Nepal’de güncel siyasal gelişmeler ve görev!

Nepal2Gazetemizin 96 Sayısında yayınlanan “Nepal’de güncel siyasal gelişmeler ve görev!” başlıklı Nepal’deki sürecin değerlendirildiği yazıyı okurlarımızla paylaşıyoruz

HABER MERKEZİ (03-02-2015)- 2008’de Nepal’de kralın devrilmesinden bu yana anayasa tartışmaları sürgit devam etmektedir. Hatırlanacağı gibi anayasayı belirleme noktasında özellikle ordunun durumuna ilişkin ciddi tartışmalar yürütülmüş ve Maoist hareket içerisinde önemli bir tasfiye süreci yaşanmıştı.

Anayasa tartışmaları kapsamında kısa bir süre önce parlamento partileri arasında fiziki şiddete varan kavgalar yaşanmıştır. Şu anda “merkez sol ittifak’’ argümanıyla iktidarda olan kliğin sunduğu “yeni’’ anayasa taslağına karşı parlamenterist reformist BNKP(M)’ in başını çektiği muhalefetin parlamento kürsüsüne saldırısıyla yeni bir boyut kazanmıştır. İktidar partisinin girişimini engellemek isteyen muhalefet milletvekilleri kürsüye hücum etmiştir. Bunu durdurmak için gerici güvenlik güçleri parlamento kürsüsü önünde duvar örerek karşılamıştır. Yaşanan arbedeler karşısında çeşitli yaralanmalar da olmuştur.

Muhalefet durumundaki 30 siyasi partiden oluşan ittifak aynı süreçte ülke genelinde genel grev çağrısında bulunarak süreci karşılama reaksiyonu göstermiştir. Okullar ve işyerlerinin kapandığı ve ulaşımın durduğu ülke genelinde çekişmeler daha da alevlenmiştir.

Başkent Katmandu’da hükümet karşıtı protestolara saldıran polisle protestocular arasında çatışmalar yaşanmıştır. Gerici polisin karşı- devrimci saldırıları akabinde yaklaşık elli protestocu gözaltına alınmıştır. Bizzat halk kitlelerinin içerisinde yer aldığı ve alacağı genel direnişler, genel grevler ve mücadelelerin hiç kuşkusuz ki belli sonuçları olacaktır. Bu temelde ülke genelindeki genel grev karşısında da belli gelişmelerin yaşanacağı tartışma götürmez.

Protesto eylemleri toplum içerisindeki saflaşmaları hızlandıracaktır

605 üyeli parlamentoda üçte iki çoğunluğa sahip olan hükümetin yasalaştıracağı yeni anayasa taslağına karşı muhalefetin karşı çıkmasıyla birlikte Nepal’de parlamentodaki çekişmenin genel grevle birlikte ülke geneline yayılmasıyla bizzat toplum içerisinde de bir saflaşma sürecini hızlandıracağı söylenebilir. Yaşanan gelişmelere karşın hükümetin kendi anayasasını elindeki parlamento çoğunluğuna dayanarak “yasalaştırıp’’ çıkaracağına ilişkin ısrarı da orta yerdedir. Parlamenterlerin hangi yasayı çıkarırsa çıkarsın bizzat halkın doğrudan muhalefetinin yükseltilerek bu yasaları paçavraya çevireceği de bilinmelidir. Nitekim kitlelere dayanmayarak kendi dar grupçu ve yanlış düzeniçi politikaları sonucu başarısızlıkların yeterince yaşandığı da bir o kadar gerçek olgudur. Özellikle reformizme iyice oturan Prachanda- Bhattarai ikilisinin çizgisi de tam bir yenilgi yaşayarak süreç işlemiştir. Bütün bu yaşanan tasfiyeci reformizm sürecinde kuşkusuz ki ilerici bir konumda duran Kiran- Gaurov çizgisinin de önemli rolleri olmuştur. Zira özellikle daha ilk süreçlerde başta önderlik meselesi olmak üzere strateji ve taktik, amaç ve araç, devrim ve evrim, ittifaklar vb meselelerde ciddi kırılmalar yaşanmış ve bütün bunlara karşı liberal ve oportünist politikalar izlenerek süreçler doğru devrimci anlayış ve pratiklerle karşılanmamıştır. Bu durumdan kaynaklı olarak ise araçlar amacı, taktikler stratejiyi yiyip bitirerek reformist süreç iyice gün yüzüne çıkarak kendini göstermiştir. Dolayısıyla Halk Savaşı’nın daha ilk süreçlerinden itibaren ortaya konan genel devrimci çizgi ve yönelimden yavaş yavaş uzaklaşarak reformizme iltihak etmiştir. Sonuç itibarıyla da Nepal’de zamanın Maoist hareketinin önemli bir bileşeni parlamentoya demir atmıştır. Şimdiki durumda ise muhalefete düştüklerinde can kurtaran olarak bizzat halk kitlelerine giderek basınç oluşturma derdinde olunmaktadır. Oysa parlamento da dahil temsili parlamenter cumhuriyetin her türlü biçimine karşı doğrudan işçi ve emekçilerin iktidarının tesis edileceği Halk Komünleri, Konseyleri, Sovyetleri perspektifiyle hareket edilmelidir. Nepal’de Halk Savaşı’nın kazanımlarını yiyerek değil bizzat bu kazanımlar üzerinden bizzat devrimci zor aygıtı feodal- burjuva devlet mekanizmasını parçalarak doğrudan halkın iktidarı için radikal devrimci mücadele yürütülmelidir. Bu bilinçle gerçek çözüm parlamentoda değil bizzat kitlelerin devrimci silahlı savaşıyla kazanılacaktır. Bu perspektifle parlamenterist ve reformist düzeniçi anlayış ve pratik politikalara karşı ideolojik mücadele yürütülürken, iktidar hedefli devrimci savaş yükseltilerek zafere ulaşılacaktır.

http://www.halkingunlugu.org/