Faşizmin Saldırıları Dur Durak Bilmiyor!

Daha önce yaptıkları gibi bu dönemde de Kürt coğrafyasında Kürtlerin mücadelesi, çabası, emeği ve iradesiyle seçilmiş yerel yönetim temsilcilerini, kadrolarını ve belediye eş başkanlarını polis kuşatmasıyla görevden alıp kendi sömürge vali ve kaymakamlarını atadılar

ADHK (25-03-2020) Tüm dünya Korona virüsle kasıp kavrulurken, dünya insanlığı can pazarında ve can derdine düşmüşken; faşist yeminli Kürt düşmanı Türk devleti ve bugünkü temsilcileri, faşizmin sınırsız ve dizginsiz saldırılarına günümüz ağır ve bir o kadar da tehlikeli (virüs salgını) koşullarında dahi devam ediyorlar.

Daha önce yaptıkları gibi bu dönemde de Kürt coğrafyasında Kürtlerin mücadelesi, çabası, emeği ve iradesiyle seçilmiş yerel yönetim temsilcilerini, kadrolarını ve belediye eş başkanlarını polis kuşatmasıyla görevden alıp kendi sömürge vali ve kaymakamlarını atadılar. Birkaç gün içinde HDP’li belediye bir il, 5 ilçe ve iki belde belediyesine seri bir şekilde kayyumlar atandı ve belediye eş başkanları ve meclis üyeleri topluca göz altına alındı. Bu belediyeler: Batman, Silvan, Ergani, Lice, Ergil (Diyarbakır ilçeleri), Güroymak (Bitlis), Halfeli (Iğdır) ve Gökçe bağ (Siirt) belediyeleri. Öyle anlaşılıyor ki dünya virüsle mücadele ederken, nasıl önleyici, durdurucu veya aşısını buluruz hummalı çalışmasını yürütürken, bunlar da kendi siyasi laboratuvarlarında kayyum planlarıyla meşgulmüş.

Tarih boyunca yaptıkları gibi   bu günde şöven,   ırkçı, milliyetçi, tekçi, katliamcı ve soykırımcı bir hezeyanla saldırılarına aralıksız devam ediyorlar. Milletvekilleri, belediye eş başkanları, meclis üyeleri, il, ilçe ve belde yöneticileri olmak üzere on binin üzerinde Kürt siyasetçi bugün zindanlarda.

Emperyalist-kapitalist sistemin ürünü ve üretimi olan, tüm dünyada insanlık için küresel biyolojik bir saldırıya dönüşen ve bu salgın karşısında; her şeyi meta ve kara çeviren ve biz insanlarıda müşteri gibi gören burjuva sağlık sistemlerinin nasıl felç olduğuna ve çöktüğüne tüm dünya insanlığı tanık oldu. İnsanı ve doğayı merkezine koymayan bir siyasal anlayış insanlık ve gezegenimiz için bir felaket ve yıkımdır. Bugün faşist Türk devleti tam da bu siyaseti halklarımız ve coğrafyamız üzerinde harıl harıl işliyor ve izliyor.

Yaşamın tüm alanlarında tüm devrimci ve toplumsal dinamiklere karşı azgın faşizm koşullarında saldırılarını devam ettirmektedir. Son çıkaracakları yargı paketinde de görüldüğü gibi (bu tehlikeli virüs ve salgın koşullarında) siyasi tutuklu ve hükümlüler kapsam dışı bırakıldı.

Kürdün iradesini tamamen kırmaya ve teslim almaya dönük saldırı ve işgaller içerde ve dışarda devam ediyor.

Bu gidişle Kürtlerin kazandığı tüm belediyelere-mücadele ve direnişle kırılmasa- el koyup gasp edecekler ve Kürt seçmenini de seçmen kabül etmeme noktasına kadar götürecekler, hedefleri bu.

Ama faşist Türk devleti ve öncelleri bugüne kadar nice baskı, zulüm, katliam ve soykırımlarla bunu başaramadılar, bundan sonrada başaramayacaklar. Kürt coğrafyasında yakılan özgürlük ve direniş ateşi sönmedi, sönmeyecek ve asla buna izin vermeyecek, mücadele ve direniş kazanacaktır.

Biz ADHK olarak, faşist Türk devletinin genelde tüm işçi, emekçi, ilerici, devrimci ve sosyalistlere ve özelde de Kürt Ulusuna yönelik saldırılarını kınıyor, yanlarında olduğumuzu bir kere daha deklere ediyor, nihai kurtuluşun yolunun sınıf mücadelesinden geçtiğinin altını çiziyoruz!

-Kahrolsun Emperyalist-Kapitalist Sistem!

-Kahrolsun Millî Zulüm!

-Yaşasın Ulusların Tam Hak Eşitliği !

-Yaşasın Halkların Birleşik   Mücadelesi!

ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)