MKP Siyasi Büro, yaklaşan 1 Mayıs’la ilgili yazılı bir açıklama yaparak, 1 Mayıs’ın kızıl ruhuna sahip çıkılması gerektiği ve militan bir karşı koyuşla burjuvaziden katliamların hesabının sorulması gerektiği vurgulandı
HABER MERKEZİ (26-04-2016) – Maoist Komünist Partisi (MKP) Siyasi Büro, yaklaşan 1 Mayıs dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.
“1 Mayıs’ın birlik-mücadele-zafer direktifi ve bilinciyle sınıf mücadelesini yükselt!” başlıklı açıklamada, 1 Mayıs’ın kızıl ruhuna sahip çıkılması gerektiği ve burjuvaziden katliamların hesabının sorulması için her yerin 1 Mayıs alanına çevrilmesi gerektiği vurgulandı.
1 Mayıs kızıldır!
Yapılan açıklamada, “Sınıflı tarihten bu yana toplumlar tarihi sınıf mücadelelerine sahne oldu, bu mücadeleyle özdeş oldu. Büyük toplumsal mücadeleler, büyük dalgalanmalar, büyük yığın hareketleri ve ayaklanmalar toplumlar tarihine koşut gelişirken, bu yığın eylemleri ve toplumsal çalkantılar tarihi, ağır bedeller ve elbette somut kazanımlar temelinde ilerlemelere de tanık oluyordu. Mücadeleler ve bu eksendeki gelişmeler muhtevasıyla devasa bir tarih olan bu emek ve insanlık kavgası, insanlığa büyük miraslar armağan ettiği gibi, işçi ve emekçi sınıflara sağlam mevziler yaratmış, tecrübe ve birikimler hazinesi olarak ezilenlerin eline yenilmez silahlar vermiştir. Ezen ile ezilen sınıflar arasındaki bu tarihsel mücadele, belirgin rol ve önemli gelişmeler kaydedilen kesit ve günlerde unutulmaz anlamlar yüklenir, özellikler edinerek öne çıkar. İşte 1 Mayıs bu kesit veya günlerden biridir.
İşçi sınıfı mücadelesinde sembol olmaktan öteye, ödenen bedellerle anlam kazanan ve birlik-mücadele-zafer şiarı temelinde örgütlü mücadele bilincini keskinleştiren köklü kazanımı açısından tarihsel bir dönemeci ifade eden 1 Mayıs tüm tarihçesi ve özellikle işçi sınıfının mücadele birliğine hizmet eden muhtevasıyla anlamlı ve kızıldır. Kızıl olduğu gibi, dünya proletaryası ve emekçi halklarının birlik-mücadele-zafer günü kutlaması ve ortak kazanımı temelinde evrensel bayramıdır da…
Bundandı ki, her 1 Mayıs, özel mülk dünyasının vahşi sömürü ve gerici iktidarlarına karşı, işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin devrimci kültürle bayramlaştırdıkları mücadele geleneği olarak tam bir başkaldırı ruhuyla eylemleştirilmektedir. 1 Mayıs, sınıf dayanışması, sınıf birliği ve sınıf kavgası günü olma içeriğiyle birlikte, işçi sınıfı mücadelesinin bedeller pahasına sağladığı kazanımlarla büyük bir tarih ve emeğin günüdür.” ifadelerine yer verildi.
Taksim Meydanı zapt edilmelidir!
Açıklamada, tüm yasaklara, baskılara ve faşist saldırılara karşın Taksim Meydanı’nda ısrar edilmesi gerektiği vurgulandı. Açıklamada devamla şu ifadelere yer verildi; “1 Mayıs, birlik-dayanışma ve mücadele günü olmanın yanı sıra, işçi sınıfının ağır can bedeli pahasına çetin mücadeleler sonunda kazandığı bir mücadele mevzisi, yarattığı devrimci bir gelenek ve burjuvaziye karşı mücadelede kullanılan etkili bir silahtır da. 1 Mayıs’ın işçi bayramı olması esasta bu özden ileri gelir.
