DHF, ADHK, ADKH ve ADGH ile Sosyalist Belediyelerin Kobanê ve Şengal halkıyla dayanışma için yürüttüğü kampanya kapsamında Kuzey Kürdistan’da bulunan heyet, oluşturduğu program kapsamında kamplara ve çevre bölgelerdeki evlere yerleştirilen Şengal ve Kobanêlilerle ilgilenen Yerel Yönetimler Komisyonu’yla birlikte yürüttüğü çalışmaları 2. ve 3. gününde de sürdürdü
AMED (09-12-2014)- Kobanê Komisyonu temsilcileriyle devam eden görüşmelerde, Kürt halkı başta olmak üzere Arap, Türkmen ve Ezidi halklarına yönelik saldırıların devam ettiğine, ezilen bütün dünya halkları gibi, kendini devrimci ve demokrat olarak gören hiçbir kesimin, bu saldırılara maruz bırakılan halkların sorunlarına karşı duyarsız ve yetersiz kalışlarının hiçbir açıklamasının olamayacağına vurgu yapıldı. Böyle bir durumun kendi varlık gerekçelerinin reddi anlamına da geleceğini belirten heyet temsilcileri, kendilerinin de bu anlamdaki eksikliklerinin ve sınırlılıklarının bilincinde olduklarını ancak bu gerçekliğin yanında güçleri ölçüsünde yapabileceklerinin sınırlarını mümkün olduğunca zorlayacaklarını ifade etti. Bu doğrultuda destekçi değil bizzat öznesi olma noktasındaki yönelimi doğrultusunda daha önce Silvan Komitesi’nde yer alan DHF Amed örgütlülüğü, konunun üst organizasyonundan sorumlu Yerel Yönetimler Komisyonu bünyesindeki komisyonlara da katılarak başta Kürdistan olmak üzere, ülkedeki ve Avrupa’daki devrimci demokratik kurumlarla birlikte gücü ölçüsünde bundan sonra yürütülen çalışmaların ve bu sürecin parçası olacağını ifade etti.
Çalışmalar yerel komisyonla birlikte kolektif olarak sürdürüldü
Amed’de bulunan Ezidi kampına yönelik planlanan programın 2. günündeki pratik çalışmalar, yerel komisyonla birlikte kolektif olarak sürdürüldü. Daha önce belirlenen ihtiyaçları gün içinde kamp komitesine ulaştıran heyet, IŞİD katliamından sağ kurtulmayı başaran Şengalli Ezidilerin yaşadıklarına ve kamptaki durumlarına dair, kampta bulunanlarla yaptığı görüşmelere röportajlarla devam etti. Kuzey Kürdistan’a kaçarak bu tür kamplara yerleşen Ezidiler, katliam sırasında ve kaçış esnasında neler yaşadıklarını, IŞİD’in elinden nasıl kurtulduklarını anlattı. Ezidiler, esir alınan kadın ve çocuklara dair bilgileri aktarırken, şu anda hala Şengal Dağı’nda bulunan Ezidilere dair tanıklıklarını anlatarak kendilerinin, yaşadıkları bu vahşet ve katliamın üzerlerinde yarattığı travmadan ve korkudan dolayı bir daha Şengal’e dönmek istemediklerini ifade etti.
Devlet ve AFAD yetkilileri yardım malzemelerini Ezidilere vermiyor
Yerel Yönetimler Komisyonu bünyesinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve BDP ilçe belediyelerinin organize ettiği Kamp Komitesi Gönüllüleri, Amed’deki Ezidi kampında kalan 3.800 Ezidinin barınmadan gıdaya, sağlıktan güvenliğe ve psikolojik desteğe kadar ihtiyaçlarının çok çeşitli ve zorlu olduğunu, buna karşın maddi ve insan kaynağı bakımından kısıtlı olanaklarıyla bu ihtiyaçların devrimci, demokrat kurum ve duyarlı kişiler tarafından gelen desteklerle mümkün olduğunca karşılanmaya çalışıldığını ancak bu haksız savaş ortamına bağlı olarak sürecin belirsizliğinden ötürü endişeli olduklarını belirtti. Yaklaşan zorlu kış koşullarında bu sürecin daha zorlayıcı olduğunu söyleyen gönüllüler, AB’nin Türkiye’ye bunun için 50 milyon Euro’yu ayırdığını, devlete şu ana kadar 20 milyonunun teslim edildiğini ancak devletin ve AFAD’ın bu anlamda, yalnızca günlük olarak kampta kaç kişinin kaldığını sormalarının dışında hiçbir destekte bulunmadığını, Amed’deki AFAD depolarında bulunan yaklaşık 1000 barınma konteynerının dahi bütün girişimlerine karşın kendilerine verilmediğini söyledi. Kampta kalanların sağlık sorunları daha çok gönüllü doktorlar, öğretmenlerin desteğiyle kamp alanındaki kurulan hastane üzerinden giderilmeye çalışılıyor. PDR (Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik) öğrencilerinden oluşan gruplar dönüşümlü olarak pazar günleri hariç haftanın 6 günü çocuklara yönelik hazırladığı grup çalışmaları ve çeşitli programlarla yaşadıkları travmayı atlatmasına yardımcı oluyor.
