Kışanak: Ömer Güney’in arkasında kim var?

ANKARA (29 Ocak 2013) BDP Eş Genel Başkanı Kışanak, Paris katliamı konusunda “Cinayet zanlısı olarak tutuklanan Ömer Güney Türkiye’ye çokça gelmiş gitmiş. Ömer Güney kim, AKP bunun cevabını verecek. Arkasında kimler var, Türkiye’deki bağlantıları kim, AKP’nin sorumluluğudur. Cinayetin üzerinden 20 gün geçti hala AKP hükümeti ve ilgili bürokrasiden bir tek resmi açıklama duymadık. Bu da sizi zanlı yapar” dedi.

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Grup toplantısına, direnişteki Hey Tekstil işçileri de katıldı.

Kışanak, Şırnak’ta yaşamını yitiren 7 kişinin ailelerine başsağlığı diledi. Kışanak, İstanbul’daki doğalgaz faciasında yaşamını yitirenleri de hatırlattı ve önlem alınması gerektiğini kaydetti. Kışanak, Hey Tekstil işçilerinin de toplantıya katıldığını söyleyerek, 420 işçinin maaşları ve kıdem tazminatları ödenmeden işten atıldığını hatırlattı. İşçilerin sık sık polisin saldırısına uğradığını söyleyen Kışanak, Hey Tekstil işçilerine “Haklı davanızın yanında olacağız. Emeğin hakkını gasp eden hiçbir insanın ne insani ne demokratik ne de manevi değerlerle hiçbir bağı olamaz. Bu konuda AKP hükümeti sorumludur, işten çıkarmalar karşısında var olan yasal imkanları kullanmadığı için” dedi.

Kışanak, iş cinayetlerine de değindi, bir ayda 13 madencinin yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Zonguldak’ta hafta sonu yapılan eylemi anımsatan Kışanak, “HDK de bu mitinge katılarak emekçilerle dayanışma içinde oldu. Biz bu mücadeleye katılanları kutluyoruz. BDP ve HDK olarak bundan sonra da emekçilerle yan yana çok daha güçlü mücadeleyi yürüteceğiz” dedi. Gültan Kışanak, maden ocaklarındaki ölümün nedenlerinden birinin taşeron sistemi olduğunu, taşeronluğun sendikalaşmayı, iş güvencesini ortadan kaldırdığını söyledi. Kışanak, “Ne yazık ki bu konu AKP döneminde giderek yaygınlaşmıştır” dedi.

Bir ülkenin ekonomisinin büyümesinin önemli olduğunu dile getiren Kışanak, şöyle devam etti: “Ama ne pahasına. Bu soruyu sormak da bizim hakkımızdır. Ölüm pahasına bunun hiçbir kıymeti yoktur. Taşeron işçi sayısı 4 kat artmıştır. Taşeron işçiler 14 saat çalışırlar, mesai almazlar, iş güvenceleri, TİS hakları yoktur. Tam anlamıyla kölelik rejimine terk edilmişlerdir. Bu sistemin ortadan kaldırılması, işçilerin alınterinin haklarını alabildikleri bir çalışma düzeni için mücadele edeceğiz.”

ERMENİLERİ YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ

BDP Eş Genel Başkanı Kışanak, Samatya’daki Ermeni kadınlara yönelik saldırılara da değindi. Kışanak, saldırıların sistematik ve nefret duygularıyla yapıldığını belirterek, şöyle konuştu: “Bu ülkede Ermenilerin nasıl bu coğrafyadan silinmeye çalışıldığını, nasıl katliamlara uğradıklarını, Türkiye’nin yakın geçmişinin kanayan yarası olduğunu biliyoruz. Az sayıda kalan Ermeni yurttaşlarımıza karşı saygılı olmamak, can güvenliklerini korumamak bu ülke için bir utançtır. Hükümetten, valilikten olayın ciddiyetine yakışır ne bir soruşturma ne bir açıklama ne bir ilgilenme görüyoruz. BDP olarak bu saldırıları şiddetle kınıyoruz ve Ermeni yurttaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız. Bu saldırıların da takipçisi olacağız. Hükümeti de yerel yöneticileri de ciddiyetle bu saldırıları soruşturmaya, suçluları yakalamaya ve bundan sonraki saldırıları önlemeye davet ediyoruz.”

‘BUNUN ADI IRKÇILIKTIR’

CHP’li Birgül Ayman Güler’in sözlerine de tepki gösteren Kışanak, “Irkçı ayrımcı aymaz bir cümle kurmuştur. Bu, kimlikler arasında hiyerarşi kuran bir yaklaşımdır. Bunun adı da ırkçılıktır. Bir de çıkıp bu cümleyi savunmaya çalışıyorsunuz. Irkçılığın bilimselliği olabilir mi? Olsa olsa kafatasçılık yapmak isteyenlerin bilim zannettiği şey olabilir bu. Biz biliyoruz bu ülkede bir dönem insanların kafatasına bakılarak kim Türktür kim değildir diye buna bilimsel çalışma diyenler de çıktı. Mimar Sinan mezarında kafatası olmadan yatıyor. Çünkü bilim adına ölçmeye çalıştılar acaba Türk müdür değil midir diye. Irkçılık ve ayrımcılığın ötesinde ‘bundan sonra saldırı halinde olacağız’ diyor. Açıkça nefret suçu işlemeye teşvik ediyor insanları. Yapılacak tek şey ‘ırkçılık kötü bir şeydir bundan kurtulmak için bana yardım edin’ diye insanlardan yardım istemesidir. Sosyal mi psikolojik yardım mı herkes bu desteği sunsun. Ruhunun temizlenmesi lazım” diye konuştu.

