı grupların şiddet olayları gün yüzüne çıkmış, Nazi rejiminin, toplumu belli halk gruplarına bölüp düşmanlaştırarak yönetme siyaseti, bugün mülteciler üzerinden yürümektedir. Son eyalet seçimlerinde, en açık faşist söylemler  üzerinde propaganda sürdüren partinin  oy oranı   % 20 civarıdır. Bunun dışında daha politik davranan ama bazı sınırlayıcı engellerden kurtulunca kendini daha açık ortaya koyacak militarist bir potansiyel geri planda beklemektedir.

Almanya’da yaşanan ve dünya genelindeki Emperyalist saldırganlıktan bağımsız olmayan bu militarist dönüşümde 3 Ekim “Birlik” günü bir milat olarak görülebilir. 2. paylaşım savaşına giden kötü miras neredeyse unutulmuş, bir çıkışsızlık nedeniyle Kapitalist çevrim kendini tekrar başa sarmıştır.

Bizim görevimiz, içinde yaşadığımız Almanya başta olmak üzere dünya gericiligine karşı mücadeleyi yükselmek ve bu tarihsel günlerde, işçiler ve ezilenlerin tarih yazımına katılmaktır. Dünya, yeni bir emperyalist savaşı kaldırmayacak kadar küçük, halkların tarihsel gelişimi, belli bir azınlığın özel mülk hırsına kurban edilemeyecek kadar büyüktür.

Almanya Demokratik Haklar Federasyonu