“HDP’yi Kapattırmayacağız, Faşizmi Birlikte Yeneceğiz!” Miting ve Yürüyüşlerinde Buluşalım!

AKP-MHP faşist ittifakı işçi ve emekçilere, başta Kürt halkı olmak üzere tüm ezilenlere dönük tasfiyeci siyasi soykırım saldırılarına son hız devam ediyor. İçine düştükleri ve her geçen gün derinleşen yönetememe krizini aşamayan faşizm, çareyi devlet terörünü tırmandırmakta arıyor. Ortaya koyduğu devrimci-demokratik siyasetle faşizmin her türlü saldırı planını boşa çıkaran Halkların Demokratik Partisi (HDP), faşist şef Erdoğan ve ortağı Bahçeli’nin istemi doğrultusunda faşizmin hukuksal aparatları eliyle kapatılmak isteniyor.

Faşizmin devrimci demokratik siyaset yapan güçlere karşı saldırıları yeni değil. HDP öncesi de demokratik siyaset yapan; Türkiye ve Kürdistan’da tüm uluslar ve inançlar, işçi ve emekçiler, kadın ve gençler için daha özgür ve demokratik yaşam mücadelesi yürüten partiler sayısız kez kapatıldı. Bu parti kapatmalar faşizmin krizini bitirmediği gibi, halklarımızın mücadelesini de bir milim geriletmedi. Aksine Türkiye ve Kürdistan’ın tüm renkleri HDP gibi bir partiyi var ederek, faşizmin kalelerini daha güçlü dövmeye başladı.

Faşizmin yeni dönem politikası olarak inşa etmek istediği “tek adam rejimine” karşı en güçlü direnişi ortaya koyan ve milyonları etrafında toplayan HDP, yeni saldırıların hedefi olmaya devam etti. Başta HDP’nin eski eş-başkanları Selahaddin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere, onlarca milletvekili tutuklanarak faşizmin zindanlarına atıldı. Yüzlerce seçilmiş belediye eş-başkanları tutuklandı, onlarca belediyeye kayyum attandı. Bugün zindanlarda tutulan HDP üye ve aktivisti on binin üzerindedir.

AKP-MHP faşist iktidarı HDP üzerinde geliştirdiği siyasi soykırım saldırılarını aynı zamanda tüm toplumsal kesimleri de içine alacak şekilde genişletiyor. Saray rejimine karşı gelen burjuva muhalefet bile bu saldırılardan nasibini alıyor. Halkın örgütlenme ve mücadele mevzileri ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Demokratik kitle örgütleri, basın yayın kuruluşları, üniversite kulüpleri kapatılırken, sokak tamamen ezilenlere yasaklanmaya çalışılıyor.

Ancak faşizmin tüm saldırılarına rağmen halklarımızın, işçi ve emekçilerin mücadelesi sürüyor. Kürt halkının özgürlük mücadelesi kendini inkâr edilemez bir gerçeklikte devam ediyor. Kadınların sokaklarda büyüyen direnişi yaşamın her alanına doğru daha kararlı hale gelerek yaygınlaşıyor. Kampüslerini kayyum rektörlere bırakmayan öğrenciler kendi okullarını “söz-yetki-karar” üniversite bileşenlerine şiarıyla yükseltiyor. İşçi hareketi fabrika önlerinde yanan çoban ateşini büyütüyor. İnsanca ve onurlu bir yaşamın mücadelesi toplumun birçok dinamiğinde arayışını sürdürüyor ve HDP tüm renklerin birleşik gücü olarak tüm bu mücadelelerin merkezinde duruyor.

Gün, farklı renkleri ve ayrı ayrı akan nehirleri birleştiren deniz olarak HDP’ye dönük saldırılara karşı birleşik mücadele bayrağını daha da yükseklere çekme günü. Gün, faşizmin her türlü soykırım saldırıları karşısında HDP etrafında kenetlenme günü. Özgür ve eşit bir yaşam sloganıyla yola çıkan ve her adımda bu amacına bağlılığını kanıtlayan HDP’ye sahip çıkma günü.

Bizler ADGB olarak, Avrupa’da ve dünyanın değişik kentlerinde yaşayan Türkiyeli ve Kürdistanlı göçmenler başta olmak üzere, demokrasiden ve insandan yana tüm yerli ilerici ve antifaşist enternasyonalist güçleri Saray faşizminin kapatma saldırısı karşısında HDP’yi sahiplenmeye, 18 Eylül Cumartesi günü gerçekleştirilecek “HDP’yi kapattırmayacağız! Faşizmi birlikte yeneceğiz!” kitlesel miting ve yürüyüşlere katılmaya çağırıyoruz.

Yaşasın Halkların Kardeşliği!

Kahrolsun Faşizm!

HDP Umuttur, Umut Dimdik Ayakta!