Demokratik Kadın Hareketi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısı ile açıklama yaparak tüm kadınları 8 Mart’ta alanlara çıkmaya ve mücadeleyi yükseltmeye çağırdı.
Demokratik Kadın Hareketi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısı ile yazılı bir açıklama yaptı. ”Emeğimizin Gaspına Patriarkal Baskıya Karşı Örgütlüyüz Güçlüyüz” başlığı ile yapılan açıklamada;
”Zindanlardaki, fabrikalardaki, evlerdeki, üniversitelerdeki kadınların sesi olmaya, taleplerimizi haykırmaya, yaşamın her alanından hayatın tam ortasından mücadeleye devam ediyoruz demeye çağırıyoruz tüm kadınları.” ifadelerine yer verildi.
Demokratik Kadın Hareketi tarafından yapılan açıklama şu şekilde;
”8 Mart 1857’de New York’ta 40 bin tekstil işçisi kadının başlattığı grev ve direnişi durdurmak için fabrika kapılarının kilitlenmesi, fabrikanın ateşe verilmesi, 120 kadının katledilmesinin üzerinden 164 yıl geçti. 164 yıldır dünyanın her yerinden kadınlar tekstil işçisi kadınların mücadelesini her 8 Mart’ta sokağa çıkarak anıyor ve tam hak eşitliği için mücadele ediyor.
Patriarkal kapitalist sistemin kadınlar, işçiler ve dünya halkları üzerinde uyguladığı baskı ve sömürü süregiderken yıkım sisteminin getirdiği pandemi ile işçi sınıfı dar boğaza hapsedilmiş, sürecin ekonomik yıkımı ezilenlerinin omuzlarına bırakılmış, zaten güvencesiz ve esnek çalıştırılan kadınlar ilk işten çıkarılanlar olmuştur. İşten çıkarmalara Kod29 gibi sistemin kokuşmuş ahlakçılığı gerekçe gösterilirken direnenler ev hapislerine, elektronik kelepçelere, çıplak arama dayatmalarına, şiddete ve cinsel saldırılara maruz bırakılmıştır. Kadına yönelik erkek ve devlet şiddeti her geçen yıl katlanarak artarken, öz savunma yapan kadınlar burjuva mahkemelerde müebbet hapislere mahkûm ediliyor.
Kadın üniversiteleri gibi projelerle kadınları kontrol etmenin yöntemleri aranıyor. Kadın bedeni üzerinden geliştirilen zor uygulamaları tüm halklara bir sindirme aracı olarak uygulanırken bir kez daha söylemekte fayda var ki kadının ezilmişliği sorunu yalnızca kadınların sorunu değildir. Tüm ezilenler, patriarkal kapitalist sistemin burjuva “adaleti” ile ölüme, gençler geleceksizliğe, işçiler daha fazla sömürüye, LGBTİ+’lar yok sayılmaya, doğanın tüm parçaları yok olmaya mahkûm edilmektedir.
Patriarkal kapitalist sistemin ve AKP iktidarının savunuculuğunu üstlenen Özlem Sezgin’in “örgüt talimatıyla çocuk yapıyorlar” dediği biz kadınlar biliyoruz ki örgüt talimatıyla istismar edenler, katledenlerle aynı tasa kaşık sallayanların mücadelemiz üzerinde söz söylemeye hakkı yoktur. Zira mücadelemiz tarihten bu yana ne padişah ne sultan ne de kayyum, tek adam tanımamıştır, tanımaz. Biz sizin kayyum atadığınız üniversitelerin öğrencileri, ev hapsine, elektronik kelepçeye mahkûm etmeye çalıştıklarınız, öz savunma yapanlar, cinsel yönelimini, cinsiyet kimliğini, sınıfını bilenleriz! Zindanlardaki, fabrikalardaki, evlerdeki, üniversitelerdeki kadınların sesi olmaya, taleplerimizi haykırmaya, yaşamın her alanından hayatın tam ortasından mücadeleye devam ediyoruz demeye çağırıyoruz tüm kadınları.
Yaşasın 8 Mart Yaşasın kadın mücadelemiz!
Emeğimizin Gaspına Patriarkal Baskıya Karşı Örgütlüyüz Güçlüyüz!”