HDP’ye Dönük Başlatılan Tutuklamalara Karşı, Birleşik Mücadeleyi Yükseltelim!

AKP/MHP iktidarı Türkiye ve K. Kürdistan genelinde işçi ve emekçilere her gün yeniden saldırmakta, devrimci, sosyalist ve farklı inançlara sahip olanları tutuklamaktadır. Kürt ulusun direnişini bastırmak için sınır dışı askeri operasyonlar yapmaktadır. Özelikle Kürt ulusun siyasi temsilcisi HDP’ye dönük geniş kapsamlı tutuklama furyası devam ediyor. Halkın iradesiyle seçilen Belediye başkanları, Belediye meclis adayları, vekiller tutuklanmış, yerlerine Türk İslam ideolojisiyle donanan azılı Kürt düşmanları kayyumlarla atanmıştır. Kürt ulusunun siyasi asimilasyonu başaramayan Türk devleti tarafında kayyumlarla Kürtlerin siyasi iradesi gasp edilmiştir.

Türk devletin esas amacı; PKK’nin yürüttüğü silahlı direnişi bastırmak ve boğmaktır. Bugüne kadar yüzlerce defa yapılan sınır dışı işgalle amaçlarına ulaşamayan işgalci güç, darbe alarak geri dönmüştür. 10 Şubat 2021’de ise;  Güney Kürdistan Gare bölgesine sınır dışı operasyon düzenlemiştir.

Türk devleti Gare’yi ağır silahlarla bombalamıştır; farklı tarihlerde PKK tarafında alıkonulan asker, polis ve MİT mensubu 13 kişiyi öldürmüştür, ülke genelinde ise, Kürtlere karşı, milliyetçi/şovenist propagandayı havuz medyası üzerinde sürdürmektedir.

Sınır dışı işgalle ‘elinde avucunda müjdeyle’ dönemeyen Türk devleti, ülke genelinde HDP’ye karşı operasyon düzenlemiştir.

HDP‘nin aktivistlerine, taraftarlarına dönük Türkiye ve K. Kürdistan’da geniş kapsamlı tutuklamalar yapılmış, 740 civarında HDP yöneticileri, taraftarları tutuklanmıştır. Bu sayının artacağı tahmin edilmektedir. HDP’nin  yöneticilerini tutuklayarak korku duvarını örmeye çabalayan Akp/Mhp iktidarı faşist baskıları sürdürmekte başarılı olmayacaktır.

Türkiye’de ekonomik kriz pandemi süreciyle derinleşmiştir; yoksulluk, fakirlik sonucu hayat yaşantısını devam edemeyen emekçiler, farklı siyasi düşüncelerden, görüşlerinden dolayı ağır cezalar alan, devlet tarafında hedef gösterilen aydın, bilim adamları, sanatçılar, yazarlar yeni siyasal arayışa girmişlerdir. Akp/ Mhp iktidarı, her gün teşhir olmakta, sınıf karakteri geniş kitleler tarafında görünmektedir. Baskı ve sömürü altında olan ezilen kesim, Akp/ Mhp iktidarına karşı tavır almıştır.

AKP/MHP iktidarı, şiddet ve zor kullanarak, kayyumlarla toplumsal sorunları çözme zihniyetinin devamı olarak, Boğaziçi üniversitesine rektör atamış, diğer üniversitelere aynı atamalar yapmıştır. Toplumda horlanan, baskı altına alınan, ötekileştirilen, inançları yasaklanan kesim ve öğrencilerin kayyuma karşı duruşu ile birleşmesi, Akp ve Mhp iktidarın sonu olacağı açıktır. Toplumda gelişen bu hoşnutsuzluğu, ekonomik bunalım içinde  yaşayan emekçilerin, Kürt ulusun haklı talepleriyle bütünleşme, ulusal ve sınıfsal sorunlardan kaynaklanan mücadelenin aynı kulvarda akmasından korkan devlet,  Türk, Kürt ve değişik milliyetlere ve inançlara sahip ezilen  halkın, HDP ve sosyalist kurumlar içinde örgütlemelerini önlemek, toplumsal sorunları kendi lehine çözmeleri için Kürt ulusun temsilcilerine saldırı düzenleyerek, Kürt ulusuna karşı, Türk milliyetçiliğin üzerinde faşist zihniyeti sürdürmekteler. Sınır dışı askeri işgalle, hakim sınıflar arasında milli mutabakat sağlayarak,  Kürt ulusal mücadeleyi, farklı milliyet ve inançlara sahip emekçi hakların, öğrencilerin, doğayı koruyanların haklı mücadelesine topyekûn saldırmakta, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ vb. davalarda göründüğü gibi   tutuklanarak yıllarca keyfi uygulamalarla rehin alınmaktalar.

Akp ve mhp iktidarın, Kürt ulusun siyasal temsilcilerine karşı faşist saldırıları tarihte boşa çıkmıştır, bugünde T.C. devletin; HDP’nin temsilcilerini, çalışanlarını, taraftarlarını tutuklaması, HDP’nin kapatma çabaları, halkların birleşik mücadelesiyle boşa çıkarılacaktır.

ADHK olarak; Türk devletin HDP’ye karşı saldırıları, tutuklamalarını nefretle kınıyoruz.

Yaşasın Halkların Birleşik Mücadelesi!

Yaşasın Kürt Ulusun Kendi Kader Tayin Hakkı!

Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu