ADHK (10-02-2015) YPG ve YPJ savaşçılarının, DAİŞ’in Rojava’nın Kobanê kantonuna 15 Eylül’den itibaren yoğunlaştırdığı sadırılara karşı aylardır muazzam bir direniş göstererek DAİŞ’i önemli bir oranda geri püskürtmesinin ardından, geçtiğimiz günlerde zaferi ilan edilen Kobane’de çatışmalar köylerde henüz devam ederken bir yandan da saldırılar sonrasında harabeye dönen kentin yeniden inşaa süreci ile ilgili çalışmalar başlatıldı.
Süreç boyunca halkların karşılaşmış oldukları zulüm karşısında gündeme gelen bir dizi sorun bağlamında konunun yardımcısı değil, devrimci sorumluluk gereği bu sorunların parçası olma perspektifiyle hareket ederek gücü ölçüsünde çeşitli çalışmalarda yer alan DHF ve ADHK bileşenleri ile Mazgirt ve Ovacık Belediyesi, bu kez Demokratik Haklar Federasyonu (DHF), Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu (ADHK), Demokratik Kadın Hareketi (DKH), Avrupa Demokratik Gençlik Hareketi (ADGH), DHF Yerel Yönetimler Komisyonu ve Ovacık Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu’ndan oluşan heyetle Kobanê’ye giderek, bundan sonraki süreçte nasıl bir perspektif ve yol haritası çizilmesi gerektiği üzerine konunun ana muhattaplarıyla çeşitli görüşmelerde bulundu.
İlk olarak Ergani Belediyesi ve Amed Büyükşehir Belediyesi’yle görüşerek, katliamlar ve direniş sürecinin mahiyetine, somut durumuna ve bundan sonraki süreçte nereye evrileceği üzerine görüşmelerde bulunarak, halklar cephesi açısından yakalanan bu ortaklaşmanın ileri adımları ve bu anlamda kendilerine düşen görev ve sorumluluklar üzerine karşılıklı fikir alışverişinde bulunan heyet ardından Suruç’a geçerek burada Suruç belediye eşbaşkanı, HDP Muş ve Urfa milletvekilleri ile görüştü. Suruç belediyesi ile yapılan görüşmede eşbaşkan Zuhal Ekmez aylardır yanı başlarında süren savaşa, mücadeleye ve şu andaki güncel duruma dair bilgilendirmelerde bulundu. Bu savaş ve mücadelenin mahiyeti ve etkilerinin dışardan yapılacak bir değerlendirmeyle anlaşılmasının mümkün olmadığını, bunun gerçek anlamda birebir orada olmakla anlaşılabileceğini ve doğru bir yol haritasının ancak böyle mümkün olabileceğine değindi. Bu savaşın yaratıcıları olan sistem temsilcilerinin buna karşı atılan bir çok anlamda atılan her adımı boşa çıkarmaya dönük politikaları karşısında durmanın halklar ve kendileri açısından oldukça zorlu olduğunu ve bu zorlu sürecin hala devam ettiğini ifade eden Ekmez, bu anlamda kendilerini yalnız bırakmayan devrimci kesimlerin bu ortaklaşma pratiklerinin kendileri açısından oldukça anlamlı olduğunu ifade etti.
Görüşmelerin ardından sınırdan geçmek için yapılan girişimlerin ardından Kobane’ye geçen heyet burada savaş boyunca %80’i yıkıntılar içerisinde olan kenti dolaşarak gözlemlerde bulundu. Kanton eş başbakanı Enver Müslim, çeşitli kanton yöneticileri, bakanları, YPG ve YPJ savaşçılarıyla görüşen heyet, savaşın mahiyetine, direniş sürecine, önemli oranda kazanılan zafere, köylerde devam eden çatışmalara ve yeniden inşa sürecine dair görüşmeler yaptı. Tarifi cümlelerle ifade edilemeyecek bir mücadelenin verildiğini ve bu direniş ve başarıda kadının rolünün oldukça önemli olduğu vurgusunun sıklıkla yapıldığı görüşmelerde, dünyanın her yerinde bir çok bakımdan zulüm gören kadınınKobane direnişindekiöncü rolünün görülmesi gerektiği ifade edildi. Geçtiğimiz günlerde oluşturulan Kobane’yi yeniden inşa Komisyonu’nun planlamasında kendilerinin bu sürece nasıl dahil olabilecekleri ve somut yapılabilecekler üzerine planlamalar yapıldı.
