Maraş, 19 Aralık ve Roboski Katliamlarında Yaşamlarını Yitirenler Hamburg’ta Anıldı

HAMBURG (17-12-2018)  Hamburg’ta ATİF, ADHK , Hak-Evi , AGİF , KKP , Maraş Girişimi ve HDK-A yerel örgütleri tarafından ”Dünden Bugüne Katliamlar ve Direniş” şiarıyla düzenlenen etkinlikle Maraş , 19 Aralık ve Roboski katliamlarında yitirilenler anıldı. Dün (16.12) açılış konuşmasının ardından katliamlarda yaşamlarını yitirenler için 1 dakikalık saygı duruşu ile etkinlik başladı. İki bölümden oluşan etkinliğin birinci bölümünde yapılan açılış konuşmasının ardından sinevizyon gösterimi kitleye sunuldu. Yaşanan katliamların görsellerinden oluşan sinevizyondan sonra Atilla (Dengbej) isimli sanatçının dinletisi oldu. yapılan dinletide Kürtçe , Türkçe eserler seslendiril. Sanatçı son eserini Ezidi halkına ithaf etti . Etkinliğe 30 dakika ara verildi.

İkinci bölümde gazeteci Elif Sonzamancı , Mukaddes Erdoğdu Çelik ve HDK-A eş sözcüsü Demir Çelik’in katıldığı panele geçildi.

Cuma Namazı Katliamlarda Bilinçli Tercih Edilen Gün

Panelde ilk söz hakkını gazeteci Elif Sonzamancı aldı. Elif Sonzamancı Maraş katliamına ilişkin sunum gerçekleştirdi. Yaptığı sunumda dikkat çeken bölümler şu şekildeydi;Maraş katliamı akabinde ki dava sürecine vurgu yapıldı. ”Davanın delilleri ‘Devlet Sırrı’ denilerek saklandı. Dava süreci örtbas edildi.” sunumuna Maraş’ın neden seçildiği üzerine devam eden Sonzamancı; ”Devlet için Stratejik öneme sahipti Maraş. Maraş’ta Ermenileri , Kürtleri , Alevileri katlettiler. Katledilenlerin sayısına bakacak olursak korkunç bir rakamla karşılaşırız.”dedi. Devlet politikasına vurgu yaptığı sunumda devletin 3 aşamalı politikasına değindi. Asimilasyon politakası izleyen devletin bununla yetinmediği , Göçe zorlama ”Göç politikası” uyguladığını bununlada toplumu kendine göre şekillendiremediğinde katliamlarını devreye soktuğunu aktardı. Katliamın başlangıçına değindiği konuşmasında ”Cuma Namazı” sonrası 2 Öğretmenin cenaze töreninin yapıldığına vurgu yapıldı. Cuma Namaz’larının bu katliamda ve daha önceki katliamlardaki galeyana hazır bir kitleye ulaşmakta zorlanılmadığı söylendi. Planlı olarak bugünün seçildiğini ve herşeyin öncesinden hazırlanıldığına değindi. Bildiriler dağıtılıp alevi öldürmenin cennete gitmenin yolu olduğuna yönelik söylem ve propaganda yapıldığını , derin devletin gizli örgütlerininde devreye sokularak katliamları gerçekleştirdiğini vurguladı. Sunumunu özelde Maraşlı’lara değinerek bitirdi. Katliamın devlet tarafından örtbas edilmek istenmesine karşın özelde sürgünde bulunan Maraşlı’ların kamuoyuna konuyu taşıyarak olayın unutulmaması üzerine görevlerinin olduğunu hatırlatarak sunumunu bitirdi.

