İTTİHAT-I TERAKKİ YÖNETİCİLERİ VE KADROLARINCA YAPILAN ERMENİ SOYKIRIMINI LANETLİYORUZ!
ADHK (08-04-2014) Dünya pazarlarını ele geçirmek için büyük yarış içinde bulunan İngiliz ve Fransız emperyalistleri, yaptıkları bu yarışı Orta-Doğu üzerinde de sürdüğü tarihi bir gerçektir. Diğer emperyalist güçler kendi çaplarında yarışa ve talana katılmış olsalar da, esasta bu iki emperyalist güç dünyanın egemeni durumundaydılar.
Zorba ve fetihçi karakterli Osmanlı yönetimi , Duyun-u Umumiye (1881) idaresi olarak bilinen uygulama ile tarihte ilk kez yarı-sömürgecilik yapısına oturmuş oldu. Yani 1881 yılından itibaren İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin tahakkümü altına girmiş ve bu güçlerin yarı-sömürgesi haline gelmiş oldu. Bu arada Osmanlı Sultanlık-Saltanat idaresi 1908 yılında “Jön Türk Devrimi” olarak da bilinen saray darbesiyle yıkılır ve böylelikle Alman emperyalizminin tahakkümü altına girmiş olur.
Genç Alman emperyalizmi, dünya rekabet mücadelesinde doğal olarak İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin direnci ve karşı koyuşuyla karşılaşır. Bu direnç aşılmadan Almanların dünya pazarlarına girme şansı olmayacaktı. Bu amaç doğrultuusnda bütün imkan ve olanakları pervasızca ve sonuna kadar kullanması gerekiyordu. Azami bir çabayla sonuna kadar egemenlik savaşına girdi. Büyük bir fetihçi olan Osmanlı idaresinin hükmettiği topraklar bütüm emperyalistler bakımından stratejik özelliğiğe sahipti. Fetihçi tecrübesi açısından da Osmanlının tetikçi olarak kullanılması oldukça değer taşıyordu. Bu durum Osmanlının kendisini yaşatmasına da denk düşüyordu.
Değişen dünya ve ülke koşulları nedeniyle Osmanlı yönetiminin kendisinin hükmettiği topraklar üzerinde ulusal başkaldırılar ortaya çıkmaya başladı. Başkaldırılar, Osmanlı zorbalığı tarafından acımasız saldırılara ve kanlı baskınlara uğruyordu. Şüphesiz ezilen ve kadre uğrayan uluslardan biride Ermenilerdi. 19 yüzyılın sonlarına doğru Ermeniler kendi kaderini tayin etmek için ayağa kalktılar. Wan ve başka yerlerde Hamidiye Alayları ve Osmanlının diğer güçlerince kanla bastırıldılar. Bu aynı zamanda ilerde İttihat Terakkicilerin gerçekleştirecekleri Ermeni soykırımının başlangıcıdır da.
Birinci paylaşım savaşına doğru gidişatın sürdüğü dünya koşullarında, Alman emperyalizmi tarafında iş başı yaptırılan İttihat Terakkiciler yeraltında Ermeni katliamının hazırlıklarını yapmaya başlar. İttihat Terakki, “gayri Müslüm” olarak tabir edilen Rum, Yahudi, Ermeni, Süryani ve Ezidi ve diğer kesimlere yönelik saldırı startını verir ve bu kesimlerin zenginlikleri şiddet yoluyla gasp edilir. Bu yağmada, Türk ve Müslüman olan komprador büyük burjuvazi ve toprak ağaları adı geçenlerin sermayelerine el koyar ve sermaye böylelikle el değiştirmiş olur. Alman emperyalizmi, yaklaşmakta olan 1. Paylaşım savaşında kendi çıkarlarına hizmet için tetikçilik yapacak olan ittihak Terakki’yi hazırlar. Değişen iç ve dış koşullar nedeniyle Osmanlı da Türkçülük öne çıkmış ve Türkçülüğü tamamen egemen durunuma getirmek için büyük zalimlikler ve kanlı saldırılar başlatılır. 24 Nisan 1915 yılında ise Ermeni ulusuna yönelik oldukça bilinçli ve sistematik bir soykırıma girişilir. Bu soykırım neticesinde 2 milyon gibi Ermeni insanı katledilir ve sürülür.
Aynı kaderi paylaşan Kürtler, Lazlar, Rumlar ve diğerleri sırayla katledilir, kanlı katliamlara uğratılır. Bu tutum İttihak terakki’den Kemalistlere kadar uzanan tarihi bir gerçekliktir. Cumhuriyet sonrasında yapılan Kürt ve Dersim katliamları bu zihiyetin sadece ve tamamen devamı niteliğindedir.
Ermeni soykırımın arkasındaki esas güç Alman emperyalizmi olmakla beraber bu durum, İttihat Teraki’nin soykırımcı niteliğini gizlenmeye asla sebeb vermemelidir. Zira, Ermeni soykırımını yapan Türkçü-Irkçı-katliamcı yönetim, bütün bölgeyi, yerleşik olan Ermenilerden ve diğer uluslardan temizleyip atılmasını istemektedir ve Alman emperyalizmi ile bu noktada çıkarları keşişmektedir.
Ermeni soykırımını inkar eden ve yalandan ibaret olduğunu idiaa edenler, soykırımı yapanlar kadar sorumluluk sahibidirler.Soykırımın sahipleri ve soykırımı savunanlar tarihin yargısından kurtulamayacaklardır. Ermeni, Kürt, Dersim ve bir çok katliamlar yapanların inkardan gelmeleri onları kurtarmayacaktır. Bu sonuçsuz bir uğraş ve çabadır. Gerçekler devrimcidir ve er geç halklarımız bu soykırımların ve katliamların hesabını soracaktır.
24 Nisan1915 Ermeni Soykırımını Lanetliyoruz!
Halklar Kardeştir, Kahrolsun Irkçılık ve faşizm! Kahrolsun Emperyalizm ve Gericilik!
Yaşasın ulusların Kendi kaderini Tayin Etmek Hakkı!
AVRUPA DEMOKRATİK HAKLAR KONFEDERASYONU!
Nisan 2014