Avrupa Demokratik Kadın Hareketi Duisburg’da “ Göç ve Kadın” temalı Panel gerçekleştirdi
Duisburg (27-01-2016) “Sınırsız Avrupa’nın” Kanlı Tel Örgüleri başlıklı, Duisburg şehrinde yapılan panele ATİK-Yeni Kadın temsilcisi ve ADKH temsilcisi katıldı
Panel değişen coğrafyalarda, katliamlarla, ekonomik koşullarla, savaşlarla ülkelerini terk etmek zorunda bırakılan, yaşamlarını yitiren, adını bilmediğimiz tüm insanlar adına saygı duruşu ile başlatıldı.
Bileşeni olduğu ADHK’ın ”Biz Buradayız, Çünkü Siz Oradasınız” şiarıyla başlattığı göç kampanyasının faaliyetini göçün kadınlaşması gerçekliğinde sürdüren ADKH, göçün etkilerinin birde kadına yansıyan bölümünü tartıştırmak istedi. Fransa’nın Calais şehrinde The Jungle adı verilen kampa yapılan ziyaretin resimlerinden oluşan sinevizyon gösteriminde; mülteci kamplarında, zorunlu olarak yola çıkan insanların, göç yollarında yaşadıkları ve Avrupa’nın merkezinde hangi koşullarda yaşandığı gösterildi. Sinevizyonun ardından ilk sözü alan ATİK-Yeni Kadın temsilcisi Göçün ne anlama geldiğine değinirken 1. ve 2. Emperyalist paylaşım savaşlarından bu yana Ortadoğuya dizayn vermek için çeşitli unsurları kullanarak orada yaşayan halklara göçü dayattıklarını. O ülkelerin gelir kaynaklarının kullanılmasına dair zalimce yönetimleriyle politik stratejilerine vurgu yaptı.
ADKH temsilcisi ise yaptığı konuşmada, göçün ekonomik, politik ve psikolojik açıdan yarattığı etkileri ve sonuçları üzerinde, güncel durumda göçün aldığı boyutu istatistikler ve gerek Türkiye Kuzey Kürdistan ve gerekse de Avrupa boyutuyla yaşadıkları sorunlar ve devletlerin politikalarına değindi. Kadınların kamplarda yaşadıkları duruma dair somut örnekler vererek, göçmen kamplarında yaşananlar ve gelişen ırkçılığa karşı bundan sonrasında yapılması gerekenler ve çözüm noktaları üzerine konuşan ADKH temsilcisi ” Yaşanan her türlü şiddet boyutu ile insanlığa reva görülen göç ve yarattığı yaşam, kapitalizmin hırsı adına insana ve doğaya karşı yarattığı bir talandır. Bizlerden dayatılan bu durumun kabul edilmesi beklenemez. Bu durumun kesinlikle bir ‘kader’ olmadığını haykırmalıyız. Bugün itibariyle avrupada körüklenen ırkçılığa ve akabinde geçirilen yasalara karşı ise bütünlüklü bir mücadele yürütmeliyiz. Biz buradayız çünkü onlar oradalar” diyerek konuşmasını tamamladı.
Karşılıklı soru ve yorumların yer aldığı panelde Son söz olarak nerede ırkçılık yükseliyorsa, orada kadınların daha çok zarar gördüğü, Avrupa’nın ötekisi olarak toplumun dışına itildiği vurgulanarak Devrimcilerin yapacağı göçmenlerin sesine ortak olmaktır ve mücadeleyi yükseltmektir denildi.