Avrupa Demokratik Kadın Hareketi olarak her yıl Avrupa çapında örgütlü bulunduğu ülkelerden kadınların katılımıyla düzenli olarak gerçekleştirmeye çalışılan ADKH Eğitim Kampı bu yıl Almanya’nın Büddingen kentinde 7-9 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirildi
ADKH (10-10-2016)- Avrupa Demokratik Kadın Hareketi olarak her yıl Avrupa çapında örgütlü bulunduğu ülkelerden kadınların katılımıyla düzenli olarak gerçekleştirmeye çalışılan ADKH Eğitim Kampı bu yıl Almanya’nın Büddingen kentinde 7-9 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Yaklaşık 50 kadının katılım gösterdiği kamp Cuma akşamı başlatılıp Pazar günü öğlen saatlerinde bitirilerek 3 günlük bir program kapsamında ele alındı. ADKH 9. Dönem Temsilcilerinin kampa ilişkin yapmış olduğu konuşmayla açılış gerçekleştirilirken; üç günlük kamp programı da gelen kitleye sunuldu.Akşam saatlerinde programa başlanarak Güncel gelişmelerin sunumu gerçekleştirildi.
“Güncel Siyasal Gelişmeler ve Sorumluluklarımız” Geniş Katılımla Tartışıldı
Sunuma başlanırken 7 Ekim tarihinde yaşamını yitiren şair Sennur Sezer ve yine 5 Ekimde Kobane’de şehit düşen Suphi Nejat Ağırnaslı şahsında Sennur Sezer’in kaleme aldığı
“Bir ses arıyorum
Yeni bir şarkı için
Çocukların ilk sözcüğü gibi umutla,
Sevinçle duyulacak bir ses,
Çünkü umutsuzluk yasaktır
Don vuran ağaç sürgün verecek,
Kaya çatlayacak, tohum yeşerecektir.” Dizelerine yer verildi.
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz? Sorusunun bugün dünya üzerindeki en geniş halk kitlelerini derinden etkileyen güncel bir soru olması gerçekliği ve buna paralel insanlık tarihinin verdiği mücadeleyle “yeni bir dünya mümkün” yanıtının vurgusuyla giriş yapılan sunumda, dünyadaki emperyalist-kapitalist sistem gerçekliği, emperyalistlerarası çelişki ve çatışmalar ve bu doğrultuda cereyan eden güncel gelişmeler olarak emperyalist bloklar arasında gerçekleşen stratejik planlamalar ve bunun bir parçası olarak NATO zirvesi,İngiltere’nin AB’den ayrılığı,avrupada yükselmekte olan ırkçı dalga ve yine avrupada yaşayan emekçilere dönük hak gaspları ile Ortadoğu coğrafyasındaki işgal-savaş ve sömürü gerçekliğinde vücut bulan gelişmeler,Türkiye-Kuzey Kürdistan coğrafyasında son süreçte yaşanan gelişmeler ve ezenler-ezilenler nezdinde her baskının karşıtını büyüttüğü/Zulmün isyanı doğurduğu toplumsal pratik doğrultusunda dünyada gelişen direniş ve kazanım örnekleriyle değerlendirme yapılarak, iki bölümde ele alınan sunumlar sonlandırıldı.
Yapılan sunumun ardından değerlendirmeye geçilerek kadınların çoğunluğu tarafından konuya ilişkin fikirler belirtildi.Verimli tartışmaların yürütüldüğü konu özgülünde kadınların böylesi etkinliklerde daha çok kadın eksenli konuları işlediği;ancak dünya üzerindeki gelişmelerden kadınların muaf olmadığı düşünüldüğünde kadınların bu konulara dair de bir değerlendirmesinin ve perspektifinin olması gerektiği,kendini kurtarmak isteyen kadınların dünyayı kurtarmayı göze alması gerektiğinden ve her eğitim kampında ilk konulardan birinin genel-güncel gelişmelerin tartışılıp değerlendirilmesi ihtiyacına vurgu yapıldı.Yapılan değerlendirmenin ardından ilk gün sonlandırıldı.
“Ben Kadınım Demek Yürek ister Yüreğini Direnişinle Örgütle”
Eğitim kampına, ikinci gününde yapılan ADKH’nin önümüzdeki dönemde gerçekleştireceği kampanya tanıtımı ve Depresyon ve Kadın başlıkları olmak üzere iki sunumla devam edildi.