Galya Horozu Öttü

İkinci söz hakkı gazeteci , yazar Mukaddes Erdoğdu Çelik’e verildi. Mukaddes E. Çelik Hapishanelerde gerçekleşen katliamları ve İnsan Hakları üzerine sunumunu gerçekleştirdi. Konuşmasını Türkiye’den yurtdışı yasağı sebebiyle çıkılmasının zorlaştığını vurgulayarak başladı. Çelik ” Türkiye’den yurt dışına gelmek kolay değil” diyerek yakın zamanda yaşadığı baskıları dile getirdi. İnsan Hakları Haftası olması sebebiyle konuşmasının bir bölümünde bu konuyu işleyen Çelik ; ”İnsan hakları haftası emperyalistlerin değil , Sovyetlerin , dünya halklarının mücadelesinin bizlere armağanıdır” dedi.  İnsan Hakları Evrensel beyannamesine ilişkin yaptığı konuşmasını bedel ödenerek kazanılmış hakları emperyalistlerin , gerici devletlerin almaya kalkıştğına vurgu yaptı. Kendisinin 45 yıllık hapishane deneyimlerinden yola çıkarak hapishanelere ilişkin sunumunu gerçekleştirdi. 12 Mart’ta gerçekleşen darbe ile tutsaklık yaşamının başladığını dile getiren Mukaddes E. Çelik ”Kapitalist Modernitenin Ürünüdür Ceza – Cezaevleri ” belirlemesini yaptı. ’72 Darbesinde devletin Komünistlere karşı kaba şiddet darbesi yaptığını vurguladı. Komünistlere karşın devletin mücadele metodlarında çok yetkin olmadığı bir dönem olarak ’72 darbesini gördüğünü vurguladı. Ona karşın ’80 Darbesinde daha kapsamlı ve planlı metodlarla devrimcilere karşı katliam politikaları izlendiğine değindi. Hapishanede olan tutsaklara 13’e 1 kanunu hatırlatıldığını ve devrimcilere karşı askeri tutsak muamelesi yapıldığını belirtti. ’80 ve ’90 ‘lı süreçlerde döve döve öldürme metodlarının kullanıldığını hatırlattı. Necmettin Karakaya örneğini verdi. Buna karşın direnişlerede değinildi sunumda. ’80’lerde başlatılan açlık grevine ödenen bedellerle geri püskürtülen saldırılara vurgular yapıldı. 19 Aralık katliamına yönelik aktarımlarda bulundu. Devletin daha öncesinde denediği direnişlerle , ödenen bedellerle geri püskürtülen F tipi saldırılarını 19 Aralık’ta daha kapsamlı ve devletin tüm araçlarıyla yapıldığını vurguladı.  Aktüel duruma ilişkin bilgilerle beraber ”Galya horozu öttü. Fransa’dan başlayan dalga tarihte hep yayılmıştır” diyerek sunumu sonlandırdı.

5 Yılda Bir Yapılan MGK Toplantılarının Katliamlardaki Rolü

Üçüncü ve son panelist olarak Demir Çelik söz hakkı aldı. Roboski katliamına yönelik yaptığı sunumda birçok katliamın nedeninin aynı olduğuna vurgu yaptı. Aralık ayı katliamlarının ve bir bütün olarak T.C ‘de ve Kürdistan’da gerçekleşen katliamların özde bir birinden farkının olmadığını söyledi.  Katliamı gerçekleştiren zihniyete vurgu yaptığı konuşmasında katliamlara karşı yapılması gerekenlere de değindi. Devletin işini yaptığını söyleyerek bu katliamlara karşı halkların direniş sergilemesi gerektirdiğini vurguladı. Katliamları gerçekleştiren devletin niteliğini , ulus devlet aygıtını Sosyalist literatürde yer alan diyalektik yolla incelenmemesi halinde bu katliamların her zaman gerçekleşeceğine vurgu yaptı. Faşist T.C ‘nin Kemalist ulus devlet olduğunu söyleyerek Kemalizm’in ilkelerine değindi. Devrimcilik diyerek , bu ilke kemalizme verilerek gerçekten devrimci olanlara saldırıldı. Kemalizmin devrimciliği barındırdığını başka devrimcinin devlet acısından olamayacağını söyledi. Din , etnik kimlik üzerinden oluşturulan ulus devletin katliamları gerçekleştirmesinin yapısında olduğunu vurguladı. Her 5 yılda bir defa yenilen ve Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında belirlenen planlara vurgu yapıldı. Bu Planlarda devletin yeni katliamları gerçekleştirmek ve ötekileştirme politikalarına ilişkin planların olduğunu vurguladı.

atik-online.net/