Kampta gönüllü doktorlar çalışıyor
Bir sonraki gün, Suruç ve diğer yerlerdeki kamplara nazaran yardım ve desteklerin kısıtlı olduğu yerlerden biri olan Amed’in Silvan ilçesindeki evlere yerleştirilen Kobanêlileri ziyaret eden heyet, ilk olarak komite içinde bulunan DHF örgütlülüğüyle birlikte Silvan Komitesi’yle ilçede bulunanların durumlarına dair ayrıntılar üzerine görüşmeler yaparak, görüş alışverişinde bulundu. Kobanêlilere evlerini açarak önemli bir destekte bulunan Silvan ilçesine 2,5 aydan itibaren gelen Kobanêlilerin sayısı şu an itibarıyla 700-720 kişi. İhtiyaç ve sorunların uzun süreli olması nedeniyle çözüm yöntemlerinin de uzun vadeli ve kalıcı olmasına dikkat ederek planlamalarına başlayan belediye, Eğitim-Sen, SES ve DİVİS gibi kurumlardan ve gönüllülerden oluşan Silvan Komitesi, evlerde kalanların çadır kampında kalanlara nazaran barınma bakımından durumlarının iyi olduğunu ancak yaşanan diğer sıkıntıların aynı olduğunu belirtti. Gıda ihtiyacı, gelen desteklerin toplandığı gıda bankası üzerinde çözülüyor, sağlık sorunları ise gönüllü doktor, hemşire ve sağlıkçıların belli periyodlarla yaptığı genel sağlık taraması şeklinde çözülmeye çalışılıyor. Silvan’da meslek alanlarıyla ilgili Kobanê’de yaptıkları çalışmaya devam eden yaklaşık 100 kişi bulunuyor.
DAİŞ’in elinden kurtulanlar yaşadıklarını anlattı
Burada da yapılan görüşmeler ve röportajlarda eşi, çocuğu ve kardeşi DAİŞ’in elinde rehin tutulduğu sırada katledilen ve halen rehin durumda olan kişilerin yakınlarıyla görüşüldü. Yine rehin tutuldukları halde kaçmayı başaranlar da, kimlik bilgileri ve görüntülerinin gizli tutulması kaydıyla yaşadıklarını anlattı.
ADHK-ADKH-ADGH-DHF ve Sosyalist Belediyeler Amed’den ayrıldı
Daha önce Suruç merkez ve köylerine giderek halkla görüşen kurumlar, bu kampanya çalışmasıyla birlikte Avrupa ve Türkiye-Kuzey Kürdistan’daki kurumlarla ortaklaştırarak devam ettirdi. ADHK-ADKH-ADGH-DHF-Sosyalist Belediyeler heyeti Amed’den ayrılırken, kampanyanın bundan sonra da devam edeceğini ve önümüzdeki süreçlerde Avrupa’daki, ülkedeki ve Kuzey Kürdistan’daki yerel kurumları üzerinden çalışmalarına devam edeceği ifade edildi. Kobanê ve Şengal’deki katliamların gerisinde bulunan emperyalist devletlerle T.C devletinin gerçek yüzünün teşhir edilerek meşru mücadele zemininde çalışmaların yürütüleceği kaydedildi. Uzun vadeli çözümler üzerine çalışmaların, politik, sosyal, hukuksal ve ekonomik anlamda sürdürüleceği açıklandı.
Faşist Türk devleti katliamdan kurtulan halkı ‘misafir’ olarak görüyor
Kuzey Kürdistan’a yerleşen Şengal ve Kobanêlilerin durumlarına genel olarak bakıldığında, DAİŞ üyelerinin katliamlarının emperyalist devletlerle birlikte ortağı olan faşist Türk devleti, katliamdan kurtularak ülke sınırlarına yerleşen halkı ‘misafir’ olarak gördüğünü söyleyerek yaşanan katliamı ve kurtulanların durumlarını yok sayıp sorumluluğu üzerinden atıyor. Bu kişilerin faşist Türk devleti tarafından hukuksal anlamda mülteci olarak görülmemesinden dolayı hiçbir statüsü bulunmuyor ve bu durum halkın yaşadığı sorunların zaman geçtikçe artmasına neden oluyor.