ADHK (10-09-2020) Emperyalist haydutların ve onların yeminli yerli işbirlikcilerinin Dünya’yı yeniden paylaşmak ve yeni sınırlar çizmek için çıkarttıkları bölgesel savaşlardan dolayı, dünyanın çeşitli bölgelerinden milyonlarca insan evlerini, yurtlarını terk ederek, daha güvenli yerlere göç etmek zorunda kalmıştır.
Mülteci olmayı gönüllü bir tercih olarak seçmemelerine rağmen hergün binlerce aile çocuklarıyla birlikte daha güvenli yerlere ulaşmak için yollara düşmektedir. Asya ve Afrika’dan Avrupa’ya ulaşmak için Akdeniz ve Ege denizinde çocukların ve kadınların da dahil olduğu binlerce kişi boğularak can vermiştir. Bunlardan çoğunun cesetleri bile bulunamamıştır.
“Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komsierligi (UNHCR) Dünya mülteciler günü nedeniyle yayınladığı kapsamlı raporunda 2018 yılında zorla yerlerinden edilen kişi sayısı 70 milyona ulaştığını açıkladı.
Emperyalislerin ve yerli uşakları olan Türk devletinin şeriyatcı çeteleri örgütleyerek Suriye’ye karşı başlattığı talan savaşından dolayı, milyonlarca masum Suriyeli yerlerinden yurtlarından, evlerinden edilerek göçmen-mülteci durumuna düşürdüler. Başka yerlere göçe zorlandılar. Bu göç yollarında yüzlercesi can verdi, açlık ve hastalıklarla karşı karşıya kaldı.
Türk devleti, Suriye’li mültecileri Avrupa devletlerine karşı bir tehdit kozu olarak tutmakta, mültecileri kullanarak Avrupa devletlerinden aldığı milyonlarca Euro çok az bir miktarını mülteciler için kullanmış ve paranın büyük miktarını da Erdoğan’ın emevi camiinde namaz kılma rüyasını gerçekleştirmek icin, savaştırılacak çetelerin örgütlenmesinde kullanmışlardır.
Hiç bir insani yaşam koşullarına sahip olmadıkları için Türkiye’nin zulmünden kaçan mülteciler, sığındıkları Yunanistan’da da aynı insanlık dışı uygulamalara maruz kalmaktadırlar.
Yunanistan’ın gerek adalarda ve gerekse de kent yerleşim yerlerinin çok uzağında, etrafını dikenli tellerle çevirerek kurduğu mülteci kamplarında yaşanacak insani hiç bir koşul yoktur .
Mültecilerin en temel ihtiyaci olan beslenme, temizlik ihtiyaçları çok kısıtlı olarak karşılanmaktadır. Korona virüs vakalarının çok yaygın oldğu Yunanistan’da mülteci kamplarına, doktor çok kısıtlı olarak gönderiliyor, ilaç ise verilmiyor. Onlarca kampta, onbinlerce mülteci ölüme terk edilmiş durumda. Bu pandemi döneminde insani yaşam koşullarının olmadığı kamplarda, on binlerce insan yaşam mücadelesi vermektedir.
Midilli adasındaki Moria multeci kampında da insani yaşam koşularının olmamasının yanısıra, polis baskısıyla adeta cezaevine dönüştürülmüştür.12 bin mültecinin yaşadığı kampta, pek çok mülteci korona virüsüne yakalanmalarına rağmen, hiç bir tıbbi müdahalede bulunulmadan kamp, karantinaya alınmıştı. Mültecilere dayatılan bu insanlık dışı uygulamalar kabul edilemez.
Suçlu olan müteciler degil, savaşı çıkartan Emperyalister ve onların yerli uşaklarıdırlar!
Bu eli kanlı caniler, mutlaka dünya halklarına hesap vereceklerdir!
Yaşasın halkların birleşik mücadelesi!
ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)