Çatışmaların sürdüğü ancak günde 4 ila 5 köyün özgürleştirildiği Kobane’de IŞİD’in buralardan tamamen temizlenmesinin çok uzun bir süreci kapsamayacağı öngörülüyor. Kobane’nin bu savaştan galip çıktığını ancak savaşın hala devam ettiğini belirten Enver Müslim, halkları kucaklayan bir mücadele olan Kobane direnişinin ve başarısının dünya halkları açısından önemli bir yerde durduğunu ve bu anlamda bundan sonraki süreçte duyarlı bütün kesimlerin desteğine ihtiyaçları olduğunu ifade etti. Kentte içerisinde tespit edilip etkisiz hale getirilenler olsa da, çay demliklerine varana kadar evlere ve bir çok yere IŞİD tarafından bırakılan bombalı tuzak ve döşenen mayınların olduğunu, bunların tespit edilerek etkisiz hale getirilmesi ve sokaklardaki IŞİD cesetlerinin temizlenmesi gibi çalışmalar acil olarak yapılması gerekenler arasında. Yıkılan kenti yeniden inşa etmek ya da tarihe not düşmesi bakımından bir müze kente dönüştürme gibi fikirlerin de olduğunu ancak bu noktada kesin bir fikir birliğine henüz varılmadığı ifade eden Müslim, bir yandan devam eden savaş sürecinde komisyonun ilk olarak kentteki savaş sonrası durumun bir çok anlamda zarar tespitine dair detaylı bir çalışma yaptığını söyleyen Müslim, bu tespit çalışmasının ve raporların sunulmasının kısa bir sürede sonuçlanamayacağını ancak sağlıklı bir çalışma olması için özen gösterdiklerini ifade etti. Kentin yerle bir olan altyapısı ve su, tıbbi malzeme vb. temel ihtiyaçlarına yönelik ihtiyaçlar aciliyet taşıyor. Yok edilen bir kentin yıkıntılarının temizlenmesi ve yeniden inşa edilmesi sürecinin titizlikle ele alınması gerektiğini ve bu anlamda mimari, altyapı, sağlık, eğitim, kültür vb. bir çok farklı kesimin çeşitli fikirlerine ve projelerine ihtiyaç olduğunu, bu projelerin doğru bir şekilde hayata geçmesi için oluşturulacak komisyonların düzenli çalışmasının oldukça önemli olduğu belirtildi. Birebir Kobane’ye gelerek destek olan heyetin ziyaretinden çok memnun olduklarını belirten Müslim, kendileri için önemli olan bu ortak çalışmaların devamı için karşılıklı ilişkilerin sürdürüleceğini, bütün komisyon çalışmaları hakkında bilgilendirmelerin yapılacağı ifade ederek yüzleri buraya dönük olanların bizzat buraya gelmelerinin kendileri açısından önemli olduğunu belirtti.
Heyet temsilcileri, DAİŞ’in kobane savaşının bu meseleye ezen ve ezilenler açısından baktıklarını, tarafını ve mücadelesini ezilenler ve onların çıkarları üzerinden belirlediklerini, burada oluşlarının sadece gözlem ya da destekçi olmak çerçevesinde ele almadıklarını, halkların yaşadığı her sorunun çözümünün kendi görev ve sorumlulukları dahilinde olduğunu ve dolayısıyla bundan önceki pratiklerinde nasıl ele alındıysa gelişmeler bağlamında bundan sonraki süreçte fikirsel ve pratik olarak ellerinden geldikleri ölçüde sorumluluklarını yerine getirmeye devam edeceklerini ifade ettiler.