İDHF; 9 Şubat Referandumu`nda `HAYIR` diyelim!

IDHF_Logoİsviçre (06-01-2014) Kapitalizmin yıkıcı sonuçları göçmenleri vurmaya devam ediyor! Gerici-ırkçı referandumlar geleceğimizi tehdit ediyor!

İsviçre, 9 Şubat`ta ırkcı-faşist argümanlarla iceriklendirilen ve göçmenlerin Isviçre`ye göç dalgasını kırmayı hedefleyen yeni bir referanduma hazırlanıyor. İsviçre`deki özellikle yerli halkın, iş, sağlık, eğitim, barınma vb. alanlarda göçmenlerle olanaklarını paylaşmalarının sonuçları üzerinden, referanduma dönük  halk nezninde`evet` eğilimi güçlendirilmeye çalışılırken, göçmenler aleyhine yürütülen ırkçı propagandayla İsviçre`ye gelen göçmen kitlesinin ülkedeki toplumsal üretim içerisindeki verimliliği de muğlaklaştırılmaya çalışılmaktadır. Emperyalist- kapitalist düzenin dünyada yarattığı yıkımın kaçınılmaz sonuçlarından biri olan göçler, Avrupa`nın diğer ülkelerinde olduğu gibi Isviçre`de de ülkedeki ekonomik dengeleri yerli halkın aleyhine değiştiren bir olguymuş gibi tartışılmakta, 9 Şubat`ta yapılacak referandumla bu ırkçı faşist eğilim yerli halkın genel eğilimi haline getirilmek istenmektedir.

İnsanın, gerekçesi ne olursa olsun, bir yerden başka bir yere taşınmasına ve ikamet etmesine göç denir. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 200 milyon insan (BFM-BM göçmenler dairesinin verileridir)  yer değiştirmektedir, yani göç et-tiril-mektedirler. Bu sayının küçük bir bölümü korunmak için her türlü tehlikeyi göze alarak avrupaya gelmektedirler. Isviçreye korunmak (iltica yolu ile) için gelen göçmenlerin sayısı genel nüfusun % 1 i oranındandır. Öte yandan  İsviçre`nin, Avrupa Birliği`nin kimi antlaşmalarına imza atmasıyla İsviçre`ye Avrupa`nın değişik ülkelerinden emek göçü gelmektedir.  Göç bir sonuçtur, sonuçlar sebepleri örtbas edemez-etmemelidir. Insanin kendi iradesi dışında (ki bu çok nadirdir) göç etmesi dışında, doğal afetler denilen, depremler, güçlü fırtınalar, su taşkınları vs. gibi etmenlerde göç etmenin gerekçesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yakından incelendiğinde-incelenebildiğinde,  bahsi geçen doğa afetlerin de doğanın kendi kanunu şeklinde gelişmedigi görülecektir. Tüm bu belirlemeler göstermektedir ki göç esas olarak insanın iradesine kapitalizmin dayatmasıyla vukuu bulmaktadır. Bilim-insanlari, strateji uzmanları, istatistik kurumları, sivil toplum örgütleri, sendikalar, insan ve doğayi koruma örgütleri gibi bir çok kurum veya uzman bireyler göçün sebeplerini yukarıda belirttiğimiz gibi daha detaylandırarak ifade etmektedirler.  Sistemin yarattığı sonuçları es geçerek göçü İsviçre için büyük bir tehlike ve bu tehlikenin sorumluları olarak göçmenleri işaret etmek, en iyimser haliyle;  dezenformasyon ve  manüpulasyondan muzdarip tek yanlı, bilinçli ırkçı bir yaklaşımdır.

Kitlelerin yanlış bilgilerle ırkçı siyasete nasıl alet edildiğini bugüne kadar ki benzer referandumlara ve yine bugün nasıl alet edilmek istendiğini de 9 Şubat referandum argümanlarına bakarak görmek mümkündür. 9 Şubat insiyatifi (referanduma götüren) , kitleleri şu argümanlarla evet oy‘u kullanmaya çağırmaktadır :

-Yılda 80 bin kişi ülkemize göç etmekte,  buna parallel olarak , 34 bin daire, 42 bin araba, 70 Okul-ana Okul binasi, 500 öğretmen, 160 Doktor, 600 Hemşire-Hastabakıcısı,  380 yataklı Hastane ihtiyaç duyulmaktadır.

-Bu  göç, ülkemizde kültür arazisinin kaybına, eğitim kalitesinin düşüşüne, kişinin serbest dolaşım hakkının kısıtlanmasına, güvenlik sorununun doğmasına yol açmaktadır.

Başta da söylediğimiz gibi insiyatifin temel mantığı ırkçıdır-faşisttir. Bahsi edilen `sorunlar` , ki biz bunun sorun olduğunu düşünmüyoruz,  göçmenlerin olmadığı (ki böyle bir ülke varmı dünyada bilmiyoruz) her bir coğrafyada da yaşanabilir bir durumdur. Zira nüfus artışı ve parelelinde sosyal yaşamın idame edilebilmesi için ihtiyaçların artması normaldir. Ancak nüfus artışını yalnızca tüketimdeki yeri itibariyle göstermek tek yanlıdır. Istihtam yani üretimdeki yeri itibariyle sözkonusu nüfusun kazanımlarını ve bu kazanımların verilerini vermemek inkarcıdır, retçidir.

İsviçrenin dünya pazarındaki rolünü, kapitalist rekabetteki rolünü ve yine dünya sermayesini elinde bulunduran komprodorların para kasası rolünü, kısacası dünya sömürü sistemi olan kapitalist-emperyalist talan rolünü bir kenara bırakarak, sorunların odağına göçmenlerin yaşamlarını idame etmesi için bu ülkeye gelmelerini koymak, göcmenlerin ülke için büyük bir tehlike olduğunu söylemek, en açık ifadeyle hedef şaşırtmaktır.

Sonuç olarak, 9 Subat İnsiyatifi`nin beslendiği siyasal kültür, yapı taşlarının tek tek örülmeye çalışıldığı faşizan bir ülke idealidir. Biz böyle bir anlayışın bu coğrafyada yaşayan her bir insan için büyük tehlike oluşturduğunu düşünüyoruz. Bu fikriyata salt referandum itibariyle değil sosyal yaşamımızın her alanında karşı koyuşu, yerli, göçmen ikilemine düşmeden örgütleyelim.

9 Şubat Referandumu`nda `HAYIR` diyelim !

Birlik-Mücadele-Zafer!

İDHF (İsviçre Demokratik Haklar Federasyonu)

6 Ocak 2014