Gitmelerin Öyküsü / İnci KAYA

Gitmelerin öyküsünü yazan ve yarınlara kalan bir harfin karınca misali taşıyıcısı olalım yeter

İnci KAYA (19-11-2019) Senden sonra ne de uzundu gitmelerin öyküsü. Akşam karanlığı çöktüğünde gelir bulurdu. Çöreklenir yüreğimize öylece kala kalırdı. Ben ise gitmelerini yitirmiştim, çağrıldığında kalandım.

Hani yaprakların dalından kopup yere düşerken geçirdiği zamanın uzunluğu mu yormuştu, yoksa onlarca yıldır saklanan gizli kalmış sesssizliklerin kısalığımıydı beni öylece bırakan…

bilmiyorum

“Her ömrün sonunda bir feryat gördüm” diyen ozanın gözleri kadar da mı göremedik acaba. O kadar hüzün, acı ve yaşanmışlıkların ardından mı kaybettik. Ne kadar da unutmuşuz, görmüyoruz artık gideni.   Nerede kaldı sakladığımız umutlar, ardına düşüpte dağ bayır demeden gideceğimiz yollar. Ömrün saliselerine bağlı hayatın neresine düşüyor ki bu halimiz…

Evrenin merkezinde patlayan dinamiğin sesine kulak ver. Binlerce patlamanın sarsıntısına rağmen sonsuzlukta duruşuna bak. Uyumun içindeki korkunç karmaşayı gör. Bunca yaşanmışlıkların bıraktığı zenginliği düşün. Bırak kalan kaldığıyla kalsın sen al heybeni ve düş yola, şairin dediği gibi;

“Ama insan ölür nihayetinde,

yarın,

bir yıl,

bir ay sonra, taze yaprağı kalmaz artık; yenik düşer ve iner toprağın derinliklerine, ama yeni insanlar gelecekler,

neler oldu, diyecekler.

Kim olduğumuzu soracaklar,

kimler lekesiz aydınlıklarıyla onların rehberi,

kimlerin anısını lanetlemeli.

Evet.

Bunu yapıyoruz:

şansımıza düşen zamanı onlar için not ediyoruz.”*

Not edilen zamanların kaldığı yerden başla   belkide unutulan anlardaki yaşanmışlıklarda bulacaksın gideni

Düşün yollarında ardımızda bırakılanlarda atacak yeryüzünün kalbi

Belki biz olmayacağız hani,

Ama çokta farketmez biliyorsun

Gitmelerin öyküsünü yazan ve yarınlara kalan bir harfin karınca misali taşıyıcısı olalım yeter.