SYM (05-06-2020) Bazen söylediğimiz sözün,nereye gideceğini fark etmeyiz ’ Yapmayın, etmeyin, yazıktır onlarında anası babası evladı var’ Bunlar ortalama her ülkede her lisanda, halkın meşru karşı çıkışlarında, sistemin kolluk güçlerine karşı birilerinin söylediği sözlerdir. Bunları söyleyenler, aynı düşününler ama farkında olmadıkları şudur; karşı taraf sorgusuz-sualsiz biat eder ve emir geldiği an karşısında anası-babası,evladı dahi olsa çeker vurur silahını.
Onlar sınıflı toplum gerçekliğinden bu yana, bütün güçleriyle halkın karşısında konumlanmıştır, bunun için ‘yaratılmış’ bir araçtır. Özellikle 1800’lerin ortasından sonra dünya da daha etkin bir şekilde kullanılmıştır. Sınıfa karşı sınıf bilinciyle haraket etmezsek, düşman kavramı silikleşir ve karşımızda yer alanları yanımıza çekebileceğimizi,’gül uzatarak,karşısında kitap okuyarak,börek uzatarak’ yanımıza geleceğini sanarız. Ama onlar her fırsatta halka ve halktan yana olanlara saldırmaktan çekinmez.
USA’de boğularak öldürülen George Floyd gibi.
İstanbul’da aracın içinde kurşunlanarak öldürülen Barış Kerem gibi.
Amed’de katıldığı eylemde, hedef alınarak vurulan gazeteci İlyas Aktaş gibi.
Gezi eylemlerine katıldıkları için öldürülen, Ethem Sarısülük, Berkin Elvan, Ahmet Atakan, Ali İsmail Korkmaz gibi.
Newroz’da katledilen, Şerzan Kurt gibi.
12 yaşında 13 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz gibi..
Onlar katiller sürüsü olmaya devam edecek. Kriz derinleştikçe bu saldırılar daha da azgınlaşacaktır. Ancak tüm bu baskı ve saldırı furyası, halkın ve gençliğin öfkesini doğurmaktan başka bir işe yaramayacatır. Bu yaptıklarının hesabını elbet vereceklerdir.
Dünyanın her yerinde Emperyalist/Kapitalist barbarlığın halklar üzerinde baskı,zulüm ve işkence aygıtı olan ‘Polis’lere karşı, keskin ve net olacağız.
Bu vesileyle yükselen faşist ve ırkçı saldırılar, polis terörüne karşı anti faşist mücadeleyi büyütüp, ezilen sınıf gençliğinin haklı, meşru isyanını örgütleyelim.
SYM olarak, okullarda, sokaklarda kısacası yaşamın her alanında örgütlü karşı duruş sergilemek ertelenemez görevimiz olmalı. Özelikle bulunduğumuz alanlarda gençlik örgütleriyle ortak sokak eylemleri örgütlemeliyiz.
Gençliği son süreçte ırkçılığın ve inkarcılığın yükseldiği, başta Avrupa, Amerika, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da olmak üzere, bu ırkçılığa baş kaldırmaya ve her yeri direniş ve eylem alanına çevirmeye çağırıyoruz.
Her an yeni, yaratıcı ve daha etkili eylemlere yoğunlaşmak, eylem çıtasını daha da radikal hale getirmek, böylece emperyalist devletler aracılığıyla Ortadoğu’da bilhassa Kürdistan’da yürüyen savaşı sadece Türkiye’nin değil , Avrupa’nın da her sokağına ulaştırmak boynumuzun borcudur.
