Fetih Koç (24-02-2019) Ziya Ulusoy Dersimdeki itifak görüşmelerinden ve kurumların tutumlarından bihaber olamaz Haberi olduğu halde sosyalistlere böyle atıfta bulunması siyasal çıkmazlığın sonucudur Aynı zamanda bir çizgi sornudur
Dersim özgülün de sosyalistlere karşı “kırmızı çizgilerimiz var ve tartıştırmayız.” diyen HDP, görüyoruzki beyaz çizgileri bile yokmuş.
Ziya Ulusoy’a atfen yazıyorum. Kendisini, Türkiye Kuzey Kürdistan devrimci hareketin bildiği tanıdık bir isimdir.
“Yerel Seçimde Hangi Görüş Açısıyla” kaleme aldığı makelesi, Etha ve Özgür Politika gazetesinde yer aldı.
Seçimlerle ilgili görüş bildiriminde hazin bir durum yaşadığı açık ortada.
“Öte yandan faşizme karşı mücadele, hem tüm halk güçlerinin demokratik birleşik mücadelesi olarak yürütülmeli hem de burjuva kliklerin iktidar dalaşından bağımsızlığını titizlikle ve kararlılıkla korumalıdır.” diye aktarmış. İyi-güzel ama bileşeni olduğu itifak blok bunun neresinde?
Faşizme karşı ortak mücadeleyi koruyalım, ama nasıl? Ziya Ulusoy’un belirttiği gibimi? Tabiki hayır. Ziya Ulusoy HDP’nin AKP-MHP ”cumhur” itifakına karşı, CHP-İYİ Parti’nin ”millet” itifakına verdiği açık desteğine hiç değinmeden, sadece üste aktardığım bir tespitini satırlar arasına sıkıla sıkıla yerleştirmiş. Oysa, HDP bu yerel seçimlerde kırk dokuz (49) ilde aday çıkarmıyarak faşist CHP-İYİ Parti blokuna adı konulmamış bir destek vermektedir. HDP’nin içine düştüğü bu durumu görmemezlikten gelirken, bunu suçunu ve günahını yine kendileriyle bu süreçte aynı kulvarda yürümiyen sosyalistlere yüklemekte. Ziya Ulusoy ideolojik ve ortağı olduğu HDP’nin duruşuna göre politika belirtiyor. Yanıldığını çok iyi biliyor ama yapacağı bir manevrası yok. Aktaralım!
”Öncelikle, anti-faşist mücadele, aynı zamanda kapitalizme karşı mücadeledir. Anti-faşist mücadele sürecinde, sermayenin en gerici kesimine, okun sivri ucunu doğrultmak, sermayenin iktidara hakim olmayan siyasal temsiliyle mücadele edilmeyeceği anlamına gelmez. Bu tamamıyla somut durumun ortaya çıkardığı devrimci taktik meselesidir. Çelişki ve çatışmada esas yönü teşkil eden gericiliğe yönelmek, diğer gerici kesimlerle mücadeleyi ortadan kaldırmaz. Faşist iktidarı geriletme mücadelesi, son tahlilde burjuva kapitalist sistemin tüm gerici çarklarını kırdığı oranda, tarihsel rolünü oynayacaktır. Aksi bir tutum, bir burjuva kliğe karşı, başka bir burjuva kliğe alan açmaya hizmet eder ki, buda anti-faşist mücadeleyi, kapitalizme karşı mücadele çizgisinden uzaklaştırır.” (Gazete Patika-Perspektif) Ziya Ulusoy’a Gazete Patika da ”Faşizme Karşı Mücadele ve İttifaklar Üzerine” adlı makaleyi okumasını öneririm.
Devamla ne diyor Ziya Ulusoy ”Oysa işçi sınıfı ve halklarımız adına hareket eden her güç, Erdoğan faşizminin bizim cephe için öngördüğü saldırı ve tasfiye stratejisine karşı esas olan alanlardaki mücadeleye tabi kılmak gerektiği açık değil mi? Açık ve bu hedefe bağlılık belediye seçimlerinde demokratik devrimci güçler arasında anlaşmalarda esnek davranmayı gerektirir.” Dersimde, sizin de bileşeni olduğunuz HDP’den biz esnekliği göremedik. Kırmızı çizgilerini öne sürdüler. Ama görüldükü çizgiyle alakalı bir durumları yokmuş. Yinede dostlarımızın düştüğü bu durumu anlamaktayız ve kendileriyle ideolojik mücadelemizi sördüreceğiz.
Dersim özgülünde sosyalistlere karşı hiç esnek olmayan bir HDP var. Esneklik karşılıklı olur. Ve karşılıklı tavizler vererek itifaklar kurulur. Yazar, HDP’ye hiç dokunmadan okun ucuna SMF’yi koyması içine düştüğü siyasal politik konjöktürden kaynaklıdır. Oysa, yazar devrimci kurumların ortak itifaklar oluşmasında deneyimlidir. Ve nasıl olacağı konusunda da bilgi ve tecrübe sahibidir. Ama bilgi ve tecrübe tek başına yeterli değidir. Esasen ideolojik bir çizgi sornudur. Sorun ideolojiktir.