Burjuvazi, 1 Mayıs’ın birlik-mücadele-zafer direktifi temelinde gelişen mücadeleler karşısında başvurduğu yasaklar sökmeyince, daha sinsi saldırılarla onu yozlaştırıp içini boşaltma taktiğini devreye sokmaktadır. ‘’Bahar Bayramı’’ gibi manipülasyonlarla 1 Mayıs’ın sınıfsal özünü gölgeleyip salon kutlamalarına hapsederek meydanları işçi sınıfı ve emekçi kitlelere kapatmaya çalışmaktadır. Bir taraftan meydanlar kapatılıp yasaklanırken, diğer taraftan yasallaştırma adına sınıfsal anlam ve özelliği yok edilerek burjuvaziye mal edilmek istenmektedir.
Bütün bu saldırılara karşı, 1 Mayıs’ın işçi bayramı olarak sınıf karakterine uygun biçimde ve elbette muhtevasına uygun olarak meydanlarda kutlanarak burjuvaziye gerekli yanıt verilmelidir. Baskı, yasak ve faşist saldırılara rağmen Taksim Meydanı’nda özellikle ısrar edilmelidir. 77 1 Mayıs katliamının hesabını sorma, anılarına bağlı kalarak yaşatma, bu bilinç ve tarihi sahiplenerek devrimci değer ve gelenekleri yaşatma, kazanılmış haklardan ödün vermeme, bilakis bu mevzi ve kazanımları mücadele aracı haline getirerek ilerletme bilinciyle Taksim Meydan’ı zapt edilmelidir.”
1 Mayıs’ta örgütlü-örgütsüz tüm güçler alanlara, direnişe!
1 Mayıs’ta Taksim’in zorlanmasını ve çatışarak meydana girilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, saldırılara karşı çatışmanın sadece Taksim Meydanı’na sınırlanmaması gerektiği ve tüm alanların Taksim’e çevrilmesi gerektiğini belirtilerek, tüm örgütlü-örgütsüz güçler 1 Mayıs’ta alanlara ve direnişe çağrıldı.
Yapılan açıklamada son olarak şu ifadeler yer aldı; “Elbette Taksim Meydan’ı birinci öncelik, esas ve stratejik bir kutlama ve anma alanıdır. Bundan vazgeçilemez. Ancak düşmanın yoğun askeri-teknik önlem ve saldırıları objektif olarak Taksim Meydan’ına girmeyi olanaksızlaştırabilir. Tüm iradi çaba ve direnişler sonuna kadar zorlanmalı, çatışarak meydana girme denenmelidir. Ancak yasak ve saldırılara karşı çatışma ve mücadele burayla sınırlanamaz, sınırlanmamalıdır.
O halde stratejik ve somut olarak Taksim ısrarından geri adım atmamak koşuluyla, işçi sınıfının 1 Mayıs’ta ve Taksim Meydanı’nda sergilediği tarihsel ruh ve coşkusuyla alanlara çıkılmalı, ‘’her yer Taksim’’ perspektifiyle tüm sokaklar direniş barikatları ve mücadele alanlarına çevrilmelidir.
1 Mayıs’ın kızıl ruhuna sahip çıkmak ve bu ruhla burjuvaziden katliamlarının hesabını sorarak sokakları ona dar etmek militan duruşla sokakları mücadele alanına çevirmekle mümkündür.
Partimizin örgütlü-örgütsüz bütün güçleri 1 Mayıs’ta işçi ve emekçi sınıflarla meydanlara çıkıp direnişlerde yer alarak, hakim sınıflardan 1 Mayıs katliamları şahsında günümüzde gerçekleştirdikleri katliamların hesabını sorma bilinciyle hareket etmelidir.”
http://www.halkingunlugu.net/