Devrimci Tutsakların Hayriye ANA’sını, Kaybettik

Bursa Özel Tıp Hapishanesi’ne gelip gittiği o koca beş yıl içinde, O oğluna ANA, oğlu ona yoldaş ve öğretmen, görüş günleri birer “ideolojik politik eğitim” süreci, ANA/Oğulu kelimenin gerçek anlamında YOLDAŞ kılar Yoldaş olurlar

ADHK (15-05-2020) Hayri’ye Ana, Gorki’nin romanında ki Ana’dan ne bir eksik, ne bir fazladır. Hatta  fazlası vardı. Gorki’nin Anası,  oğullarına yıllarca hapishane de görüşmeci olup, ateş topuna dönen  oğulcanını  bir  kor parça  olarak almamıştır. Bu bakımdan Hayriye Ana’dan şanslıdır(!)

Hayriye Ana, sürekli evlat hasreti yaşayan, her bir devrimciyi de evlat olarak sahiplenen yüreği yangın yeri gibi bir KADIN’dı.

Alevi kimliği ile “sol muhalefet” in öznesidir. Çünkü şehrinde yaşanan katliamı, alev alev yanan Çorum’u unutmaz. Bundan daha fazla ne olabilir ki diye düşünür. Ama cuntayla gelen “devlet gerçeğiyle” gecikmeden tanışır.

Evin en genç  devrimcisi Ali İhsan’ı Almanya’dan  mücadele için geri  gelir. Oğlu, Ali İhsan’ı, Avrupa’yı bırakıp, ülkemde devrimcilik yapacağım, sosyalizm/ komünizm için mücadele edeceğim derde, O kör ve sağır kalır mı? Gelince Ankara’ya oğlu, engel çıkarmadan, yoluna yoldaş olur. Kaypakkaya güzergahına bir kez daha ama daha da cesaretli, bilinçli  girer ana oğul..

Oğul yoldaşlarıyla birlikte Ankara DAL’da dardadır. Hayriye Ana ordadır. Dirhem geri durmaz, Okan’ı, Berna’yı, Erdal’ı oğlundan ayırmaz. Hepsi için ayrı zamanlar da  nöbettedir.. Hepsi için orada kapı da beklemektedir..

Sorgu biter Ali Ihsan tutuklanır. Hayriye Ana oğlu ve yoldaşları için Ulucanlar Hapishanesini mesken eyler.

Görüş kabinlerinde ağlamaz, sızlanmaz, dert yanmaz. Her daim sevgiyle gülümser yüzü. Bütün tutsak analarıyla “ kader birliği” yapar. Belki de içlerinde hapishane yollarında en tecrübelilerden biridir. Onlar da çocukları gibi yoldaş olmaya başlarlar. Kopmaz bir bağla güçlendikçe kenetlenirler birbirine. Oğulları, kızları umutlarıdır, gelecekleridir her birinin. Hapishane yolları ve yılları uzadıkça çocuklarının hapisliğine direnç suyu olurlar.

Her hafta ziyarete gider, durup durmaksızın, yorulmaksızın. Ali İhsan’ı örgüt üyeliğinden ceza alır Bursa Özel Tip’e sevk edilir oraya gider.

Bir gün değil, bir yıl değil..  95’den, 2000’e kadar, her hafta gider Bursa Özel Tıp Hapishanesi’ne.. Bir hafta aksatmışsa diğer hapishanelere ziyarete gittiği içindir. Bundan gayrisi olmaz  Hayriye Ana için maruz değildir. O bir devrimci tutsak Anasıdır, her hafta evlatlarını gelip görecektir ve  “Ben buradayım” diyecektir.

Bursa Özel Tıp Hapishanesi’ne gelip gittiği o koca beş yıl içinde, O oğluna ANA, oğlu ona yoldaş ve öğretmen, görüş günleri birer “ideolojik politik eğitim” süreci, ANA/Oğulu kelimenin gerçek anlamında YOLDAŞ kılar.. Yoldaş olurlar..

Hayri’ye ANA bu zaman için de, hapishanedeki saldırı ve tecrite karşı ses olan  kah hapishaneler arası iletişimde kah, içerde yaşanan sorunlara dair,fikir söyleyen tutum alandır.

Hepsi bu mu! “komutanı oğlu” Ali İhsan’ın iyi bir öğrencisi olur, kısar gözlerini sevgi ile gülümser.. Pür dikkat dinler. Der ki oğlu, “Ana burdan kaçacağız. Tünel kazacağız.  Gereken  neyse oğullarının özgürlüğü için yapar.

Bursa Özel Tıp te bu firardan sonra, Amed’in durgun akan cesur evladı Mustafa Kaya, cezaevlerinde ki baskılara karşı, merkezi protesto temelinde başlatılan Açlık Grevi direnişinden kaynaklanan olumsuz sağlık koşullarından dolayı ölümsüzleşir. Sene 94’ü, 95’e bağlayan yılbaşıdır. O gün gelir ölüm haberi. Hayriye Ana ertesi gün ordadır. Mustafa Kaya’nın ailesinin acısına ortak olur.  “Mustafa’yı layıkıyla uğurladık” diyerek yoldaş ANA olmaya devam eder.

96’ti ölüm orucunda, Yüksel caddesinin direnişçisi olur. Çocuklarının açlığına binlerce ana gibi direnç olurlar.

Gün dönmüş, 19 Aralık Hapishaneler Direnişi için gün saymaya başlamıştır zaman. Devrimci tutsaklar  inandıkları doğrularından başka hiç bir şeye boyun eğmeyen iradeleriyle, faşizme başkaldırdıkları cüretleriyle açılmıştır, sınıf mücadelesinin perdesi..

Hayriye Ana ordadır. “Devrimci yeminiyle” alnına taktiği “kızıl bandıyla” . Bu demektir ki, “taleplerimiz kabul edilmezse öleceğiz’. Ölümüne direneceğiz.. Hayriye Ana her zamanki soğukkanlılığıyla yaklaşır. Paniklemez ama her ana gibi kaygılıdır. Anlamaya, yine yoldaş olmaya çalışır. Omuz verir, bu direncin, bu duruşun, bu cesaretin içinde olur. Tutsak yakınlarının mesken tuttuğu türkülere işlenen  Ankara Güven Park’ta O yamru yumru  anıtın önünde her zamanki gibi yerini alanlardandır. Evlatları içerde, onlar dışarda direniyordu.

Gün 19 Aralık’tır. Anaların canlı yayınlarında oğullarının tutsak düştükleri hapishanelerde büyük bir direniş vardır. Hayriye Ana yılların tecrübesi bir tutsak yakını, bir devrimci ve oğluna yoldaş bir Ana olarak ertesi gün ordadır. Gitmez hapishane kapısından.

Hayri’ye ANA  henüz romanı yazılmamış büyük bir gerçeklik ve oğul tadında bir ülkeyi muştu olarak duymayı, diğer Analar gibi en çok hak eden büyük bir değerdir.

Mayıs’ta. En billur değerlerimizin sonsuzluğa kanat çarptığı bu ay da sonsuzluğa kanat çırptı. Kapitalizmin yarattığı sonuçların “kurbanı” oldu. Yakalandığı korona virüse yenik düşerek aramızdan ayrıldı..

Anıları ve düşleri bize ait..  Saygıyla Anıyoruz..