İSTANBUL (04.09.2013) Demokratik Haklar Federasyonu ( DHF) Kandıra F Tipi cezaevinde tutuklu bulunan ağır kalp hastası siyasi tutsak Abdullah Kayal’ın serbest bırakılmaması gibi, tedavisinin de engellemesini Galatasaray meydanında protesto etti. Kalay’ın yaşamını yalnız başına sürdürülemeyeceği ve ölüm riski taşıdığı bilinmesine rağmen tedavisinin bilinçli bir şekilde engellediğine dikkat çeken DHF üyeleri, Abdullah Kalay’ın ölüm riski derecesine varmasından bizzat AKP ve sonu gelmez bürokrasinin bütün parçaları sorumlu olduğunu vurguladı. DHF üyeleri Abdullah Kalay’ın derhal serbest bırakılmasını istedi.
“ Hasta tutsaklar serbest bırakılsın, Abdullah Kalay’a özgürlük” pankartı ve Abdullah Kalay ‘ın resmi yanında “ Kalbi yüzde 70 çalışmıyor” yazılı dövizlerinin taşındığı eylemde, hep bir ağızdan Abdullah Kalay’ın derhal serbest bırakılması istendi. “ Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “ Abdullah Kalay’a özgürlük”, “ İçerden dışarıdan hücreleri parçala”, “ Faşizmin döktüğü kanda boğacağız” sloganlarının atıldığı protestoda DHF adına açıklamayı Esra Soyaktaş okudu.
TEDAVİSİ BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE ENGELLENİYOR
Abdullah Kalay’ın 13 Nisan 2012 tarihinde Kandıra 2 Nolu F Tipi hapishanesinde kalp krizi geçirmesine rağmen saatlerce hastaneye götürülmediğine dikkat çekerek sözlerine başlayan Soyaktaş, Kalay’ın yaşamını yalnız başına sürdüremeyeceği ve ölüm riski taşıdığı bilinmesine rağmen tedavisinin bilinçli bir şekilde engellendiğini vurguladı. Hastaneye geç götürüldüğü için, kalbini besleyen hücrelerin önemli bir kısmının ölmesinden kaynaklı Kalay’ın mevcut sağlık sorunlarının onarılmaz bir hal aldığını açıklayan Soyaktaş, Kocaeli Tıp Fakültesinde yapılan tetkiklerde EKO sonuçlarına göre kalbinin yüzde 65’nin çalışmadığı tespit edildiğini duyurdu.
KALBİ YÜZDE 70 ÇALIŞMIYOR
Doktorların ağır kalp yetmezliği, solunum güçlüğü, ani krizler gibi sorunlar yaşayacağına dair uyarılarını yaptığı Kalay’a 12 Ağustos 2013 tarihinde yeniden anjiyo yapıldığını dile getiren Soyaktaş, Kalay’ın yaşadığı süreci şöyle aktardı: “ Tekrarlanan tetkiklerde kalp ritminin bozulduğu, kalbinin yüzde 32’sinin çalıştığı, damarlarında yüzde 70 daralma ve tıkanma riski tespit edilen Abdullah Kalay’ın baş dönmesi, sırt ve göğüs ağrıları, kollarda ve bacaklarda uyuşma gibi sağlık sorunları da baş göstermektedir. 1996 ve 2000 Ölüm Orucundan kaynaklı Wernike Korsakof hastası olan Kalay ayrıca yüzde 27 duyma kaybı, kulaklarda çınlama, sürekli baş ağrısı, alerjik astım, boynunda düzleşme, bağırsaklarında ağrı gibi daha bir çok sağlık sorunuyla boğuşuyor.”
ADLI TIP ÖLDÜRME KURUMU
Kalay’ın rahatsızlıkları nedeniyle iki kez Adlı Tıp Kurumuna başvurduğunu, ancak Adli Tıp’ın hiçbir inceleme ve muayene yapmadan ‘ Kalbi çalışıyor’ gerekçesiyle yapılan başvuruları reddettiğine dikkat çeken Soyaktaş, Adlı Tıp Kurumu’nun hasta tutsaklara yönelik , ‘intikamcı’ ve ‘ölüme terk etme’ yaklaşımını daha önce birçok hasta tutsağın ölümüne neden olduğu hatırlattı. Adlı Tıp Kurumu’nun resmi tekel bilirkişi olarak tarafsızlığını yitirmiş ve siyasal iktidarın özellikle kendisine muhalif tutsakları öldürme politikasını hayata geçiren bir kurum haline geldiğini vurgulayan Soyaktaş, meslek etiğini ayaklar altına alan ‘Hipokrat yeminli’ bu kurum, hapishanelerde ya da tahliyesi yapıldıktan sonra dışarıda ölen birçok hasta tutsağın ölümünden sorumlu olduğunu hatırlattı.
AKP DEMOKRASİSİ: 734 TUTSAK ÖLDÜRLDÜ, 490’NI HASTA TUTSAK !
“AKP hükümetinin sıkça dillendirdiği ‘demokratikleşme’, ‘insan hakları ihlallerinin sıfıra inmesi’ gibi zırvalıklar sadece hapishanelere baktığımızda dahi gerçeklerden uzak, bir aldatma olduğu ortaya çıkacaktır” diyen Soyaktaş, son on yılda hapishanelerde bin 734 kişinin öldürüldüğünü, 490 hasta tutsağın bulunduğunu altını çizdi. Bunların 142’sinin durumunun ağır olup çoğunluğu da tek başına yaşamını idame edemeyecek durumda olduğunu aktaran Soyaktaş, “ Bu tablo sadece hapishanelerde değil aynı zamanda karakollarda, okullarda, sokaklarda,meydanlarda işkenceye maruz kalan, öldürülen,taviz ve tecavüze uğrayan, gözaltına alınan,tutuklanan insanlarda mevcut” dedi.
Kitle açıklamadan sonra bir müddet oturma eylemi gerçekleştirdi.
ANF
