Avrupa Demokratik Kadın Hareketi yaptığı açıklama ile, her alanda devletin faşist yüzünü daha fazla teşhir etmeye, Türkiye-Kuzey-Kürdistan’daki ambargo ve sokağa çıkma yasaklarına karşı herkesi alanlara çıkmaya, Silvan’ı sahiplenmeye çağırıyor!
ADKH (10-11-2015) 7 Haziran öncesi iktidarı kaybetme korkusuyla saldırılarını başlatan AKP; fiili darbeyle, sokağa çıkma yasaklarıyla, basına sansürüyle, yargısız infazlarıyla, namluların gölgesinde demokrasi sosuyla harmanladığı faşizmi daha ayyuka çıkardı.
1 Kasım’da yenilenen seçimde yine “zor”u kullanarak tek başına iktidar olan faşist AKP, 7 Haziran’daki sönmeyen öfkesini 1 Kasım’dan sonra sandıktan tabuta saldırılarıyla dindirmeye çalışıyor.Topyekün savaş konseptiyle başta Kürt ulusu olmak üzere, devrimci-demokrat tüm ilerici kesimi hedef alan faşist TC devleti ve onunla daha da simgeleşen Erdoğan/AKP temsiliyeti, bu seçimlerin daha da anti-demokratik bir havada geçeceğini aşikar etmişti.
Cizre’de 9 günlük sokağa çıkma yasağında, buzdolabına saklanmak zorunda kalınan ölü bedenlerden, sadece evlerin duvarlarındaki mermi izlerinden bile, faşizmin ne kadar pervasızca saldırdığını, devletin yedisinden yetmişine ne kadar kan kusturduğunu hepimiz gördük, tanık olduk. Miting alanlarında oluk oluk kan akıtacağız tehdidiyle Ankara garı kana bulandı. Davutoğlu Van’daki mitingte ‘AKP’ye oy çıkmazsa buralarda beyaz toroslar dolaşacak’ diye seçim çalışmalarını ölüm tehditleriyle yürütürken, HDP bir kişinin bile hayatı daha değerli diyerek seçim mitinglerini iptal etti. Katledilen gerilla Ekin Wan’ın çırılçıplak kanlar içindeki fotoğraflarından tutalım da, Hacı Lokman Birlik’in panzerlerle sürüklenen cansız bedenine, “galoş giyin” dediği için Küçük Armutlu’daki evinde yargısız infazla katledilen Dilek Doğan’a varana kadar, tablo aynıydı. Başucumuzda kirli asker ve polis postalları..
7 Haziran’dan sonra 400 milletvekili alamama hırsıyla, Türkiye-Kuzey Kürdistan’ı kan ve gözyaşına boğan Erdoğan/AKP iktidarı, Cizre’deki sokağa çıkma yasağında uyguladığı terörü, 1 Kasım zaferiyle bugün 8.gününe giren OHAL somutuyla Silvan’da katliamlarla devam ettirmektedir. Gazi mahallesi katliamındaki gibi, polislerin kahvehane taradığı Silvan’da sokağa çıkma yasağının bir haftalık bilançosu; 6 sivil katledildi. Silvan’da halk en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamazken, içişleri bakanlığınca yapılan açıklamada tank ve top atışlarının gölgesindeki Silvan’ın üç mahallesini haritadan silme tehdidiyle halka gözdağı verilmeye çalışılıyor. Silvan’a destek için Cizre’de, Van’da yürüyen halka ateş açılıyor.
Bizler bugün sizin 13 yıllık iktidarınızda övünç kaynağı yaptığınız demokrasi soslu (s)açılımlarınızı, Kürt sorununa demokratik çözümünüzü, sıkılan mermiden, sokağa çıkamayan mazlum Kürt ulusuna yönelik saldırılarınızdan “barışa” ne kadar hevesli olduğunuzu daha net görüyoruz.
Özellikle seçimlerle birlikte yakalanan devrimci, demokrat, ulusal hareketin güçlü birlikteliğinin daha fazla öznesi olmayı, unutulmaya yüz tutmuş Gezi’den Lice’ye sloganı özgülünde Kürdistan’a direniş köprüsünü kurmanın harcını daha fazla eşelemeliyiz.
Bizler, Avrupa Demokratik Kadın Hareketi olarak; sizin zulmünüz arttıkça bizim özgürlüğümüz yarından daha yakın olacaktır diyoruz. Bulunduğumuz her alanda devletin faşist yüzünü daha fazla teşhir etmeye, Türkiye-Kuzey-Kürdistan’daki ambargo ve sokağa çıkma yasaklarına karşı herkesi alanlara çıkmaya, Silvan’ı sahiplenmeye çağırıyoruz.!
Kahrolsun Faşizm.!
Silvan Halkı Yalnız Değildir.!
Gelê Farqînê Ne Bêxwedî Ye.!
Avrupa Demokratik Kadın Hareketi
Kasım 2015