On binler Düsseldorf’da “Faşizme Geçit Yok, No Pasaran, Devrimci Tutsaklara Özgürlük” sloganları ile yürüdü

Alman polisinin Öcalan poster ve flamalarının açılmasını bahane ederek kitleye saldırması ortak bir devrimci direniş ile püskürtüldü Sonuna kadar geri adım atmayan ve yasakları tanımayan halklarımızın, kurumlarımızın ortak direniş kazandı

Düsseldorf (05-11-2017) ADHK ve ADEF’inde içinde bulunduğu toplam 43 kurumun birlikte organize ettiği yürüyüş ve mitinge ilgi büyüktü. Avrupa’nın bir çok ülkesinden ve Almanya’dan akın akın gelen kitleler iki kolda buluştu.

ADHK “Tüm devrimci tutsaklara özgürlük, kahrolsun faşist diktatörlük” pankart ve flamaları ile birlikte toplanma alanındaki yerini aldı. Sabahın erken saatlerinden itibaren kitleler kırmızı kol ve yeşil kolda toplanmaya başladılar.

Alman polisi, yürüyüş başlamadan önce Abdullah Öcalan ve çeşitli Kürt sembollerinin yürüyüşte taşınmayacağını ve yasak olduğunu duyurması ile birlikte, yürüyüş alanında toplanmış olan kitleyi zaman zaman taciz ederek çeşitli provakatif davranışlarda bulundu.

Düsseldorf şehrinin bütün sokakları polis tarafından adeta işgal altındaydı ve binlerce polisin göze çarpıyor olması bile olağanüstü bir durumu gözler önüne seriyordu.

Yürüyüşü organize eden Kurumumuz ADHK ve diğer dost devrimci ve demokratik kurumlar; Alman polisinin provakatif tutumuna karşın, alınan kararlar doğrultusunda yasakçı hiç bir anlayışın tanınmayacağı ve birlikte ortak devrimci direniş ile bunların karşılanacağı konusunda net bir tutum ortaya koydular.

Tüm bu tutumlar ve yasakçı zihniyet Alman Devletinin, Türk Devleti ile bir çok konuda halklarımıza karşı kirli bir pazarlığın içinde olduğunun en bariz kanıtı idi.

Yürüyüş gergin bir şekilde 2 saat geç başladı. Her iki kolda toplanan on binlerce kişi “No Pasaran” pankartının arkasında yürümeye başladı. “Kahrolsun faşizm” “ içerde dışarda hücreleri parçala” sloganlarıyla kitle yürümeye başladı.

Yaklaşık 15 dakikalık yürüyüşün ardından her iki kol da Heinrich-Heine Allee’de birleşti. Bir süre sonra yürüyüşçüler, Öcalan’ın binlerce posterlerini açarak, yürüyüşe devam etti. Bunun üzerine polisin Heinrich-Heine Allee olmak üzere bölgedeki bütün caddelerin giriş-çıkışlarını tutarak, yürüyüşçülere engel olmak istedi.

ON BİNLERCE GÖSTERİCİNİN DİRENİŞİ YASAĞI DELDİ

Polisin bütün ısrarlarına rağmen kitle Öcalan’ın posterlerini indirmeyerek, sloganlar atmaya başladı. Bunun üzerine büyük bir polis gücü ile oturma eylemi yapan kitleye saldırdı. Gaz, cop ve TOMA’ların da kullandığı saldırıda çok sayıda kişi yaralanırken, onlarca kişi de göz altına alındı. Yaşlı, kadın ve çocuklara aldırmayan Alman polisi, şiddet kullanarak, kitleye saldırması Gezi’de ve Amed sokaklarındaki Türk polisin göstericilere saldırı manzaralarını anımsattı.

Saldırılara karşı kitle topyekün direnerek ortak bir direniş başladı. TOMA ve gazlı saldırılara karşı direnişe geçen kurumlarımız dağılmayarak güçlü bir ortak irade ortaya koyup, sloganlarla mücadeleyi yükselttiler. Öğleden sonra Heinrich-Heine Allee caddesinde Öcalan’ın farklı renklerde binlerce posterleri dalgalanmaya başladı. Bu esnada sık sık polis aramasında yapılan anonslara rağmen kitle direnişini sürdürdü.

Polisin saldırılarına karşı 5 saat süren Tertip komitesi önderliğindeki kitlenin direnişi Heinrich-Heine Allee’de yapılan bir miting ile sona erdi.

Polisin bütün ısrarlarına rağmen Öcalan’ın posterleri akşama kadar dalgalanırken, burada yapılan konuşmalarda Alman Devletinin tutumu kınandı.

Düseldorf’da halklarımızın birlikte ortak mücadelesi kazandı.

Halklarımız kurumlarına sahip çıkarak, yasakları tanımadı. Düseldorf sokakları bir kez daha devrimci direniş ruhunun mücadelesine tanıklık etti.

Mücadelemiz bundan sonrada dost kurumlarımızla birlikte devam edecektir.