Duisburg’da Mercan Şehitleri Anıldı

Eğilmez baş ve çelik yürekleriyle Mercan`da can feda direnen 17`ler; ideolojik-politik-örgütsel-askeri ve kültürel olarak Türkiye-Kuzey Kürdistan halklarına, Halk Savaşında ısrar çağrısıdır.

Duisburg (23.06. 2013) 23 Haziran Pazar günü Duisburg’da 17 Haziran 2005 de Mercanda şehit düşen 17 kızıl karanfilimiz 8. yıldönümünde anıldı.

Anma toplantımız, “Bugün, Tarihi Mercan katliamının 8.Yıldönümü! Bugün, Türkiye ve Küzey Kürdistan halklarının ve emekçilerinin ölümsüz 17 önder kadro ve savaşçısının aramızdan ayrıldığı yıl dönümüdür! Genelde Komünizm ve devrim şehitlerini, Özel olarkta, Taksim Gezi parkı direnişinde Her Yer Taksim, Her Yer Direniş Şiarı ile şehit düşen, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert ve Etem Sarısülük şahsında, Yine, içlerinde ADHK Genel Konsey üyesi Berna Saygılı ÜNSAL‘ında olduğu, Cafer CANGÖZ, Aydın HANBAYAT, Okan ÜNSAL, Ali Rıza SABUR, Alaattin ATEŞ, Cemal ÇAKMAK, Kenan ÇAKICI, Ökkeş KARAOĞLU, Taylan YILDIZ, İbrahim AKDENİZ, Binali GÜLER, Dursun TURGUT, Gülnaz YILDIZ, Ahmet PERKTAŞ, Ersin KANTAR, ve Çağdaş CAN yoldaşlarımızı için” yapılan saygı duruşuyla başladı.

Ardında hazırlanan yazının okunmasına geçildi. Yazıda ” Türkiye-Kuzey Kürdistan, kelimenin gerçek anlamında tarihsel bir eşikten geçmektedir. Bir yandan, otuz yılı bulan ve büyük bedeller ödenerek yürütülen Kürt ulusal mücadelesi, “barış” adı atında düzene yedeklenmektedir. Öte yandan ise: 15-16 Haziran büyük işçi direnişini aratmayan kendiliğinden gelen halk hareketi, ülkenin hemen hemen tüm sathına yayılmış durumda. Ve bizler, Mercan’da düşen 17’lerin acısını, böylesi bir süreçte bir kez daha yüreklerimizde hissediyoruz.

Mercan’ın kanlı şafağında yüreklerimize gömdüğümüz Caferleri, Aydınları… 17’leri böylesine tarihsel süreçlerde anıyor olmak, ayrı bir önem arzetmektedir. Çünkü, Onları, Onlar’ın da özlemi ve arzusu olan emekçi halkların büyük kalkışmaları içinde anıyoruz. Onlar, sokakları ve meydanları dolduran, egemenlerin uykularını kaçırtan bu halk hareketini göremediler. Ancak bu tür kalkışmaların er ya da geç bu topraklarda yaşanacağına yürekten inanıyorlardı. Çünkü; Onlar, bu halkın yaratıcı gücünü çok iyi biliyor ve bu halka güveniyorlardı. Unutulmamalıdırki; bu halk hareketinin gelişmesinde Onlar’ın da on yılları bulan emekleri ve ödedikleri bedellerin büyük katkısı vardır.

17`ler, Kaypakkaya`dan bu güne MLM`den aldığı güçle Türkiye-Kuzey Kürdistan toplumunun Demokratik Halk Devrimi, sosyalizm ve komünizm hedefine ulaşmak için yükseltilen komünizm bayrağını, Mercan`da zaferle dalgalandırmıştır.

17`ler, reformistleşerek düzeniçileşmenin ve revizyonistleşerek karşı devrime iltihak etmenin yoğunlaştırıldığı günümüz dünyasında, politik iktidar bilinciyle Maoist ideolojik bir duruş ve savaş çağrısıdır.

Eğilmez baş ve çelik yürekleriyle Mercan`da can feda direnen 17`ler; ideolojik-politik-örgütsel-askeri ve kültürel olarak Türkiye-Kuzey Kürdistan halklarına, Halk Savaşında ısrar çağrısıdır.

17’ler ölmedi!. Onlar stratejik olarak yenilmez bir davanın yaşamı yeniden yaratan sökülemez kökleridir. Acımız büyük… Bedenlerimiz düşman tarafından katledilmiş olabilir. Ama davamız asla… Bu davadaki ölümsüzlükleriyle komünizme açılan şafak sökücüsü olan şehitlerimiz, komünist yeni bir dünyayı kazanmaya çağırıyor. Maoizmin rehberliğinde ve parti önderliğinde karanlıklarla vuruşa vuruşa kazanacağız geleceği! Bedeller ödeyeceğimizi biliyoruz. Ama Halk Savaşı muzaffer olacak!”

Slayt gösterimi eşliginde okunan yazının belli aralıklarında Cafer Cangöz yoldaşın Baba Erdoğan yoldaşa ilişkin şiiri ve Aydın Hanbayat yoldaşın Tekirdağ hapishanesinde yazdığı mektup okundu.

Yazının bitiminde, Mercanda şehit düşen yoldaşlara ilişkin hazırlanan film gösterimi yapıldı. Ardında yoldaşlarımıza ilişkin söylenen marşlarla anma toplantımız sonlandırıldı.