‘GÜLER UMUMİ MÜFETTİŞ OLSUN’

CHP’li Güler’in yaklaşımını bireysel bir yaklaşım olarak görmediklerini ifade eden Kışanak, “Tekçi bir zihniyet var” dedi. Kışanak, özgür, demokratik, eşit bir yaşamı kurabilmek için önce ırkçı zihniyetle yüzleşilmesi gerektiğini söyledi. Kışanak, şöyle devam etti: “Bu konuda CHP’ye çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Artık ‘içeride bazı dengeler kuracağım’ kaygısı ile bu ırkçı yaklaşımla devam edemez. Bunu yaparsa CHP’nin bu ülkenin sorunlarını çözme konusunda hiçbir rolünün olmayacağını göstermiş olur. Olsa olsa belki 1930 model araba gibi, eşantiyon gibi tarihi eser gibi orada kalabilir ama politik bir aktör olamaz. Sayın Kılıçdaroğlu, bu zihniyetle hesaplaşmadan birinci derecede sorumludur. Eğer bunu yapmayacaksa önerimiz derhal Meclis’e bir Umumi Müfettişlik önergesi getirsinler. Bu sayın milletvekilini de Umumi Müfettiş olarak atasınlar. Gitsin bakalım bunu hayata geçirebiliyor mu, asimile edebiliyor mu, zorla Türkleştirebiliyor mu denesin.”

AKP EŞİT HAKLARDAN YANA DEĞİL

AKP’nin bir taraftan anadilde eğitimi engellediğini, diğer taraftan da ırkçı olmadıklarını söylediğini ifade eden Kışanak, “Tekçi zihniyetle bu ülkenin barışını bozduk. Herkes bunun faturasını ödüyor. Bizi barışa, huzura götürecek şey bu eşitlik hukukunu temin etmektir. Bugün CHP’liyi eleştirenler aynı şekilde Anayasa Komisyonu’nda eşit haklar istendiğinde evet demiyorlar. Kürtçeyi bu kadar konuşabilirsiniz diyorsanız zaten eşit haklardan yana değilsiniz. Bu nedenle AKP sözcülerinin de kendi politikalarını gözden geçirmesi için bu ırkçı kelimeler bir vesile olmuştur diyorum. Biz eşit özgür onurlu birlikte bir yaşamı istiyoruz” diye konuştu.

ROJAVA AMBARGO ALTINDA

Suriye’deki gelişmelere de değinen Kışanak, Türkiye’nin Suriye’deki Kürtlere ilişkin kışkırtıcı ve tehlikeli bir politika yürüttüğünü, Türkiye’den gönderilen silahlı grupların Serêkaniyê’de çatışma çıkardığını hatırlattı. Kışanak, “AKP hükümeti çok tehlikeli oynuyor. Çıkacak bir savaşta bizim sizin evlatlarınız ölecektir. AKP’nin bu politikası karşısında herkes durmalıdır” dedi.

Rojava’da 7 kentte Esad güçlerinin bulunmadığını hatırlatan Kışanak, “Kürtler siyasetin, örgütlü toplum olmanın bütün inceliklerini kullanarak Esad güçlerini topraklarından defetmiştir. Türkiye bu başarının arkasında durmalı. Eğer oradaki zihniyetin değişmesini istiyorsa bu 7 kentte örgütlü halk gücünün ortaya çıkardığı pozisyon bir başarıdır. Demokratik Suriye için de bir şanstır. Bu sistemin güçlendirilmesi lazım. Ama şu anda orada halk Gazze gibi ambargo altında. Türkiye’nin tam 12 sınır kapısı var Suriye ile. Tamamı insani yardıma kapalıdır, çeteci gruplara açıktır. Açıkça Gazze’deki ablukanın bir benzerini yaşıyor Rojava. Çetelere her türlü silah gidiyor ama Serêkaniyê’ye Rojava’ya, insani yardım gitmiyor. Gelip buradan bir torba un, bebek maması almasına izin verilmiyor” dedi.

Ambargonun derhal kaldırılmasını isteyen Kışanak, “Bu konuda sonuç almazsak halk olarak yardımları toplayıp o sınır kapılarına dayanacağız” dedi. Kışanak, 3 Şubat’ta Viranşehir’de Rojava’ya destek mitingine çağrı yaptı.

‘ÖMER GÜNEY’İN ARKASINDA KİM VARSA ORTAYA ÇIKARILSIN’

Paris katliamına ilişkin gelişmeleri de değerlendiren BDP Eş Genel Başkanı Kışanak, “Cinayet zanlısı olarak tutuklanan Ömer Güney Türkiye’ye çokça gelmiş gitmiş. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması, sık sık gelip gitmesi cinayetten 19 gün önce Ankara’da olması AKP hükümetine büyük bir sorumluluk yüklüyor. Ömer Güney kim, AKP bunun cevabını verecek. Arkasında kimler var, Türkiye’deki bağlantıları kim, AKP’nin sorumluluğudur. İçişleri Bakanlığı, MİT, Emniyet, bize bilgi vermek zorundadır. Cinayetin üzerinden 20 gün geçti hala AKP hükümeti ve ilgili bürokrasiden bir tek resmi açıklama duymadık. Bu da sizi zanlı yapar” diye konuştu.

Etkin Haber Ajansı