Rojava’da katliam ve madalyonun iki yüzü!

Rojavada katliam-04.06.2014Gazetemizin 83 Sayısında yayınlanan Rojava’da yaşanan katliamı ele alan analiz yazısını okurlarımızla paylaşıyoruz

HABER MERKEZİ (04-06-2014)- Rojava’daki madalyonun bir yüzü Rojava’nın demokratik değerleri temelinde gerici faşist diktatörlükten koparak ulusal hakları temelinde özerkliklerini ilan eden Kürtlerin ve kendi statüleri açısından temsil ettikleri önemli gelişmedir. Rojava’da son derece tarihsel ve önemli bir gelişme kaydedildi. Bilumum gericilik (ve faşist AKP gericiliği) buna tahammül etmese de, gerici savaşların bazen ezilenler lehine doğurduğu avantajlar, Rojava Kürtlerinin ağır esaretlerine bir ket vurup özerkliklerini ilan etmeleriyle sonuçlandı. Madalyonun ikinci yüzü ise, AKP gericiliği ve onunla kol kola olan El-Kaide ve bağlantılı gericiliğin Kürtlere yönelik ciddi katliamlar gerçekleştirmesidir. Ağır insanlık dramları, insanlık suçları yaşanmaktadır. Katliamları gerçekleştiren gericiliklerle birlikte, bu katliamlardan sorumlu olanlar, emperyalist haydutlar ve somut olarak da bu gericiliğin bir parçası olan AKP iktidarıdır.

Rojava özerkliğine tahammül edemeyen gerici güçler

Evet nedenleri nasıl ifade edilirse edilsin, acil olan şu ki, Rojava’da bir insanlık dramı yaşanırken, bir soykırım girişimi olduğu gerçekliği orta yerde durmaktadır. Kadın-çocuk demeden dinci gericilik tarafından vacip görülerek vahşi katliamlar yapılmaktadır. Kuşkusuz ki bu insanlık dramına, son derece acımasız katliamlara ve en savunmasız durumda olan çocuk ve kadınların katledilmesiyle yaşanan katliamlara karşı mücadele edilip, Rojava Kürtlerinin yanında olmak gerekmektedir.

Rojava Kürt bölgesi özerkliğini ilan etmeden önce de ‘TC‘ devleti ile Kürt cephesi (özellikle de PKK) arasındaki süreç ve ilişkilerde kilit bir rol oynuyordu. Kürt yönetiminin özerkliğini ilan etmesi durumu (yukarıdaki bağlam içinde), ‚‘TC‘ için Rojava’yı hepten köklü ve ciddi bir sorun haline getirdi. AKP iktidarıyla PKK arasında süren anlaşma-uzlaşma süreci Rojava’ya karşı tutum ya da Rojava’nın özerk ya da önceki statüsüne karşı yaklaşımda köklü farklılığı ifade eden iki tavra sahne oldu. AKP iktidarı orada bir Kürt yönetimini ve özellikle de özerk Kürt yönetimini hem stratejik politika ve çıkarları açısından, hem de oradaki “din kardeşleri“ olan dinci gericiliğin lehine olmak üzere belirli gerici nedenlerle kesin karşı çıkışla istemedi, ora gerçeğini benimsemedi. Hatta bu sorunu PKK ile anlaşma sürecinde de anlaşma masasına konu ederek PKK’nin orayı desteklemeyip karşı çıkmasını istediği, muhtemelen gündeme geldi. Basına yansıyan tartışma ve açıklamalar alenen bu izlenimi bıraktı. Ki, PKK’nin Rojava konusundaki yaklaşımını görüşme sürecinin kaderini etkileyen bir dayatmayla PKK karşısına çıktığını aynı izlenimlerle söyleyebiliriz. Ne var ki, her şey o kadar kolay değildi, olamazdı. Nitekim PKK, AKP’nin istemlerinin tersine Rojava’ya kararlı biçimde sahip çıkarak destekledi, AKP’nin istemleri veya beklentilerini açık biçimde reddetti. Reddetmenin de ötesinde Rojava için olması gereken desteği ve dayanışmayı fiilen sağladı, bu tavrına olumlu olarak devam ediyor. İşte AKP ile PKK arasındaki anlaşma sürecinin tıkanıklığa girdiği noktalardan biri de bu oldu.

AKP’nin desteklediği güçler Rojava’da birçok katliam gerçekleştirdi

İşin bir bölümü buyken, diğer yandan AKP Suriye iç savaşını (emperyalist dalaş ve kışkırtmadan malul iç savaş) başka bir ülkenin-devletin iç işlerine açıktan burnunu sokma biçiminde kışkırttı, alenen ve her türlü şekilde destekledi, hatta bilakis savaştı. Askeri eğitimden, cepheye savaşçı göndermeye, para yardımından silah yardımına, lojistik her türlü destekten savaşı yönetip planlamaya ve El-Kaide‘yle bağlantılı gerici örgütleri ağırlamaya kadar her düzeyde savaşa bizzat katıldı. Hala da aynı tavrını sürdürmektedir.

Savaşa dahil olmasının bir yanı da Rojava Kürt bölgesinin düşürülmesi, özerklik ilan etmesinin önüne geçme amacıdır denebilir. Elbette emperyalist çıkarlar bağlamında savaşa dahil olması esas yandır ancak bunun da ilerisinde bir role soyunması Rojava gibi özel politika ve çıkarları meselesidir. AKP bütün gerici işlevini salt Suriye / Esad yönetimine karşı yaptıklarıyla sergilemedi, aynı zamanda Rojava Kürt bölgesi (Kürdistan toprağı veya parçası) için de sürdürdü.

AKP’nin açıktan destekleyerek finanse ettiği, yönetip yönlendirdiği bu gerici (Fundemantalist) güçler, Rojava‘da daha önce birçok katliam gerçekleştirdi. Bu katliamlara bir yenisi daha eklendi. Belki daha vahşice, daha acımasızca… Yeni yapılan katliamda, katliamın resimleri basına yansıdı. Savaş gücü dışındaki sivil insanlar katledilmiş. Daha da önemlisi kadın ve çocuklar ayrımsız olarak katledilip kıyımdan geçirilmiş. IŞİD adlı bu gericilik daha önce çağdışı fetvalar vererek Kürtlere yönelik barbar gericiliğinin yüzünü deşifre etmişti. Gerçekleştirdiği katliamlar da bu yüzün başka bir resmidir. Evet dinci gericilikte de bir ahlak olmadığı ve tamamen çağdışı değerlere sahip olarak insanlık düşmanı bir nitelik sergilediği Rojova’da gerçekleştirdikleri son Kürt katliamıyla da açıkça görülmektedir.

http://www.halkingunlugu.net/