Acılarınız kavgamıza anlam verendir

1Viyana (04-04-2016) Birinci Dünya savaşı sırasında Osmanlı Türkiye’si tarafından gerçekleştirilen Ermeni katliamlarına “ Ermeni Soykırım” denmektedir Bu katliamlar Osmanlı İmparatorluğunun farklı yerlerinde Jön Türk hükümeti tarafından gerçekleştirildiler. Bu katliamları ilk tepkiyi veren ülkeler Fransa, Rusya ve Büyük Britanya oldular. Bu ülkeler Mayıs 1915de ortak bir bildiri yayınlayıp Ermenilere yapılan katliamların “ bir insanlık ve medeniyet suçu” olduğunu ilan ettiler. Bu ülkeler bu insanlık suçunun failinin Türkiye olduğunu açıkladılar.

ERMENİ SOYKIRIMI NEDEN GERÇEKLEŞTİRİLDİ?

Birinci Dünya Savaşı başladığında Jön Türkler, zayıflamış Osmanlı imparatorluğunun kalıntılarını toplayıp ve Pantürkizm siyasetini uygulamaya başladı. Pantürkizm sınırları Çin’e kadar uzanan, tüm Kafkasları ve Orta Asya’yı içine alan büyük bir Türkiye’nin kurulmasıydı. Bu plana göre İmparatorlukta yaşayan tüm azınlıklar Türkleştirilmeliydi. Ermeni halkı bu planın gerçekleşme sürecinde en büyük ayak bağıydı. Batı Ermenistan’dan tüm Ermenilerin tehcir edilmesine henüz 1911’de karar verilmişti. Jön Türkler için Birinci Dünya savaşı bu planlarını gerçekleştirmek için kaçırılmayacak bir fırsattı.

ERMENİ SOYKIRIMI SIRASINDA KAÇ KİŞİ KATLEDİLDİ?

Birinci dünya savaşından önce Türkiye’de 2 milyondan fazla Ermeni yaşıyordu. 1.5 milyon Ermeni 1915-1923 tarihleri arasında katledildi. Geri kalan beş yüz bin farklı şehirlerde öldürüldüler.

ERMENİ SOYKIRIMI NASIL GERÇEKLEŞTİRİLDİ?

2Soykırım insanların soyunu tüketmek için yapılan toplu katliamlara denir. Doğal olarak bir eylemin soykırım olarak adlandırılması için yaratılmış bir programa ve bu programı gerçekleştirmek için içsel bir mekanizme ihtiyaç vardır Bu da soykırımı bir devlet suçu haline getirir çünkü bu anlatılan sadece devletin sahip olabileceği ayrıcalıklardır. 24 Nisan 1915 tarihinden itibaren Ermeni düşünür ve entellektüleller göz altına alınmaya başlandılar(Konstantinopolis’te). Bundan sonra yaklaşık 1000 kişi öldürüldü ve böylece Ermeni halkını yok etme hareketinin ilk aşaması başlamış oldu. Bundan sonra dünyanın her yerindeki etmeniler bu günü Ermeni soykırımında ölenlerin anısına adadılar. Ermeni soykırımının ikinci bölümü yaklaşık 60.000 Ermeni erkeğinin bir kereden askere alınmasıydı. Hepsi burada öldürüldüler ve Ermeniler silah tutan güçlerini kaybetmiş oldular. Ermeni soykırımının üçüncü bölümü Ermeni Halkının genç yaşlı çoluk çocuk demeden katledilmeye başlanması ve Suriye çöllerine doğru sürülmesiydi. Tehcir sırasında binlerce insan Türk askerler, Kürt kapkaççılar, polisler tarafından öldürüldüler. Kalanlar da açlıktan, bulaşıcı hastalıklardan öldüler. Kadınlar ve çocuklar işkencelere maruz kaldılar. Birçok insan zorla Müslümanlaştırıldı. Soykırımın son etabı ise Türk hükümetin tarafından Ermenilere kendi yurtlarında yapılan tehcirin ve kitlesel imhasının inkâr edilmesiydi. Tüm dünyada gittikçe daha fazla ülke tarafından Ermeni Soykırım kabul etse de Türkiye ısrarla bunu kabul etmemekte ve buna karşı tarihi değiştirmeye ve farklı yerlerde lobi faaliyetleri yapmaktadır.

Yukarıda kısaca bilgilendirme dahilinde alıntı yaptığımız  Ermeni Soykırımı’nın 101. Yılı nedeniyle  Viyana Demokratik  Haklar Derneği’nde 2 Nisan’da bir panel gerçekleştirildi. Düzenlenen etkinliğe konuşmacı olarak katılanlar : Hovsep Hayreni (yazar) , Garo Şadoian( Demokratik Ermeni Cemaati Temsilcisi)  ve ADHF Viyana temsilcileri  oldular.

Panelde önce konuşan Garo Sadoian soykırım kelimesinin Polonya Yahudisi bir hukukçu olan Raphael Lemkin tarafından ortaya konulup detaylandırıldığı ve 1948’de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesiyle resmiyet kazandığı belirtildi.  Sonrasında soykırımın yukarıda alıntıladığımız kısa tarihçesine değindi.

Hovsep Hayreni de ‚‘ Yukarı Fırat Ermenileri 1915 ve Dersim‘‘ adlı mikro araştırma adlı kitabından yaptığı sunumlarla geçmişi ve günümüzde yaşananları karşılaştırarak dinleyicilere tarihin tekerrürünü işaret etti.  Özellikle Kürt illerindeki katliamlarda devlet güçlerinin duvarlara yazdıklarının; PÖH imzalı ‚‘ AŞK BODRUMDA YAŞANIYOR GÜZELİM ‚‘ türü faşizanca mantıkların ürünü söylem ve yazılamaların geçmişte Ermenilere uygulandığı belirtildi. Adı geçen kitapta bu durum:  ‚‘Bakırcılar, kuyumcular,terziler,/ Beyliği Fırat’ın dibin(d)e sandılar,/ Atlar geme çeke çeke bezdiler, / Kahpe Rus’un sözlerine kandılar, / Var mı sizin gibi ahmak dürziler? / Asker oldız mı vay Ermeniler, / Beylik aldız mı vay Ermeniler, / Balık yediz mi vay Ermeniler / Kerme yediz mi vay Ermeniler?‘‘  olarak dile getiriliyor.

Tekrardan geçmişle günümüzün yan yana getirilmesinde ortaya çıkan benzer resimlerden biri de aydınlar üzerinden vuku bulan baskıcı ve katliancı politikalardır. Hovsep Hayreni konuşmasında Türklerin Ermenileri katletmeden önce oralarda yaşayan elit tabakayı, toplumun ileri gelenlerini ya öldürdüklerini ya da hapse attıklarını söyleyerek bu duruma dikkat çekmiştir.

Sunumlar sonrasında katılımcıların sorularına cevaplar verilerek  panel sonuçlandırılmıştır.