ADHK (29-01-2016) Faşist Türk Devleti tarafından sahte “açılımları” ile ünlü(!) AKP eliyle, Kürtler şahsında, onlara karşı, adeta gözü dönmüş bir saldırganlık savaşı yürütülüyor Sokağa çıkma yasaklarını, ordu tankları eşliğinde top atışlarıyla sürdürmeye çalışan faşist devlet, Cizre örneğinde olduğu gibi, yaralı insanların hastahaneye kaldırılmalarına dahi izin vermeyip, tam saha presle sonuç almaya çalışıyor.
24 Temmuz 2015’den 21 Ocak 2016’ya kadar, 17 ilçede 52 kez kesintisiz sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu süre içinde 65’i çocuk, 44’ü kadın, 44’ü 60 yaş üstü olmak üzere 259 sivil kürt alçakça katledildi.
Devletin başı faşist Erdoğan kaymakamlara, “mevzuatı bir tarafa” koyup, eşbaşkanlarının çoğu tutuklanan DBP’li belediyelerin elindeki araçlara el koyarak, gereğini yapmaları talimatını verdi. Tüm devlet eli kürt direnişini teslim alıp, haklarını yok sayarak,geleneksel imha ve inkâr politikarının saldırgan silahı haline getirilerek, Kürtler şahsında tüm muhalif güçler geriletilerek, yenilmek isteniyor.
Kürdistan’daki direnişi batıda Türkiye metropellerinde “GEZİ’DEKİ BARİKAT KUZEY KÜRDISTAN’DAKİ HENDEKTİR !” şiarıyla sahiplenen DHF ve diğer devrimci – demokratik güçler,aynı faşist hışımla bastırılmak isteniyor.
Dahası Cizre’deki yaralılara ambulans gönderilmesi için İçişleri binasında bugün (27 Ocak 2016) açlık grevine başlayan 3 HDP’li vekilin telefonları dahi kesilerek, direniş ve yaşamdan yana tavır koyan kim olursa olsun, hedef haline getirilip susturulmaya çalışılıyor.
Bu faşist devlet diktatörlüğü koşullarında, bu kadar kapsamlı saldırılarla kuşatılıp,teslim alınmak istenen Kürt halkı 7’den 70’e her türlü bedeli göze alarak direnmeye devam ediyor. Avrupa ülkelerinde yürüyüş ve mitinglerden, açlık grevine uzanan çok geniş bir yelpazede Kürdistanlılar direnişin sesine cevap olmaya ve sahiplenmeye çalışıyor.
Bu faşist zulüm ve kuşatma karşısında Kürtlerin hendeğini bir onur mevzisi olarak görüp sahiplenmek,.ADHK’nın var olma ilkelerinden biridir. Ezilen ulus ve halkların direnişi, isyanı haklı ve meşrudur. Bu temelde sonuna kadar sahiplenir,omuzlarımızdaki yükü biliriz.
Bu ilkesel bilincimizle, bulunduğumuz her yerde, tereddütsüzce, Kürdistan Ulusal direnişinin bu yeni dalgasını bir kez daha selamlıyor, faşist Türk Devleti’nin katliamlarına karşı mücadele birliğinin görevlerini; tüm kurumlarımıza ve yoldaşlarımıza bir kez daha hatırlatıyoruz. Gün faşist Türk Devleti’nin topyekün saldırılarına karşı, birlikte karşı koyma, birlikte direnme ve siper yoldaşlığı yapma günüdür.
– GEZİ’DEKİ BARİKAT KUZEY KÜRDISTAN’DAKİ HENDEKTIR!
– FAŞİZME KARŞI TEK YUMRUK TEK BARİKAT!
– KAHROLSUN İLHAKÇI VE İŞGALCİ FAŞİST TÜRK DEVLETİ!
– YAŞASIN ULUSLARIN TAM HAK EŞİTLİĞİ!