Yaşasın Halkların Kardeşliği!

Hrant_DinkADHK (19-01-2015) Tarihsel belleği silinen toplumlar Sömürge Toplumlardır Tarih bilincinin yerini efsaneler, hurefeler, destanlar almıştır Asıl olan yön sadece dilimizi, kültürümüzü değil aynı zamanda tarih belleğimizi de silmeye yönelmektedirler.

Ülkemiz yakın tarihi irdelenirken de; Ermenilere ne olduğunu ve Ermenilerin bölge halkları-Uluslar ile olan ilişkilerinin hangi temeller üzerinden biçimlendiği gibi sorular cevaplanmadan, hep yakın çağ Osmanlı, Ermeniler, Türkiye ve Kürdistan tarihinin eksikliği hissedilecektir. Türkiye‘nin tarihinde işkence, soykırımın ne kadar yaygın bir yöntem ve devlet politikası olarak her dönem uygulandığını herkes bilir. Toplum bunu her gün her an yaşar. Tabu kavramlardan insanlığın nasıl etkilendiği aҫık. Katliamların-Soykırımların yapı taşında bu tekҫi-ırkçı-üstünlük kabile hukuku kültürüdür. 1915 Ermeni Soykırımında; her zaman egemen tarafından  Orjinal suça, orjinal egemenlik, suç-suçlu ve klanı arasındaki bağıntı böyle kurulunca da, bugün de, 1915’i soykırım olarak tarif etmeyi kendi atalarına hakaret olarak saymaktadırlar.

1915 Olaylarına soykırım demeyi suç sayan katı-merkezci, herşeyi şiddetle çözen ırkçı-devlet tarafından, halkların varlığı (farklılıkları) tüm insanligin gözü önünde adeta kendilerinden ҫalınmıştır.

Bu açıdan sorunun çözümü iҫin, öncelikle tarihin özgürce ve bilimsel olarak tartışılmasının ortamı yaratılmalıdır.

Devletten topluma, siyasal örgütlenmelerin tamamı için geçerli olan “gemişle hesaplaşma” ya da tarih ile sağlıklı yüzleşmanin ortamı sağlanmalıdır.

Devletlerden ziyade, bağımsız organlardan oluşan hakem heyetlerinin gerekliliği, sınırların açılımından öteye isteyen herkesin kendi topraklarına dönmeleri için kolaylıklar sağlanması;

Kafkasya, Mezopotamya, Akdeniz havzasında insanlık barışının sağlanması için; öncelikle kafalardan çizilen gerici tabuların, tekçiliğin, herkesin türk olması söylemlerinin anlamsızlığına varmak gerekmektedir.

-Dil, inanç,, kimlik üzerinden asimilasyona karşı ҫıkmak,

-Tarihindeki soykırımların yarattığı bütün olumsuzlukları lanetlemek,

-Sürgün edilmiş, zorla türkleştirilmiş, müslümanlaştırılmış Ermenilerin ve aynı kaderi paylaşan halkların kavgasını yürüten, önemli hesaplaşmalarda, siciline, gerçeklerin bir gün mutlaka gün yüzüne çıkacağına inanıp, tehdit, mahkemelerin ceza yaptırımları, siyasal linҫ, sosyal sövenist, ırkçı basın ve satılık kalemlerin hedef göstermesine rağmen;

-Devletin polis-mit-MGK‘nin tehditlerine boyun eğmeyen; sosyalist entellektüel, yüreği halkların kardeşliği için atan, tarihin soysuzluklarıyla hesaplaşmada tarihin özgür bilincine sığınan Hrant’ın katledilmesi acıdır-hüzündür. Katledenleri nefretle kınıyor ve lanetliyoruz. Katledilmesinden bu yana hepimiz buruk ve kederliyizdir. Çünkü O, toplumumuzun farklılıklarının sembolü olan gülen yüzüydü.

Onu, yaşamımızın daha onurlu-erdemli- kardeşçe yaşanır bir dünyanin özgürlük mücadelesinde yaşatmak görevimizdir.

Hrant’ın, bugün, Ermeni soykırımının 100 yılına denk gelen anması özel bir anlam taşımaktadır. O’nu ve Osmanlı-Türk devletinin katliamlarına maruz kalan tüm Ermenileri saygıyla anıyoruz!

-Yaşasın Halkların Tam Hak Eşitliğine Dayanan Kardeşliği! 

-Katil Devlet Hesap verecek

-Ceyna Asterun Yegpayrutyun

ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)