HBDH, Kızıldere şehitlerini andı: Cesaretlerinden öğrenerek ilerliyoruz

Kızıldere şehitlerini anan ve direnişlerini selamlayan HBDH, “Kararlılık ve cesaretlerinden öğrenerek, bu mirası özümseyerek faşizme karşı ilerliyoruz” dedi.

Yazılı açıklama yapan Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, “Tokat/Niksar’a bağlı Kızıldere Köyü’nde 30 Mart 1972 yılında Türkiye Devrimci Hareketi’nin öncü kadrolarından 10 devrimci, faşist devlet güçlerince kuşatıldıkları evde büyük bir direniş sergileyerek ölümsüzleştiler. Faşizmin ve Türkiye devrimci hareketinin öncü bölükleri arasında yaşanan bu çarpışma öncesi ve anıyla birlikte bir tarih yarattı” dedi.

‘DEVRİMCİ SAVAŞ DESTANIDIR’

Açıklamada şöyle denildi:

“Kızıldere Direnişi tek başına andaki direnişe sığmaz. Kızıldere direniş ruhu, ’71 devrimci kopuşundan bağımsız değerlendirilemez. ’71 devrimci hareketinin önderleri, ’68 gençlik hareketi ve toplumsal hareketin ayağa kalktığı bir dönemde mücadeleye öncülük ve önderlik etmek için ileri çıkmışlardır. 71 devrimci hareketi pasifizm ve reformizmle, revizyonizme karşı uzlaşmazlığın, teorik-ideolojik-politik, olduğu kadar eylemsel pratik kopuşun da adı olmuştur.
Bundandır ki 30 Mart Kızıldere bugünlere uzanan tarihi bir direnişin adıdır. Kızıldere, devrimci savaş destanıdır. Kızıldere birleşik devrime adanmışlıktır. Kızıldere, faşizme karşı uslanmaz savaş iradesinin, cüretin, fedai devrimciliğin adıdır.
Kızıldere direnişinin üzerinden tam 51 yıl geçti. Kızıldere Direnişi’ni bizim için sadece bir anma günü değildir. Türkiye/Kuzey Kürdistan birleşik devrimi kurma iddiasında büyük bir iddia ile yol yürümenin, büyük düşleri, amaçları gerçek kılma savaşının da adıdır. Bu savaş bugün faşizme karşı amansızca kentlerden, dağlara, barikat boylarından mevzilere değin sürüyor, sürecektir.

‘MÜCADELELERİ BİZE FENER OLDU’

Kızıldere katliamı, faşist Türk devletinin 1972 faşist darbesi ardından Türkiye devrimci hareketini tasfiye etme stratejik saldırılarının bir devamıdır. Denizler’in idamına karşı Mahir Çayan öncülüğünde sekiz THKP-C ve iki THKO kadro ve savaşçısının direnişi ve eylemi bu tasfiye saldırısına karşı devrimci yanıttır. Bu cüretkâr direnişi bir kere daha selamlıyoruz. Kızıldere’de ölümsüzleşen 10 yoldaşımızın birleşik devrim mücadelesine adanmışlığına sonuna kadar sahip çıkacağımızı belirtiyor, onların anısına bağlılık sözümüzü yükseltiliyoruz.
’71 devrimci hareketinin Denizler’de, Mahirler’de, İbrahimler’de simgelenen burjuva düzenden kesin ve net kopuş olmuştur. Kapitalizmle, faşizmle mücadelelerinde uzlaşma, onu iyileştirme ya da muhalefet olma zemininde değil, dosdoğru kapitalizmi yıkma hedefli bir iktidar savaşını yürütmüşlerdir. Onları, reformizmden kopuşarak ileriye çıkaran iktidar mücadelesinin zor araçlarıyla ancak mümkün olduğuna inanmış olmalarıdır. Bu nedenle ellerindeki çakaralmaz tüfekleriyle kentlerin kırlarını, dağların yolunu keşfetmiş büyük bir devrimci tutku, başarmaya olan inançla devrimin yolunu döşemek için ileriye fırlamışlardır.
’71 devrimci hareketi Türkiye/Kuzey Kürdistan devrimci hareketine siper yoldaşlığını miras bırakmışlardır. Tüm stratejik görüşlerinin farklılığına rağmen sınıfsız, sömürüsüz, cins ayrımsız bir dünyayı yaratma ortak amaçları olmuş, faşizme karşı yan yana gelmeyi başarmışlardır. Ortak amaçlar için gerektiğinde birbiri için fedaice öne çıkmayı başarmışlardır. Siper yoldaşlığı onların pratiğinde lafzi değil eylemlidir. Bu nedenle faşizmin devrimci örgütlere dönük saldırılarını kendi örgütlerine yapılmış olarak sayıp cepheden tutum almışlardır. Kızıldere Direnişi işte böylesi tarihsel bir sorumluluk, siper yoldaşlığının gerekleri üzerine inşa edilmiştir.
‘71 devrimci önderleri devrimin, halkların, ezilenlerin çıkarlarını her şeyin önünde tutmuş bütün devrim programlarını, eylemlerini bu gerçeklik üzerine oturtmuş ve böyle önderleşebilmişlerdir. Faşizme karşı hem ayrı ayrı örgütlerde mücadele yürütmüş; hem de birleşik devrim zemininde mücadelede kararlı, büyük bir devrimci sorumluluğun, bilincin sahibi olarak öne çıkmışlardır.
Onların bu duru, berrak, adanmışlıkta somutlanan eylemleri birleşik devrim mücadelemizde yol gösteren birer fenerdir. Onların ardılları olarak bu mücadeleyi Türkiye/Kuzey Kürdistan kentlerinde, dağlarında milis ve gerilla güçlerimizin fedai, militan eylemleriyle yaşatıyor, var ediyoruz. Faşist kapitalist Türk devletine karşı savaşımımızda On’ların bu tarihi mirasının sahipleri, sürdürücüleri olarak eylemlerimizin ruhunda var ediyoruz.
Denizler’den Mahirler’e ve İbrahimler’e 71 devrimci önderlerinin birleşik devrim mücadelesi için ektiği tohum; bugün HBDH’ın öncülük ettiği devrim mücadelemizde yaşamakta, gelişmektedir.
Faşizme karşı savaşımımızda, birleşik devrim tarihimizin devrimci atılgan, gözüpek, birleşik devrime olan inançlarından, fedai ruhlarından, kararlılık ve cesaretlerinden öğrenerek, bu mirası özümseyerek ilerliyoruz. Bu yüzden faşizme karşı savaşımda ileri, daha ileri, diyoruz. Faşizm karşısında tek yol birleşik devrim parolamızı yükseltiyoruz.”

ANF