Bugün, yerel seçimler özgülünde devletin faşist partiler arasındaki iki blok şeklinde ayrılması onların faşist devletçi özünü değiştirmez ve AKP-MHP gericiliğne karşı CHP-İYİ Parti gerci faşist blok ezilen halklara tercih edilmez. Yine bir aktarımla Ziya Ulusoy’un çokça dillendirdiği tek yanlı faşizmi geriletmeye iyi bir cevap olacaktır.
“Öncelikle, anti-faşist mücadele, aynı zamanda kapitalizme karşı mücadeledir. Anti-faşist mücadele sürecinde, sermayenin en gerici kesimine, okun sivri ucunu doğrultmak, sermayenin iktidara hakim olmayan siyasal temsiliyle mücadele edilmeyeceği anlamına gelmez. Bu tamamıyla somut durumun ortaya çıkardığı devrimci taktik meselesidir. Çelişki ve çatışmada esas yönü teşkil eden gericiliğe yönelmek, diğer gerici kesimlerle mücadeleyi ortadan kaldırmaz. Faşist iktidarı geriletme mücadelesi, son tahlilde burjuva kapitalist sistemin tüm gerici çarklarını kırdığı oranda, tarihsel rolünü oynayacaktır. Aksi bir tutum, bir burjuva kliğe karşı, başka bir burjuva kliğe alan açmaya hizmet eder ki, buda anti-faşist mücadeleyi, kapitalizme karşı mücadele çizgisinden uzaklaştırır.” (Gazete Patika Perspektif)
Kemalizmin kanlı tarihin en sıradan bir demokrat bilirken, Ziya Ulusoy bunu es geçmesi ve HDP’nin kırk dokuz (49) ilde aday çıkarmayıp, özelde kendi tabanını geneldeyse tüm devrimci-demokrat kesimi faşist blok CHP-İYİ Parti itifakına yönlendirmesi ve bu bloktan “demokrasi” medet umması tam bir sefilliktir.
Ziya Ulusoy yazısını şu paragrafla sonlandırıyor. “Henüz zaman varken yeniden demokratik devrimci güç birliğine katılmak, anlaşmada esnek davranmak Erdoğan faşizmine karşı mücadele yoldaşlığının gereğidir. SMF’den beklenen bu olmalıdır.” Yani, yazar kendisinden bir beklentisi yok. SMF’nin son kerteye kadar çok esnek davrandığını HDP de, yazarda çok iyi bilmektedir ve haberdardır. Ama kendisinden ve bileşeni olduğu HDP’den bir umudu ve beklentisi olmayınca SMF’den beklemsi elbette anlaşır bir durumdur. Ama, Ziya Ulusoy bilirki SMF ilkeler üzerinden itifaklar kurar. Bu da SMF’nin bağımsız bir siyasi kurum oluşundan kaynaklıdır. İdeolojik dokusu tarihidir. Tarihsel sürecine ve geçmişine sahip çıkmayan geleceği de yaratamaz.
Ziya Ulusoy çok birliktelik istiyorsa, ki birlikteliğ (ilkeli eylem birliği)) batıda düzen partilerine alan açan HDP ve onun bileşenleri, Dersimde de sosyalistlere zaman geçmeden esnek davranıp bir fiil katılmalılar. Doğru olan ve halkında beklentisi sosylaistlerle birlikte süreci omuzlamaktır. Oysa, yazar bu çağrıyı Dersimde oluşturulan “Güç Birliği”ne yapması doğru olurdu.
Son olarak yine Gazete Patika perspektif makelesinden buraya konuyu bağlama ve Ziya Ulusoy meseleyi anlaması açısından öğretici olduğu için aktararak bitiriyorum.
“Şu bir gerçektir. Genel seçimler veya yerel seçimlere ilişkin politika taktik alanına dair bir politikadır. Bu, her iki taktik politika arasında önemli farkların olmadığı anlamına gelmez. Genel seçimlerde siyasetimiz, genel A/P ile sistemi teşhir etmek, kitleleri sistem partilerinin yedeğinden çıkarmak, sosyalizm ve devrim fikrini en geniş kesimlere ulaştırmak, ezilen ulus-inanç ve sömürülen kesimlerin mevcut devrimci kurumlarıyla en geniş çerçevede ortaklaşmak gibi genel bir taktik üzerinden şekillenirken, yerel seçimlerde, “sosyalist halkçı yerel yönetimleri” yaygınlaştırma siyaseti ile yer almaktayız. Yani yerel yönetimlere ilişkin bir programla kitlelerin karşısına çıkmaktayız. Bunun anlamı açıktır. Bu bazı anlayışların içini boşaltarak ifade ettiği gibi, yerel yönetimler üzerinden, sosyalist-komünist adaylarla kazandığımız bölgelerde, sosyalizmi uygulayacağız demek değildir.”
Meselenin özü budur!