ADHK (17-03-2017) Newroz özgürlük, Newroz isyan ve Newroz sömürü ve talana son demek için kavgaya davet ise eğer, biz bu daveti yüz yıllar önce Kawa’nın dağın doruğunu tutuşturduğu günden beri kabul etmişiz. Ogün yakılan ateş küllenmedi. Bugün daha bir harlanarak ve daha bir bilinçlenmiş şekliyle zindanlarda, dağlarda, şehirlerin sokak ve meydanlarında özelde Kürt, genelde ise çeşitli milliyetlerden Türkiye halklarının yüreklerindeki özgürlük sevdalarını ısıtmaya devam ediyor.
Newroz; cemrenin havaya, suya, yere düşüşü gibi, düşer mazlum halkların yüreklerine. Nasıl ki baharın canlılığı ve üretkenliği börtü- böcek tüm canlıları aşka getirip yaşamın güzellikleriyle kucaklaştırıyorsa, baharı müjdeleyen Newroz’da insanlığı kardeşlik ve barış ekseninde omuz omuza, el ele birleştirir. Newroz, kan içicilerin, insan beyniyle beslenip hayatta kalmayı sürdürmeye çalışanların, sömürüyü – talanı ilke edinenlerin karşısında önce isyandır ve sonra ezilen halklar arasında kardeşliktir.
Mazlum Kürt halkı, dün olduğu gibi, bugün de yeni DEHAK’lara karşı, en azından kendi ulusal kimliğini kazanmak adına özgürlük kavgasını kanı canı pahasına devam ettiriyor. Günün dehak’ları, yani emperyalist haydutlar ve onların yerli çanak yalayıcıları bütün dünya halklarına karşı olduğu gibi, özelde de mazlum Kürt halkına karşı kıyım, yıkım ve katliamlarını tüm şiddet ve acımasızlığıyla sürdürüyorlar. Tüm lanetli saldırılar karşısında direnen Kürt halkının şanlı mücadelesi günün Dehak’larını şaşakına uğratmış ve onları yeni arayışlar içine itmiştir. Kuşkusuz onların arayışı, onlar için makul olandır. İçerden edindikleri uşakları aracılığıyla kendilerinin denetiminde, kendilerine bağımlı bir Kürdistan hayalidir emperyalistlerinki. Hayaller belki kısa bir süre için gerçekleşebilir. Ama, talan ve sömürü devam ettikçe, sınıfsal olarak ezen ve ezilen var oldukça özgür, bağımsız ve demokratik- sosyalist bir Kürdistan sevdasını Kürt halkının yüreğinden söküp atmak imkansızdır. Tüm dünya halkları gibi, Kürt halkı da nihayi kurtuluşunun mutlaka, ama mutlaka sosyalizmde olacağı inancıyla geleceğini şekillendirecektir. Bu, tarihin toplumsal ilerleyişidir, önüne geçilemez.
Kürt, Türk ve çeşitli milliyetlerden halkımızın kendi iradeleriyle seçtikleri milletvekillerini zindanlara tıkmakla, belediyelerine faşist askeri darbeleri bile neredeyse aratacak uygulamalarla kayyum atamalarıyla, Kürt kent ve kasabalarını yakıp yıkmakla, yaşlı genç, çocuk kadın demeden sivil insanları toplu katliamlara tabi tutmakla Kawa’nın yaktığı ve asırlardır devam eden isyan ateşinin söndürüleceğini sananlar, yanıldıklarını her seferinde gördüler ve görmeye devam edecekler. Taki Kürt ulusu kendi kaderini kendi ellerine alana dek. Kürt, Türk ve çeşitli milliyetlerden Türkiye Kuzey Kürdistan halklarının ortak sevdası olan özgürlük ve bağımsızlık kavgasının önüne geçilemiyecektir.
Mesele, tarihin mitolojik geçmişini tekrarlamak ve oraya takılıp kalmak meselesi değildir. Mesele, Kawa’nın ogün o koşullarda yaktığı isyan ateşini bugünün somut koşullarıyla birleştirip, bugünün Dehak’larına karşı, tüm ezilen sömürülen halklarla birlikte kavgayı ortaklaştırıp, zafere kilitlenmektir. Newroz’un korlanmış ısyanını, baharın üretkenliği ve canlılığıyla birleştirip kasırgalara göğüs gerebilmek ve bugünnün özelinde emperyalistlerin ve onların yerli uşaklarının kalelerini fethetmek ve devrimin yıkılmaz kalelerini inşa etmek için faşist tek adam diktatörlüğüne HAYIR diyebilmektir. Halklarımıza orta çağ karanlığını reva görenlere karşı, halkın diriliş ve direniş mücadelesini örgütleyebilmektir. Newroz’un yürekleri ısıtan sıcaklığı ve bilinçleri aydınlatan aydınlığıyla sınıfsız ve sınırsız bir dünyaya uzanmaktır. Newroz özgürleşmektir. Newroz insanileşmektir.
NEWROZ PİROZ BE!
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ!
ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)
17 Mart 2017