ADGBP (16-05-2014) 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’nın Soma ilçesinde Soma holdinge ait kömür madeninde yaşanan trafo patlaması nedeniyle çıkan yangın sonucu, yüzlerce işçi aşırı kar hırsına kurban edilirken, yüzlerce işçide yaralanmıştır. Soma’da yaşanan iş cinayeti göz göre göre gelen bir katliamdır. Geçen yılda çok sayıda işçinin yaşamını yitirdiği Soma Holding’e ait bu ocakta bugüne kadar hiçbir denetim gerçekleşmemiştir. Daha önce devlete ait olan bu ocak Soma holdinge peşkeş çekilerek denetimden uzak tutulmuştur.
Özelleştirmenin hemen ardından gösterişli bir şekilde yapılan açılışa bizzat katılan Enerji Bakanı T. Yıldız buranın “son teknolojik gelişmelerle” işletilecek bir maden ocağı olduğunu belirtmiştir. Devlet eliyle peşkeş çekilen bu maden işletmesinde; denetimsizliğin kurbanı olarak, aralarında çocuk işçilerin de bulunduğu yüzlerce maden işçisinin cinayetinde AKP hükümeti birinci derecede sorumludur.
Neo-liberal politikaların uygulanmasında, Türkiye seksiyonun da en iyi pazarlamacı olarak kendini emperyalistlere sunan AKP’nin başı Erdoğan, devletin elindeki varlıkların pazarlamasında bu rüştünü ispatlamıştır. Uygulamaya konulan özelleştirme politikaları neticesinde taşeronlaştırmanın oldukça yaygınlaştığı Türkiye’de son bir yıl içersisinde basında yer alan haberlere göre bin üç yüze yakın işçi iş cinayetlerine kurban verilmiştir. Küçük yaşta işçiler ile kayıtsız çalışmanın yaygın olduğu Türkiye’de iş cinayetlerine kurban verilen işçilerin sayısı bu rakamda çok daha fazla olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Emperyalist savaş koşullarını aratmayan bu katliamın baş sorumlusu elbette ki aşırı kar hırsıyla, iş sağlığı ve güvenliğini hiçe sayan faşist AKP ve onun beslediği sermaye şürekası sorumludur.
Daha öncede olduğu gibi bugünde göz göre göre maden işçilerinin katledilmesine kader diyen zat-ı muhterem başbakan Erdoğan, halkın inanç ve duygularını kullanarak toplumu maniple etme peşindedir. Binlerce metre yerin altında can bedeli ter dökerek evine ekmek götürmek isteyen maden işçilerine yer altı mezar edilirken, yaşayan milyonlarca işçiye kaderinize boyun eğin telkininde bulunulmaktadır. Soma’ya giden Erdoğan, “Arkadaşlar yani biz bir defa bu tür kömür ocaklarında bu olanları, lütfen buralarda bu olaylar hiç olmaz diye yorumlamayalım. Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok’’ diyerek bu iş cinayetini kadere bağlayarak katliamda ki payını gizleme histerisine düşmüştür.
Daha önce defalarca bu maden işletmeleri hakkında meclise verilen önergeler, ’’meclis gündemini meşgul ediyorsunuz’’ denilerek AKP oyları ile ret edilmiştir. Büyük iştahla bu işletmeyi devralan Soma holding yöneticisi, ’’maden ocağında herhangi bir kazanın yaşanması durumunda, 500 işçinin 20 gün boyunca yeme-içme ihtiyacını karşılayacak ve dışarıyla oksijen bağlantısının kurulduğu ‘yaşam odaları’ oluşturduklarının demagojisi ile göz boyayarak daha fazla artı-değer elde etmenin peşine düşmüştür.
Soma maden ocağında yaşanan bu vahşet, Soma Holding, devlet ve onun hükümetinin işbirliği ile gerçekleştirilmiştir. Bu katliama imza atanlar; daha fazla kâr için işçi ve emekçileri yoksulluğa, düşük ücrete, sağlıksız ve güvencesiz iş ile örgütsüzlüğe mahkum etmek istemektedirler. Bu katliamın failleri Sivas’ta, Reyhanlı’da, Roboski’de, Gezi’de ve son olarak Soma’da evlatlarını yitiren annelerin öfkesinde boğulacaklarıdır.
Demokratik Güç Birliği Platformu olarak, Soma maden ocağında yaşanan bu iş cinayetinde yaşamını kaybedenlerin anısı önünde eğilirken, aile ve yakınlarına başsağlığı dileklerimizi gönderiyor, yaralı olarak kurtulan işçilere acil şifalar diliyoruz. Tüm güç birliği bileşenlerini, duyarlı ilerci kamuoyunu bu katliamı protesto ederek maden işçilerinin hesabını sormaya çağırıyoruz.
Madımak’tan Roboski’ye, Gezi’den Soma’ya Faşist Devlet Katletmeye Devam Ediyor!
Soma Kader Değil Katliamdır, Katliamların Hesabı Sorulacaktır!
Demokratik Güç Birliği Platformu-Almanya