ADKH; Rosa Luxemburg Neden Hâlâ Güncel!

Katledilişlerinin 104. yılında Roza Lüksemburg ve Karl Liebknecht’i ve erken kaybının 99. yılında ise bilimsel sosyalizmin seçkin teorisyeni ve büyük eylem insanı V.İ. Lenin’in ışıltılı anılarını yad etmek için bir kez daha alanlardayız!

En genel hatlarıyla Onları abideleştiren değerler, Çarlık Rusya’sı ve kıta Avrupa’sının içinde debelendiği derin buhranlar boyunca ve kendi sınıfsal çıkarları uğruna dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen sömürgeci-emperyalist kamplar arasındaki ölümcül savaşta devrimden, dünya işçilerinin ve halkların kardeşliğinden ve nihayetinde sınırsız, sınıfsız bir yeryüzü düşünden yana bilgece ve eylemli bir tavır alıştır.

Bu  uğurda örgütlü-militan mücadelede ısrarın, baş eğmez bir iradenin değer biçilmez bir düşün örneğini sunmalarıdır.

Roza Lüxemburg, politika teorisyeni, iktisatçı, filozof, gazeteci, ve  devrimci  militan  mücadele dolu yaşamıyla hala güncelliğini koruyor.

Bizler  için Rosa, her şeyden önce analitik ve diyalektik düşünme yöntemi; olgulara, tarih ve mevcut zaman kavramına bilimsel, eleştirel ve sorgulayıcı yaklaşım tarzı demektir.

O, teori ve eylem sentezinin, örgütlü-militan mücadelede ısrarın esin kaynağıdır.  Onun, “Hareket etmeyen, zincirlerini fark edemez” derken, dönüştürme eylemine yaptığı parlak vurgu  günümüz koşullarında da can alıcı noktada da durmaktadır

Ölümünden bir gün önce, 14 Ocak 1919’da Marxist harekete ilişkin kaleme aldığı ve bir ders niteliğinde olan yazısının şu tarihi sözü bu gerçeğin teyididir: “… ‘yenilgiden’ geleceğin başarısı yeşerecektir… Hemen yarın devrim… Vardım, varım. Var olacağım!”

Onu anlamak, doğası gereği küresel olan dünya kapitalizminin ürettiği devrevi ekonomik krizlerin, savaşların, yoksullaşmanın, göçmen ve sığınmacı dalgalarının, eril, cinsiyetçi suçların, çocuk tecavüzlerinin, kadın karşıtı ölümcül şiddetin, mafya ve tüm bir örgütlü kötülük ağlarının da küreselleştiği gerçeğini bütünlüğü içinde anlamak, kavramak ve gereğine uygun olarak da, “Ya sosyalizm ya Barbarlık!” zihin açıklığı ve kararlılığıyla örgütlenmektir.

Sınıflı, devletli, finans-kapital ve erk(ek) egemen bir uygarlık modelinin küresel ölçekte tetiklediği ve “son” olarak İran’da görüldüğü haliyle kadın direnişlerini büyütmek; Jina Mahsa Amini şahsında simgeleşen  JİN JİYAN AZADİ haykırışını Rosa iradesiyle daha ileriye taşımaktır.

Son olarak Onu kavramak, doğaya ve insana hoyratça saldıran küresel kapitalist-emperyalist barbarlığı kökünden söküp atmanın evrensel boyutlu mücadelesini unutmamak; onu mantıksal sonucuna, yani sosyalizme ve oradan da sınırların, sınıfların, cins ve ırk ayırımının olmadığı, tüm maddi dayanaklarıyla birlikte toplumsal cinsiyetçi ilişkiler bütününün radikal biçimde aşıldığı bir geleceğe taşımaktır…

Kapitalizm, insanlık tarihinde büyük yaralar açmış; ayrımcılıklar, eşitsizlikler, emeğin ve doğanın sömürüsü düzeneğiyle biçimlenmiş olan mülkiyet dünyasının son halkası, bütün kötülüklerin doğrudan taşıyıcısı ve icracısıdır.

Kapitalizm, kadın düşmanı ve eril bir sistemdir.

Mülkiyet uygarlıklarının koca bir tarih boyunca kadınlara biçtiği ayrımcı, eşitsiz roller ancak bu uygarlığın yıkılışıyla köklü olarak aşılabilir. Dolayısıyla günümüz kadın hareketinin hem Roza’nın düşünsel-entelektüel mirasından öğreneceği çok şey var, hem de onu hatalarından arındırıp daha ileri noktalara taşıma, yepyeni bir dünya için güncelleme sorumluluğu da vardır.

Bu nedenledir ki, “vardık, varız, varolacağız!”

Erk(ek) egemen  sistemin coğrafyası olmayan bütün kadın ve LGBTI +ların yaşamlarına taktığı kölelik zincirlerine sadece fark etmekle kalmayacağız. Harekete geçerek o zinciri bu günden parçalayacak, sahiplerini tarihin derinliklerine gömecek bilince daha yakınız.

YAŞASIN ENTERNASYONAL KADIN MÜCADELEMİZ!

JİN JİYAN AZADİ!

KAHROLSUN BARBARLIK YAŞASIN SOSYALİZM !

Avrupa Demokratik Kadın Hareketi