Cezaevlerinde hak ihlalleri: Hasta mahpuslar ölüyor, infaz kanunu uygulanmıyor

Cezaevlerinde hak ihaleleri sürüyor. Hasta mahpuslar tahliye edilmiyor, 25-30 yıldır cezaevinde olan mahpusların infazları yakılıyor. Aileler Adalet nöbetini sürdürüyor.

Cezaevlerinde yaşanan hak ihaleleri sürüyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerinde göre cezaevlerinde 1600’den fazla hasta mahpus var. Bunlardan 200’ün üzerinde mahpusun durumu ağır. Hasta mahpuslar yanı sıra infazı yakılanlar da var. 25-30 yıldır cezaevinde olup infazı yakılan çok sayıda mahpus tahliye edilmiyor. Mahpusların yakınları hem Diyarbakır’da hem de Van’da 38 gündür Adalet Nöbetlerini sürdürüyor. Mahpus yakınlarının sürdürdüğü eyleme destekler devam ediyor.

‘CEZALAR BİTSE İNFAZLAR YAKILIYOR’

Adalet Nöbeti’nde olan Reşahat Ada, 26 yılı aşkındır cezaevinde olan Osman Kılavuz’un yakını. Kılavuz 26 yılını cezaevinde geçirmesine rağmen infazı yakılarak serbest bırakılmıyor. Reşahat Ada’nın Osman Kılavuz dışında aile bireylerinden başka kişilerde siyasi tutuklu. Diyarbakır T Tipi 2 Nolu Cezaevi’nde tutulan kardeşi Hamdusena Ada’nın hasta tutuklu olduğunu ifade eden Ada, “Böbrek ve kalp rahatsızlığı var. Ayda bir iğne yapması gerekiyor. Tedavisi yapılmamış. Tedavi etmiyorlar. Burada adalet için oturuyoruz. Adalet nöbetidir. Biz diyoruz ki’; Artık cenazeler gelmesin’. Cezaları bitiyor ancak infazları yakılıyor. Serbest bırakmıyorlar. Bizi dövüyorlar öldürüyorlar. İstiyoruz ki bir an önce çocuklarımızı bıraksınlar. Çocuklarımızın cenazesi bize gelmesin. Adalet Bakanlığına çağrı yapıyoruz. Ya bu hastaların tedavilerini yapın, ya da onları bırakın biz tedavi ettirelim. İnfazlarını yakmasınlar. Cezası sona ereni bırakın. Artık cenazeler gelmesin, Biz annelere yazıktır. Artık hiç tahammülümüz kalmadı” dedi.

‘OĞLUMU AMELİYAT ETMEDEN GERİ GÖTÜRDÜLER’

Adalet nöbetini sürdüren Fevziye Kolakan, çocuklarından Ahmet ve Mahsun Kolakan’ın cezaevinde olduğunu. Oğlu Ahmet Kolakan’ın 27 yıldır cezaevinde olduğunu ifade eden anne Kolakan, yaşının ilerlediğini, kabinden ameliyat olduğunu ve kabine pil takıldığını söyledi. Ayrıca astım hastası olduğunu, ağır ameliyatlar geçirdiğini anlatan Kolakan, “Çocuklarımın görüşüne gidemiyorum. 3 yıl oldu Mahsun’un görüşüne gidemedim. Ahmet’in görüşüne de gidememişim. Mahsun’un görüşüne gittiğimde hastaydı. Ahmet 27 yıldır cezaevinde” dedi. Oğlu Ahmet’in kalp rahatlığı olduğunu, kalp kapağının çürümesinden dolayı ameliyat edilmesi gerektiğini söyleyen anne Kolakan, ameliyat için Elbistan’dan Diyarbakır’a getirildiğini, burada ameliyat edilmeden Bandırma 2 Nolu Cezaevi’ne götürüldüğünü söyledi. Buraya getirdiklerinde tüm ısrarlarına rağmen çocuğu ile görüştürülmediğini, doktordan hastalığı ile ilgili bilgi alamadıklarını anlatan Kolakan, “Oğlumu tedavi etmiyorlar, kalp rahatsızlığı var. Babası öldü hasreti içinde kaldı. Cezaevlerinde 84, 85 yaşında 90 yaşına kadar hastalar var. Bin 800 hasta var cezaevlerinde. Biz onlar için adalet eylemindeyiz. Biz diyoruz ki tüm cezaevlerindeki hastaları serbest bırakın” çağrısı yaptı

İHD’DEN ‘YAŞAMI SAVUNUYORUZ’ EYLEMİ

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, hapishanelerde artış gösteren yaşam hakkı ve hasta mahpusların sağlığa erişim hakkı ihlallerine dikkat çekmek amacıyla “Yaşamı Savunuyoruz” nöbet eylemi gerçekleştirdi. Diyarbakır Barosu hizmet binasında Adalet Nöbetinde olan annelerin de katıldığı “Yaşamı Savunuyoruz” nöbetinde mahpusların yaşadığı sorunlara dikkat çekildi.

