İSTANBUL (13.07.2013) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “destan” olarak tanımladığı polis terörünün bir mağduru da ODTÜ Felsefe bölümü 1’inci sınıf öğrencisi İsmail Aslan oldu. Taksim dayanışmasının çağrısı üzerine 6 Temmuz günü Taksim’e girmeye çalışan Aslan, çevik kuvvet ekiplerinin 20 metreden ateşlediği gaz bombasıyla alnından yaralandı. Kafa kubbesi kırılan ve beyin kanaması geçiren Aslan altı gün tutulduğu Cerrahpaşa Hastanesinden Cuma günü taburcu olsa da artık hayatı eskisi gibi olmayacak, çünkü ani hareketlerde beyin kanaması riski ile yaşayacak.
12 Temmuz Cuma günü Cerrahpaşa hastanesinden taburcu olan 23 yaşındaki Aslan’ın beyin kanaması tehlikesi sürüyor.
6 Temmuz Cumartesi günü Taksim Dayanışmasının çağrısıyla Taksim’e gelen Aslan, yaşadıklarını ANF’ye anlattı. Aslan o gün, Tünel’den İstiklal Caddesine girdiğinde burnuna gelen gaz kokusundan müdahale olduğunu anlamıştı. Dağılmış olan kalabalıklar ise ara sokaklarda tekrar toplanıyordu.
“Bir araya gelip yürümeye başladık, Ağa Camiye geldiğimizde müdahale başladı” diyen Aslan, şöyle anlatıyor: “Eski Emek sinemasının bulunduğu sokağa sığındım. Polis tüm sokakların başını tutmuştu. Bulunduğum noktadan İmam Adnan sokağa indiğimde bir taraftan polisin akrep aracı diğer taraftan gaz bombası sıkan çevik kuvvet tarafından iki yanımız da kuşatıldı. Hemen bulduğum ilk otele girdim. Polis sokakta rastladığı herkesi coplarla feci şekilde darp ederek, gözaltına alıyordu. Ben bulunduğum yerden yaşanan vahşete tanıklık etsem de insanların yardımına koşamıyordum. Sokaktan geri çekildiklerinde dışarısının ne durumda olduğuna bakmak için dışarı çıktığımda bir grup tekrar Mis sokakta toplanıyordu. Ancak çok geçmeden tekrar bir müdahaleyle karşı karşıya kaldık. İnsanlar resmen iş yerlerinde rehin kalmıştı. İmam Adnan sokağa geri döndüm. Sokağın ortasında yürürken, sokak başında konuşlanan polisler birden 20 metreden beni alnımdan vurdu. Kulaklarım çınladığı için önce ses bombası geldiğini sandım ancak yüzümden akan kanlarla gaz bombası kapsülüyle yaralandığımı anladım. Gönüllü doktorlar ilk sağlık müdahalesinde yetersiz kalınca yanımdaki arkadaşım polis barikatlarını aşarak beni hemen taksiye bindirdi ve Cerrahpaşa hastanesine götürdü.”
YOĞUN BAKIMDA İFADE ALMA ÇABASI
Cerrahpaşa Hastanesinin acil servisinde çekilen film, Aslan’ın frontal beyin yaralanması, kafa kubbesi kırılması ve travmatik subkranoik kanama geçirdiğini gösteriyordu. Alnına yedi dikiş atıldıktan sonra adli raporu yazan acil servisteki doktora ısrarla gaz bombası kapsülüyle vurulduğunu söylese de ilk etapta darp olarak kayıt tuttu. Daha sonra da “gaz kapsülü geldiğini söylüyor” diye bir not düştü.
Aslan, sonrasını şöyle anlatıyor: “Beyin kanaması durmadığı için yoğun bakıma alındım. Ancak bu haldeyken bile hastane polisi defalarca ifademi almak konusunda diretmiş. Tutulduğum yoğun bakımdaki doktorların tepkisi üzerine gitmek zorunda kalmış. 36 saat boyunca yoğun bakımda tutulduktan sonra normal servise alınsam da toplardamarıma kırığın temas etmesi nedeniyle ameliyat yapılamadı. Kanamayı zar zor ilaçlarla durdurdular. Beni muayene eden cerrahlar ise yazdıkları raporda gerçeği yansıttılar.”
VAKIF PARASI ADI ALTINDA 300 TL
12 Temmuz’da Cerrahpaşa hastanesinden taburcu olan Aslan, hastaneden çıkışının da keyfi uygulamaya takıldığına da dikkat çekti. Hastaneden çıkışta vakıf parası adı altında kendisinden 300 TL istendiğini söyleyen Aslan, darp kaydı tutulan adli raporun nüshasının da kendisine verilmek istenmediğini belirtti.
300 TL’yi ödemeyi reddeden Aslan, ancak hastane yatak odası parasını ödeyerek taburcu oldu. Hala beyin kanama riskiyle karşı karşıya olan Aslan, henüz 23 yaşında olmasına rağmen uzun bir süre bu tehlikeyle yaşayacak.
Aslan İHD İstanbul Şubesine başvuracağını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine açılması beklenilen toplu davaya müdahil olacağını belirtti. Sağlık sorunlarını atlatır atlatmaz direnişçilerin yanına döneceğini vurgulayan Aslan, “Bizim canımıza kast edenler, bizi bu şekilde yıldıramayacak. Demokratik haklarımı kullanmaya devam edeceğim” dedi.
ZEYNEP KURAY
ANF