ADKH’nin kuruluşunun 10. Yılını doldurmuş olması vesilesi ile ele alınacak olan kampanya ve ardından mart ayında Almanya’da gerçekleştirilecek olan 10.yıl etkinliği kapsamında iki bölümde sunumlar yapıldı.Yapılan sunumlarda ADKH’nin kuruluş yıllarından bugüne oluşum seyri ve politikaları,ele aldığı kampanyalar,yapmış olduğu kurultaylar dünden bugüne anlatılarak kampanyanın nasıl ele alınacağı hakkında bilgilendirmeler yapıldı.Bugüne kadar ele alınan kampanyaların özelde her birinin, dünya gerçekliğinde hala güncelliğini en yakıcı haliyle koruduğu belirtilerek; bu kampanya sürecinin aynı zamanda ADKH’nin on yıllık sürecinin de değişim-dönüşüm temelinde muhasebesi şeklinde ele alınacağı ifade edildi.
Yapılan sunumların ardından değerlendirmeye geçilerek nasıl bir kadın hareketi olması gerektiği,kitleselleşme noktasında eksik kalındığı-nasıl çözülebileceği, Kadının örgütlenmedeki sorunlarının nasıl aşılması gerekeceği,örgütlülük ve siyasetin nasıl güçlü kılınacağı,yapılan kampanyaların ne kadar başarılı olabildiği,Hangi derslerin çıkartılması gerektiği gibi soru ve görüşlerle hemen herkesin fikrini belirttiği ve yapılacak Kampanya ve 10.Yıl etkinliğine dair de önerilerilerin sorularak alındığı verimli tartışmalar yürütüldü.
Kamp programına “Depresyon ve kadın” konusuyla devam edilerek, kamp komitesi adına kısa bir açıklama yapılarak; sunumu yapacak arkadaşın gelememesinden kaynaklı akademik ve biyolojik verilerle ele alınamayacak olsa da sadece toplumsal-sosyal açıdan sohbet havasında yine de bu konunun işlenmek istediği ifade edildi. Karşılıklı fikir-alışverişinin yürütülmesi amaçlanan bu bölümde kapitalist-emperyalist sistemi ve insanı kendine emeğine yabancılaştıran özel mülkiyet sistemini anlamadan,kısacası bireyin yaşadığı toplumsal koşullar anlaşılmadan bireyin yaşadığı sıkıntı,stres,bunalım,çöküntü de doğru anlaşılamayacağı gibi buna dönük çözümler de üretilemez denildi. “Modern çağın hastalığı” olarak tanımlanıp karşımıza çıkan bu çöküntü halinin sistemin sınırları içerisinde yaratıldığı ve yine sistemin doktoru “uzmanı” tarafından sistem teşhiri yapılmadan sınırlar içerisinde bir “iyileştirme”nin sunulduğu gerçekliğinin gözardı edilmemesi gerektiği vurgulanırken ifade edilen diğer fikirler arasında ise; ilaç endüstrisinin bu “hastalık”larla doğrudan ilişkisi, her stres halinin depresyon diye tanımlanmaması gerektiği,bir yirmi yıl önce bu hastalığın adı-sanı bilinmezken neden son yıllarda sık sık duyar olduğumuz,belki yarın da bunu unutup yeni “hastalık”ların önümüze çıkarılacağı gerçekliği, “depresyon”un da her sınıf için aynı anlamı ifade etmediği bir işçi kadınla bir burjuva sınıfına mensup kadının “depresyon sebepleri” birinde “estetik” kaygısı olarak karşımıza çıkarken diğerinde açlık ve yoksulluğun gerekçe olacağı,yeni insan-yeni kadının yaratılmasının önemi vb. fikirler yer aldı.Yapılan sunumların ardından kültür-sanata ayrılan akşam saatlerinde ise kadınlar türküler söyleyip sohbetler gerçekleştirdi.
Eğitim kampı son gününde tutsaklara kart gönderme ve değerlendirmeyle sonlandırıldı.
ADHK‘nın Türkiye-Kuzey Kürdistan hapishanelerinde bulunan yeni demokrasi dava tutsaklarıyla başlatmış olduğu kampanya kapsamında kısa bir açıklama yapılarak konfederasyon bileşenlerinden ADKH nin de bu kampanyanın bir parçası olduğu ve bu kapsamda hapishanelerde bulunan başta kadın tutsaklarla dayanışma göstermenin önemi vurgulandı. Komisyon tarafından hazırlanan posta kartları dağıtılarak kadınlar tarafından mektuplar yazıldı.
Ardından ADKH’nin eğitim kampı anlayışı ve verdiği önem ifade edilerek üç günlük değerlendirmelerin yapılmasına geçildi.Yapılan değerlendirmelerin çoğunda, kampın siyasal ve sosyal açıdan önemli olduğu vurgusuyla genel olarak olumlu bulunduğu ifade edildi. Genel olumlulukların yanı sıra kamp boyunca kampın örgütlenmesinden-siyasal içeriğine kadar görülen eksikliklerin de eleştirilerle ifade edilmesiyle nasıl daha iyi olabilir’e dair öneriler getirildi. Yapılan değerlendirmenin ardından eğitim kampı sonlandırıldı.