BATARAY: ÇOK SAYIDA AĞIR HASTA MAHPUS VAR

İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Bataray Saman, cezaevlerinde kalan hasta mahpusların çok zor koşullarda kaldığını hatırlattı. Birçok hasta mahpusun yaşamını yitirdiğini ifade eden Rahşan Bataray, İHD olarak tüm şubelerinde hasta mahpusların yaşadığı hukuksuzluklara dikkat çekmek için nöbet eylemi başlattıklarını söyledi. Hasta mahpusların yaşamlarının son demlerini çok zor koşullarda cezaevlerinde geçirmek zorunda kaldığını ifade eden Bataray, “Çok sayıda ağır hasta mahpus var. Birçok konuda Adli Tıp Kurumunun tavırlı tutumu, sunduğu raporlar, mahkemelerin ve savcılıkların tavırlarından dolayı cezaevlerinde çok olumsuz koşullarda yaşıyorlar. Biz İnsan Hakları Derneği olarak hasta mahpuslara ilişkin yürüteceğimiz mücadeleyi bu gün nöbet eylemi, bundan sonrada bir takvime bağlayarak sürekli yükselteceğimizi, sonuç alıncaya kadar devam ettireceğimizi belirtmek isterim” dedi.

İHD: BÜTÜN AĞIR HASTA MAHPUSLARIN İNFAZLARI ERTELENMELİ

Ardından basın açıklamasını İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu ve Cezaevi Komisyonu Üyesi Avukat Ercan Yılmaz okudu. Dayatılan insanlık dışı koşulların, hapishanelerin fiziki koşulları ve sağlığa erişim haklarının sağlanmaması nedeniyle mahpusların ruh ve beden bütünlüklerinin tehdit altında olduğunu ifade Yılmaz, hasta mahpusların yaşadığı sorunları aktardı. Aralık ayıda 6’sı hapishanede olmak üzere toplam 7 mahpusun hayatını kaybettiğini hatırlatan Yılmaz, “Yaşamını yitiren mahpuslardan Halil Güneş, Abdurrezzak Şuyur ve Bangin Muhammed derneğimiz tarafından oluşturulan ve 604’ü ağır olmak üzere bin 605 kişinin bulunduğu hasta mahpus listemizde bulunmaktaydılar. Yaşamını yitiren her üç hasta mahpusun da hastalıkları nedeniyle infazlarının ertelenmesi ve tedavilerinin hapishane dışında yapılması için ilgili mercilerle defalarca resmi yazışma ve görüşmeler yapılmasına, milletvekilleri tarafından soru önergeleri verilmesine rağmen yetkililer tarafından gerekli adımlar atılmamış ve göz göre göre bu ölümler yaşanmıştır. Şu an Türkiye hapishanelerinde tutulan ve sağlık durumları kritik seviyede bulunan Mehmet Emin Özkan, Aysel Tuğluk, Sıddık Güler, Fatma Özbay, Ahmet Çakal, Ali Osman Köse ve Yusuf Özmen gibi hapishanelerde yaşamını devam ettiremeyecek durumda olan bütün ağır hasta mahpusların infazlarının ertelenerek tedavilerinin hapishane dışında yapılması gerektiğini bir kez daha talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

EREN: ADALET BAKANLIĞINA BAŞVURUDA BULUNACAĞIZ

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Türkiye’de cezaevlerinde çok ciddi sorunların olduğuna dikkat çekti. Ağır hastaların hala cezaevlerinde tutuluyor olmasının yaşam hakkı açısından önemli bir insan hakları ihlali olduğunu ifade eden Eren, bunun yanı sıra uzun yıllardır cezaevinde olup infazları yakılan mahpuslar meselesi olduğunu söyledi. Baro olarak bu konuda girişimlerinin olacağını söyleyen Eren, “Bu gün bölgedeki 13 baro bir hazırlık içindeyiz. Türkiye Barolar Birliğinden de bir duyarlılık çağrımız olacak. Adalet Bakanlığından bu meselenin, bu sorunun çözümüne ilişkin bir başvurumuz olacak bu gün” dedi.

‘ŞARTLI SALI VERME HÜKÜMLERİ UYGULANMIYOR’

Özellikle infazların yakılmasından dolayı çok sayıda mahpusun cezaları bitmelerine rağmen tahliye edilmediğini ifade eden Eren, “Cezaevlerinde idari ve gözlem kurulları var. Şartlı salı verme. Bu kurullar, cezanızın belli bir süresini içeride geçirdikten sonra, mahpusun Ceza İnfaz Kanuna göre iyi halli olup olmadığını değerlendiriyor. Şartlı salıverme kapsamında tahliyeyi sağlayan bir unsur. Maalesef Ceza İnfaz Kanunundaki şartlı salı verme hükümleri uygulanmıyor. Maalesef son aylarda bu kurulun vermiş olduğu raporların çokta keyfi olduğunu, kişinin salt yargılandığı, hüküm giydiği suça istinaden kamu güvenliği açısından risk oluşturacağı belirtilerek tahliye edilmiyor. 30 yıldır, 28 yıldır cezaevinde olan insanlar maalesef tahliye edilemiyor. Salt hasta tutsaklar değil, bu konuda da Adalet Bakanlığından bir randevu talebimiz olacak” diye konuştu.

Remzi BUDANCİR / ARTI GERÇEK