‘İbrahim Kaypakkaya’yı anmak devrimci onurdur!’

DHF2Demokratik Haklar Federasyonu ölümsüzlüğünün 41 Yılı vesilesiyle Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya anmak için bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı okurlarımızla paylaşıyoruz

HABER MERKEZİ (16-05-2014)- “Ölümsüzlüğünün 41. yılında her türden faşist baskı ve teröre inat, Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’nın kızıl anısı önünde saygıyla eğilirken, Kaypakkaya şahsında tüm demokrasi, devrim ve komünizm şehitlerini anıyor, ölümsüz mücadelelerini Mayıs coşkusuyla selamlıyoruz!

18 Mayıs 1973 Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’nın aylarca süren işkenceler sonucunda hunharca katledilmesinin tarihi olarak büyük anlam taşır. Bu anlam Kaypakkaya’nın pratikleştirdiği devrimci fikirleri ve gelecek toplum ideali temelinde mücadele ederek ölümsüzleşen ardıllarıyla derinleşir. Son tahlilde bu anlam, yoksul dünyanın kurtuluşu uğruna ülke ve dünya coğrafyasında verilen mücadelelerde toprağa düşenlerin ortak anısında, devrimci dünyanın evrensel değeriyle bütünleşir.

Çünkü Kaypakkaya dünya proletaryası ve halklarının bilumum gerici sınıf düzeni ve iktidarlarına karşı yürüttüğü sınıf mücadelesini coğrafyamızda temsil ederek, dünya ölçeğindeki sınıf mücadelesinin bir parçası olarak konumlanıp, bu evrensel davayı temsil ederek ölümsüzleşti. Kaypakkaya, evrensel olan bilimsel sosyalizmin coğrafyamızdaki ender temsilcilerinden biri durumundadır.

Komünist önder Kaypakkaya sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya uğruna, proletarya ve halk kitlelerinin devrimci kurtuluşu için tereddütsüzce ölümü kucakladı!

O, ser verip sır vermeyen tavrıyla proletarya ve halkın kurtuluş davasına sonsuz bağlılığın adı olarak tarihe kazındı. Bu bilinçle, Kaypakkaya’yı anmak bizler için devrimci onurdur!

Kaypakkaya oynadığı tarihsel rolle açılmış bir çığır veya çığır açandır. Bu bakımdan Kaypakkaya, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin coğrafyamızdaki en belirgin siması ve ileri mevzisi durumundadır.

O’nun dünya görüşü, diyalektik metodu, ideolojik kulvarı ülkemiz işçi, köylü ve emekçilerine ve yine azınlık millet ve milliyetlerine, ezilen Kürt ulusu ve diğer inançlara kurtuluşun rehberi olmaya devam ediyor. O, salt bizlere ışık tutmakla sınırlı değil, günümüz gelişmelerinin tekrar tekrar doğrulamasıyla da devrimci hareketin rehberi olmaya devam ediyor.

O, Kemalizm’in devrimci olarak değerlendirildiği büyük kuşatma koşullarında, Kemalizm’in sınıf niteliği ve faşist karakterini tahlil etmekle birlikte, Kürt ulusuna uygulanan milli baskıya açıktan ve kararlı proleter tutumla tavır alan bilimsel cüretiyle, ülke devrimci önderleri içinde özel bir yer tutmaktadır.

Hakim sınıfların Kaypakkaya’nın fikirlerinden “ülkedeki ihtilalcı komünizmin en tehlikeli fikirleri’’ diyerek korkması boşuna değildir. Kaypakkaya korkusunun faşist hakim sınıflarda, ölümsüzlüğünün 41. Yılında halen devam etmesi de nedensiz ve anlamsız değildir.

Kaypakkaya temsil ettiği bilimsel çizgisiyle mücadelemize ışık tutmaya devam etmektedir. O’nun tereddütsüz olarak uğruna ölümsüzleştiği değerler ve mücadele, bizlerin de değer ve mücadelesidir. Nitekim onlarca DHF üyesine, Kaypakkaya’yı andığı ve sahiplendiği için ağır hapis ‘cezaları’ verilmesinin nedeni de Kaypakkaya’nın fikirleri ve pratiğidir. Ancak hiçbir faşist baskı bizleri değerlerimizden koparmaya yetmeyecektir. Dolayısıyla O’nu anmayı devrimci bir görev ve sorumluluk olarak telakki ediyor, O’nu anmanın devrimci bir onur olduğunu bir kez daha haykırıyoruz!

Belirtmek gerekir ki Kaypakkaya’yı savunmak, Soma maden ocağında yaşanan katliamın, Soma Holding, devlet ve onun hükümetinin işbirliğiyle gerçekleştirildiğini net bir şekilde ifade etmektir. Kaypakkaya’nın bilimsel çözümlemesinden çıkan sentezin ifade ettiği gibi bu katliama imza atanlar; daha fazla kâr için işçi ve emekçileri yoksulluğa, düşük ücrete, sağlıksız ve güvencesiz iş ile örgütsüzlüğe mahkum etmek isteyen, özel mülkiyet dünyasının kutsadığı burjuva zümreleridir. Ve faşist Türk devletinin bu zümreye hizmet etmekten başka bir görevi de yoktur.

Kaypakkaya’yı anarken Dersim’de, Zilan’da, Sivas’ta, Reyhanlı’da, Roboski’de, Gezi’de ve son olarak Soma’da katledilenlerin tarihsel öfkesini kuşanıyor ve hesabını sormak için de demokratik haklar mücadelesini daha da büyüteceğimizi ifade ediyoruz.

Bu vesileyle, Kaypakkaya şahsında tüm dünya ve coğrafyamız devrim ve demokrasi şehitlerini bir kez daha anıyor, anılarını mücadelemizde yaşatacağımızı beyan ediyoruz.

Demokratik Haklar Federasyonu”